Denktaş : Sonuna kadar direneceğiz
Abone olKKTC'nin Birinci Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, “Türkiye (Biz sizden vazgeçtik) deyinceye kadar direneceğiz. Ağlamamak bizim kararımızdır" dedi
KKTC'nin Birinci Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, “Türkiye (Biz
sizden vazgeçtik) deyinceye kadar direneceğiz. Ağlamamak bizim
kararımızdır. Bizi ağlatmamak da bu davanın ve Kıbrıs'ın sahibi
olarak, millet olarak yüce Türk Milleti'nin kararıdır” dedi. Rauf
Denktaş, Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği'nin Girişimcilik
Haftası etkinlikleri çerçevesinde düzenlediği “AB Sürecinde Türkiye
ve KKTC” konulu konferansa katıldı. Kıbrıs Türk halkının
mücadelesini ve Kıbrıs üzerindeki politikaları anlatan Denktaş,
AB'nin medeniyet, insan hakları, hukukun üstünlüğü ve adalet demek
olduğunu öğrendiklerini, ancak bunların hiçbirinin olmadığını
gördüklerini söyledi. AB'nin Kıbrıs konusunda Türkiye'yi suçlu
sandalyesine oturtmaya çalıştığını öne süren Denktaş, “Türkiye, AB
üyeliği için çok önemli olan Kopenhag Kriterlerini yerine getirdi.
AB, ısrarla Türkiye'ye diğer üye ülkelere koymadığı şartları ortaya
koyuyor. Türkiye'yi haklı olduğu davada mahkum etmek istiyor.
Türkiye'ye konulan şartların daha da devamı gelecektir” dedi. “ABD,
İngiltere ve AB'nin İslam ülkelerindeki petrol kuyularını, İslami
terör bahanesiyle Kıbrıs üzerinden kontrol etmek istediğini” öne
süren Denktaş, şöyle konuştu: “Annan planı, içi boş bir plandır.
Türkiye üzerinde politik oyunlar oynamak istiyorlar. ABD; Türkiye
için, Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyeti, ılımlı İslam cumhuriyeti
kavramını öne attı. (Kurtuluş Savaşı'nı Atatürk kazandırmadı)
mesajını vermeye çalışıyorlar. (Atatürk ilkeleri AB normlarına
uymaz) diyorlar. Türkiye'den Ermeni soykırımını kabul etmelerini
istiyorlar. Türkiye, Çin-ABD ve Çin-Batı ekonomik savaşlarında
tampon bölgede. Türkiye'nin en büyük pazarlık gücü bu. Ama pazarlık
yapamadı. Şimdi Ek Protokol meselesi var... Türkiye'nin Kıbrıs
konusunda haklı davasında uluslararası sözleşmeler ve yasal
haklarını görmezden geliyorlar.” Türk askerinin Kıbrıs'tan
çekilmesini, Maraş'ın yeniden Rumlara verilmesinin istendiğini
vurgulayan Denktaş, “Zorla Güneye Göç Etmiş olan Rumların
Mallarının İadesi ve Tanzimi” konusundaki yasanın çıkarılmasının
istendiğini vurgulayarak, şöyle devam etti: “Bu ne demektir.
Türkiye, Kıbrıs'ta işgalci olduğunu kabul ediyor demektir.
Yapılması gereken (Bunu yapamazsın) diye karşı çıkmaktır. Bu yasa
çıkarsa kendi kendimizi mahkum etmiş olacağız. Ek protokol kabul
edilirse Türkiye en haklı olduğu davayı nasıl anlatacaktır? (Kıbrıs
yüktür) diyenler vardır. Bunlar, Kıbrıs Türk halkının moralini
bozmak istemektedirler. AB'ye karşı değiliz ama AB'nin şartlarına
ölesiye karşıyız. Durumu Sevr Anlaşması'na kadar getirdiler. Ek
protokol mecliste onaylanırsa en güçlü ve en haklı olduğumuz davayı
nasıl müdafaa edeceğiz bilemem. Tabiatıyla bazı insanlarımız da
Türkiye'nin Kıbrıs'tan vazgeçme kararını, Annan planına (evet) deme
kararı almıştır. (Şimdi usulüne göre hareket ederek yük addedilen
Kıbrıs'tan kurtulmaktır) diyenler vardır. Açıkça (Atatürk ilkeleri
bir yana Türkiye Sevr Anlaşmasını uygulamalıdır) diyorlar. İşi
oraya kadar getirdiler.” Kıbrıs konusunda bir umut kaldığını, bunun
da Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer olduğunu belirten Denktaş,
şöyle devam etti: “O umut da Çankaya'dır. Cumhurbaşkanı Sezer'in
sesidir. Sayın Sezer demiştir ki (Kıbrıs'ta dili, dini ayrı iki
halk, iki ayrı devlet vardır. Ve Kıbrıs'ta dengeler vardır.
Türk-Yunan dengesi. Lozan Anlaşması ve 1960 Anlaşması vardır. Yani
Türkiye'nin üye olmadığı bir yere Kıbrıs giremez dengesidir.
Devletin başı bunlar kaale alınmazsa Kıbrıs meselesi halledilemez)
demiştir.” Cumhurbaşkanı Sezer'in önerileri için çağrıda
bulunduklarını dile getiren Denktaş, “Çağırıyoruz, yalvarıyoruz.
Bunu aynen TBMM'den geçiriniz, hükümet kararı olarak bunu AB'ye
duyurunuz. Basın önem versin manşetler atsın diyoruz. Benim ülkem
de, meclisim de, hükümetim de aynı şeyi yapsın diye... Ama şimdilik
bir hareket yok” diye konuştu. Kıbrıs sorunun iyiye gitmediğini
dile getiren Denktaş, sonuna kadar direneceklerini belirtti.
Denktaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Peki, nereye gidiyoruz? Bizim
cevabımız direneceğiz. Türkiye (Biz sizden vazgeçtik) deyinceye
kadar direneceğiz. Direnmek mecburiyetindeyiz. Nasıl Türkiye bizim
yanımızda değilken bile direndik ve en sonunda kurtardık,
kurtarıldık. (Başka çaremiz yok) diyoruz. Ama Türkiye açık açık
artık, (yük oldunuz biz artık sizi taşıyamayız. Atatürk'ün,
İnönü'nün, Korutürk'ün dediği gibi, Kıbrıs elden giderse Türkiye
denizlere açık ülke olmaktan çıkar gerçeği, gerçek değildir. Biz
denize de çıkarız, havadan da uçarız) diyerek oniki adaya, onüçüncü
ada olarak Kıbrıs'ı birleştirirlerse o zaman Girit örneği Kıbrıs
boşalır. Ve ardından da bakıp bu kadar fedakarlık neden yapıldı
diye ağlarız. Ağlamamak bizim kararımızdır. Bizi ağlatmamak da bu
davanın ve Kıbrıs'ın sahibi olarak, millet olarak yüce Türk
Milleti'nin kararıdır. Başka bir seçeneğimiz yok. Sayın
Cumhurbaşkanı Sezer, milli formülü yeniden ortaya koymuştur.
İnşallah bunu TBMM canlandırır.”