Denktaş müzakelerde ümit görmedi

KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Kıbrıs müzakerelerinde 11 Mart Perşembe gününden itibaren "al-ver sürecine girileceğini" bildirdi. Denktaş bugünkü müzakere hakkında şu bilgileri verdi: "Göçmen sorununu göçmen yaratmak suretiyle halletmek, insan haklarına hizmet değil. Rumlar mal-mülk hakkını inkar etmiyor. Bunların tazminatlarla halledilmesi gerektiğini vurguladık, ancak bu kez reddettiler. Rum tarafı, 1975'te yapılan nüfus mübadelesi anlaşmasını değişik yorumluyor. İki kesimlilik isteğimizi, (etnik temizlik olarak)niteliyorlar. Rumlar, Türk önerilerinin, Avrupa Konvansiyonu ve insan haklarına aykırı olduğunu iddia ediyor. Rum tarafı, Türk mallarına (mecburi istimlak) adı altında yaptığı istimlakları geçerli kabul ediyor. Ancak, KKTC'nin, ekonomik hayatın devam etmesi, iki kesimlilik esasında iki halk arasındaki kavganın sona ermesi ve barışa kavuşulması için aldığı tedbirlerin tamamen reddedilmesi, sorunun çözülmesine yardımcı olmayacak. Bunu görüşmede yeniden dile getirdik. Yapılacak anlaşmada Türk kurucu devletinin korunması için istediğimiz tedbirleri de gündeme getirdik. Derogasyon denilen ayrıcalıkların Avrupa Birliği'nin birinci sınıf yasasına veya anayasasına ek bir protokolle eklenmesi gerektiği üzerinde durduk. Rumlar ise Avrupa Birliği'nin bunu kabul etmeyeceğini söyleyerek bunu reddetti. Biz, bu konuyu kendilerinden istemediğimizi, BM ve AB'den bunun talep ettiğimizi, bunun esas olduğunu ve bunun üzerinde durulduğunu, eğer bu olmazsa o zaman bütün haklarımızın tamamen kağıt üzerinde kalacağının bilindiğini, hukuki açıdan geçersiz olabileceklerinin bilindiğini, dolayısıyla böyle bir oyuna gelmeyeceğimizi tekrar duyurduk. Önerdikleri geçici tedbirleri inceledik. Bu yaklaşım devam ederse, hakikaten Kıbrıs'ı alıp götürmek niyetinden vazgeçmediklerini anlamış olacağız. Yaptıkları öneri, tüm Rum yasalarının 1 Mayıs'tan sonra tüm Kıbrıs'ın yasası olması. Rumların yapmaya çalıştığı; tek millet olan Almanya'nın birleşmesinde atılan adımlara benzer bir adım. Kuzey'deki Türk halkının haklarını ve statüsünü alıp götürüyor. Yapılacak işlerin, 1 Mayıs'a kadar bitmeyeceğini Rum bildiği için, (Anlaşmadık ama, anlaşmış gibi yapalım, geçici bir şeye koyalım ve 1 Mayıs'ta doğru dürüst AB'ye girecek bir devlet olarak girelim)diyor. Yani biz kendi kendimizi aldatacağız. Durumumuz, Rumların bütün yasalarını kabul ve Rumlara kendimizi teslim etmek anlamına gelen bir şey."