Türkiye, son 8 gündür başta Antalya ve Muğla’daki mega orman yangınlarının aynı sıra Denizli, Aydın, Adana, Hatay ve Isparta’daki 200’e yakın orman yangınıyla mücadele ediyor. Halen 7 ildeki 16 ayrı noktada devam eden yangınlarının kontrol altına alınması için çalışmalar yoğun bir şekilde devam ediyor.Bilim dünyası ise orman yangınlarından korunmak ve büyük yangınların önlenmesi amacıyla orman sahasına dikilebilecek dayanıklı türler ile genelde yangınların başladığı yol kenarlarıyla ormanlar arasında nasıl bir duvar oluşturulabileceğini tartışıyor.Farklı platformlarda bu tartışmalar devam ederken, Denizli’de 30 yıl önce hayata geçirilen bir proje sayesinde ormanların önüne farklı bir türle duvar oluşturulduğu ve bu sayede geçen sürede hiçbir yangının yaşanmadığı ortaya çıktı.1990 yılında Çardak ilçesine bağlı Gemiş Mahallesi sınırlarında bulunan Söğüt Dağı eteklerindeki makilik alanın bölgede küçükbaş hayvancılığın geliştirilmesi amacıyla ağaçlandırılmasına karar verildi. Bölgede oluşacak bir orman varlığının yangınlara neden olabileceği endişelerine rağmen dönemin Muhtarı Ömer Aydın, birkaç kez Ankara’ya giderek projeyi onaylattı. Orman ekipleri tarafından dağın eteklerinde fidan dikimleri devam ederken; bu sefer de akıllara yol kenarında oluşacak bir kıvılcımın ormana sıçramasının nasıl engellenebileceği sorusu geldi.Dayanıklı ağaç türlerini iyi bilen köylülerin talebi üzerine, ormanlık alan ile yol arasına bir duvar oluşturması için yol kenarına badem ağacı dikilmesine karar verildi. Orman Bölge Müdürlüğü tarafından temin edilen binlerce badem fidanı, köylüler tarafından 5 kilometrelik güzergah boyunca 3’er metre aralıklar ve çift sıra halinde çam fidanları ile yolun arasına dikildi.Çamlarla birlikte büyüyen badem ağaçları, yol ile ormanlık arasında geniş bir duvar oluşturdu. Dikimden önce makilik alanda zaman zaman yangınlarla karşı karşıya kalan köylüler, geride kalan 30 yılda bir daha hiç yangın tehdidine maruz kaldı.Bunda hem yangına karşı dayanaklı olan badem ağaçlarının ormana perde oluşturması hem de köylülerin kendilerine ekonomik gelir sağlayan bademlere gözü bakmasının katkısı oldu.30 yıl önce Söğüt Dağı eteklerine badem fidanlarını diken kişilerden birisi olan 60 yaşındaki Cemil Yünesin, “Biz 1990 yılında yaptık ve başardık. Türkiye genelinde bu durum örnek olsun, ormanlarımız yanmasın." dedi. "Bu badem ve zeytin ağaçlarını biraz daha geniş alana dikseydik daha iyi olurdu" diyen Yünesin "1990 yılında bu ağaçların dikimi sırasında 2 sıra, yola yakın dikildi. Yangınların çıkmaması amacıyla dikildi." diye konuştu.Yapılan işlemi anlatan Yünesin "Bu zamana kadarda hiç o kadar büyük bir yangın çıkmadı. Yangına perde oluyor, 3 metre arayla çift sıra dikildi. Yangın çıkmaması için dikildi, biri bir sigara atsa onu önlemek için dikmiştik bunları." ifadelerini kullandı."Hem ormanları koruduk hem de köye bir yardımı oldu" diyen Yünesin "Buraya zeytin dikseydik keşke o da faydalı olurdu. Biz Çardak’ta bunu başardık, ağaçları diktik" dedi.Yünesin "Ülke genelinde dikilseydi daha güzel olurdu. Hem gelir amacıyla hem de ormanları korumak amacıyla daha iyi olurdu” dedi.30 yıl önce bölgenin ağaçlandırılması için büyük mücadele veren ve bademlerin yol kenarına 7dikilmesine ön ayak olan 80 yaşındaki dönemin muhtarı Ömer Aydın ise, o dönem yaşadıklarını anlattı."1983-1990 yılları arasında muhtardım" diyen Aydın "Buraya bu dikimi yaptırabilmek için çok Ankara’ya gittim, geldim. Orada bana ‘Biz dikiyoruz ama bir kibrit ile yakılıyor’ denildi. Bende sahip çıkacağımızı söyledim ve sahip çıktık." ifadelerini kullandı."Ormanın altı badem, adam bu ağaçları gördüğü zaman ormanın içine adım atmaz" diyen Aydın "Badem sert ağaç, çam gibi değil. Çam kozalağı bir patladı mı 50 metre ileride bir daha tutuşuyor. Badem ağacının sadece kendi yanar." diye konuştu. Sözlerinin sonunda Aydın "10 tane badem ağacı olsun arasında bir tanesini yak diğerleri yanmaz. Sadece o yaktığın yanar, o da yakabilirsen. Dikimden önce yangınlar oldu. Orman sıkıştırdı, dikimin içine insan da girmedi. Badem ağaçları dikildikten sonra burada yangınlar tamamen kesildi" dedi.