Denizli Beşiktaşı bitirdi
Abone olDerbi sonrası spor yazarları tartışılan maçı yorumladı. Ahmet Çakar, Mustafa Denizli ve hakem Cüneyt Çakır'ı hedef aldı.
Galatasaray'ın Beşiktaş'ı yendiği maç
sonrası spor yazarları derbiyi değerlendirdi. Denizli eleştiri
topladı, hakem de tartışma konusu oldu.
Rıdvan Dilmen (Milliyet): Şahane
maç
Şahane maç oldu. İki takım da hücumu düşündü, iki
takım da futbolda savunmanın olduğunu hiç aklına getirmedi. Ve
maçtaki gol sayısı altı, girilen pozisyon sayısı 15.
Beşiktaş hiç öne geçemedi. 1-1’i yakaladılar, tekrar yediler. Maç
başladığında oyun sanki Beşiktaş’ın lehine gelişiyordu ama çabuk
geriye düştüler. Beraberliği sağladılar, şöyle nefes almadan
yeniden yediler. Ardından ikinci yarı 10 kişi kaldılar. Fark ikiye
çıktıktan sonra Holosko ile ümitlendiler ancak 4. gol gelince maç
bitti.
Galatasaray takımının 4-2 öndeyken iki tane pozisyon vermesi,
defans olarak ne kadar düşündürücü ise Beşiktaş’ın da oyunun her
dakikasında yetenekli oyunculardan sürekli çalım yemesi
düşündürücü. Beşiktaş’ın tam savunmacı diyeceğimiz dört oyuncusu
vardı. Diğerleri savunma yapmak istiyor ama beceremiyor. Mesela
Holosko defansa yardım edeyim derken penaltı yapıyor. Aynı şekilde
Uğur da.
Beşiktaş fikstür avantajını çok düşünüyor ama önünde tek rakip
olmadığını düşünemiyor. Galatasaray uzun haftalardır pozitif
futboluna devam ediyor ama öne geçtikleri zaman konsantrasyon
probleminden rakip kim olursa olsun pozisyon veriyorlar. Ciddiyken
çok dikkatliler.Cüneyt Çakır iki penaltıda da haklıydı. Delgado
Türkçe bilmediği için atıldı. Çakır oyun içerisinde kartlık bol
pozisyon olmasına rağmen hiç elini cebine götürmedi. Sonuçta
yükseliş içindeki Galatasaray düşüşdeki Beşiktaş’ı yendi.
Ahmet Çakar (Sabah): Denizli'nin eseri
Dün geceki derbi Beşiktaş'ın inanılmaz defans hataları yaptığı bir
maç oldu. Sözüm ona Denizli geldikten sonra üçlü savunma daha iyi
defans anlayışı olacaktı ama bunca hafta geçti ben hala Beşiktaş'ın
ne yapmak istediğini nasıl savunma anlayışı içinde olduğunu hiç
anlamadım.
Türkiye'nin ofans yönü en yüksek takımına karşı oynuyorsunuz.
Üstelik Galatasaray'la deplasmanda oynuyorsunuz. Çok önemli atak
silahları olan bir takıma karşı böyle mi oynarsınız? Fenerbahçe
maçından ders almadınız mı? Orada da defans kurgusu ile oynadınız,
sonuç belli...
Dün gece de ardarda hatalar Beşiktaş'ın kaderini belirledi. Lincoln
ve Arda eskisi gibi her an sonucu değiştirebilecek spektaküler bir
yapı içindeler. İleride de üç ayda Türkiye'de bir fenomen haline
gelmiş Baros var. Ama siz kanatları Sericler ile Ekremler ile
kontrol etmeye kalkıyorsunuz. Üstelik Skibbe ne olur ne olmaz
demiş, Ayhan ile Mehmet Topal'ı da defansın önüne koyuvermiş. İlk
penaltıya bakın, sıfır çizgisi üzerinde nerdeyse. Holosko'nun o
penaltıda işi ne? Diğer bir penaltı yani Lincoln'e yapılanına da
bakın. Uğur İnceman'ın Lincoln'e o noktada öyle mi yakalanması
gerek. Nerede savunma felsefesi? Mustafa Denizli namağlup ve harika
bir takım aldığını söyledi. Lütfen bu satırları okuduktan sonra
Beşiktaş'ın mağlubiyet sayısına ve sıralamadaki yerine bakın; yine
Denizli geldiğinde Fenerbahçe ve G.Saray'ın puantajdaki yerine
bakın; Beşiktaş'la kıyaslayın. Evet Sayın Denizli, bu takım senin
eserin. Beşiktaş'a büyük umutlarla getirilmiştin. Senin için de
belki Beşiktaş son şanstı, hala bu kayıpların Beşiktaş için önemli
olmadığını mı düşünüyorsun?.
ÇAKIR'A YAKIŞMADI
Gelelim Cüneyt Çakır'a. İyi niyetinden hiçbir kuşkumuz yok. Verdiği
penaltılar da yüzde yüz doğru. İlk golde de Rüştü topa tam hakim
olamamış ama kart uygulaması başından sonuna dek hatalı. Delgado
sana "İlk faul yaptığımda bana sarı kart gösterdin, bana da ard
arda iki defa kesici faul yapıyorlar. Niye sarı kart vermiyorsun?"
dediğinde Delgado'yu oyundan atıyorsun. Üst düzey hakemlik böyle
olmaz. Vermediğin en az üç dört sarı kart daha var. Beğenmedik.
Böyle hakemlik Avrupa'da kabul göremez.
Levent Tüzemen (Sabah): Lincoln ve Arda
Galatasaray ile Beşiktaş arasındaki maçlar hep keyif verir. Futbol tempolu olur, mücadele gücü yükselir ve bol gollü skorlar yaşanır.
Skorun ağırlığına bakıp "Galatasaray, Beşiktaş'ı ezdi" demek
yanlış olur. Çünkü Delgado atılana kadar kafa kafaya bir derbi
oldu. İlk 16 dakikaya sığan üç golde Tello'nun Delgado'ya attırdığı
golün pası muhteşemdi.
Lincoln kaygan zeminde mükemmel top kontrolü yaparken, ne kadar zeki yaratıcı, etkili ve vazgeçilmez bir oyuncu olduğunu kanıtladı. Galatasaray'ın farklı galibiyetinde Arda ile birlikte başrolü üstelenirken iki golün yaratıcısı oldu.
Sarı kartı olan Delgado'nun hakeme itirazı hataydı. 3-1'den
sonra Holosko'nun golüyle direncini artıran Beşiktaş'ın tüm
moralini İnceman yaptığı gereksiz penaltıyla dibe vurdurdu.
Haşmet Babaoğlu (Sabah): Beşiktaş çuvalladı
Böyle bir halı saha maçından sonra bu soru gerçekten
anlamlı. Çünkü Ertuğrul Sağlam'ın Beşiktaş'ı puan kaybederken bile
modern futbolun gereklerini yerine getirmeye çalışıyordu. Oysa Ali
Sami Yen'de her iki takım da halı saha futbolu oynadı ve
Denizli'nin savunma derinliğinden yoksun, demode adam markajı
yapmaya çalışan takımı çuvalladı. Neden? Futbol böyle oynanıyorsa,
G.Saray'ın Arda'sı ve Lincoln'ü var. Üstüne bir de Cüneyt Çakır'ın
çaldığı ve çalmadığı düdükler eklenince, o maçı G.Saray
kazanır.