Deniz Teğmen'den polise ağır sözler
Abone ol"Amirallere suikast girişimi" davasının tutuklu sanığı Deniz Teğmen Erdoğan, yaşananlarla ilgili polisi suçladı.
"Amirallere suikast girişimi" davasında tutuklu
sanıklarından Deniz Teğmen Alperen Erdoğan suçlamaları reddetti.
Deniz Teğmen Alperen Erdoğan, ''Bize yapılan bir komplodur. İhbar
mektubu isimsiz, imzasız ve sahtedir. İhbarın kaynağı net olarak
bulunamamıştır'' dedi.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın ilk
duruşmasında savunmasını yapan Erdoğan, 15 Temmuz 2009'da İstanbul
Emniyet Müdürlüğüne gönderilen ''uyuşturucu
çetesi'' başlıklı e-postanın ardından gözaltına alındığını
söyledi.
Erdoğan, ''Bu tertibi düzenleyenlerin bizi kendileri için
bir tehdit olarak gördükleri için buradayım. Başımıza gelen bir
komplodur. İsimsiz bir örgüte üye olduğumuz iddia
edilmektedir. Dönem ödevi gibi hazırlanmış bu iddianameyi
hazırlayan zihniyetlere cevabımız çok sert olacaktır'' diye
konuştu.
Evinde ele geçen kitap, CD ve uyuşturucu maddelerin kendilerine ait
olmadığını ifade eden Erdoğan, malzemelerin üzerinde parmak
izlerinin bulunmadığını söyledi. Ele geçirilen flash
belleğin de kendilerinin olmadığını savunan Erdoğan, suçlamalara
neden olan tüm bilgilerin bu flash bellekte yer aldığını
kaydetti.
Erdoğan, savunmasını şöyle sürdürdü:
''Bize yapılan bir komplodur. İhbar mektubu isimsiz, imzasız ve
sahtedir. İhbarın kaynağı net olarak bulunamamıştır. Sahte mektubun
dikkate alınması ve buna istinaden evlerimize baskın yapılması,
bunun bir tertip olduğunu ortaya koymaktadır. Yapılan bilimsel
testler, benim ve arkadaşlarımın uyuşturucu madde kullanmadığını
ortaya koymaktadır. İstihbarat birimlerinin bile ele geçirmesi zor
olan bilgiler, bizim evimizde bulunan flash bellek içinden
çıkmıştır. Evde bulunan anahtarlar da bilgimiz dışındadır.
Kapıcımız izindeyken evimize madde yerleştirme olayları meydana
gelmiştir.''
Soruşturma safhasında intihar eden Yarbay Ali Tatar'ın
günlüklerinin, masumiyetlerinin kanıtı olduğunu belirten Erdoğan,
''Deniz Kuvvetleri Komutanlığına mensup personelin mesaisi yoğun
geçmektedir. Bunun dışında 4 günde bir nöbet tutmaktayız. Bu durum,
hırsızlık ve bu tip tertipler için uygun bir ortam hazırlamaktadır.
Amaç, Türk Silahlı Kuvvetlerini, içinden çıktığı Türk milletinin
gözünde küçük düşürmektir. Adeta bir dijital terör ortamı
yaratılmıştır'' şeklinde konuştu.
Tahliyesini talep eden Erdoğan, savunmasını yaklaşık bir
saatte tamamladı.
Mahkeme Heyeti Başkanı Vedat
Yılmazabdurrahmanoğlu'nun, ''Evinize kaç gün aralıklarla
geliyorsunuz? Bulunan malzemeleri kim yerleştirdi, arama yapan
polisler mi?'' sorusu üzerine Erdoğan, saat 07.00'den 21.00'e kadar
gemide oldukları düşünüldüğünde böyle bir tertip yapılmasının
mümkün olduğunu söyledi.
POLİS YERLEŞTİRMİŞ OLABİLİR
Geceleri her gün bir kişinin evde kaldığını, olay öncesinde evde
bir değişiklik hissetmediklerini ifade eden Erdoğan, ''Ele
geçirilen malzemeleri birileri de yerleştirmiş olabilir, polis de
arama sırasında yerleştirmiş olabilir. İkisi de mümkün''
dedi.
Üye Hakim Oktay Kuban'ın, ''Polislerle her odaya birlikte mi
girdiniz? Ele geçirilen dokümanın yedeğinin verilmesiyle ilgili
size bir bilgi verdiler mi?'' sorusuna Erdoğan, ''Ben salonda
bekledim. Benden ayrı olarak odalara baktılar. Ele geçirilen
dokümanın yedeğinin verilmesiyle ilgili bize bilgi vermediler.
Komşularımız el koyma işlemi sırasında yanımızdaydı'' yanıtını
verdi.
Avukat İrfan Sütlüoğlu'nun, aramalar esnasında buzdolabı dışında
herhangi bir beyaz eşyaya bakılıp bakılmadığını sorması üzerine
Erdoğan, buzdolabına 2-3 polisin baktığını ancak fırın ile bulaşık
makinesine bakılmadığını söyledi.
Mahkeme Heyeti Başkanı Yılmazabdurrahmanoğlu, duruşmanın 14 Mayıs
Cuma günü saat 10.00'a ertelendiğini açıkladı.