Deniz Seki cezaevinde o iddiayı yalanladı
Abone olUyuşturucu ticareti suçundan tutuklanan Deniz Seki, cezaevinde ilk kez konuştu: İngilizce çalışıyorum, kitap okuyorum, yazı yazıyorum!
16 Kasım'da tutuklanarak Bakırköy Kadın
ve Çocuk Tutukevi'ne gönderilen Deniz Seki ilk kez konuştu.
Popstar Türkiye yarışmacılarından Bayhan'ın
cezaevine geldiği ancak Deniz Seki'nin görüşmediği yönündeki
iddiaları ise Seki yalanladı:
"Gelmedi. Ama gelirse tabii ki görüşeceğim."
Armağan Çağlayan ile cezaevinde görüşen Seki, yaşadıklarına isyan
etti:
"Bu da bir sınav ise neden hep ben
sınavdayım?"
Armağan Çağlayan Radikal'de yayınlanan yazısında Deniz Seki'yle ilk
karşılaşma anını şöyle anlattı:
"İnfaz koruma memurlarının eşliğinde Deniz Hanım giriyor,
kapıdan. Makyajsız. Dupduru bir güzelliği var. Üzerinde gri eşofman
bir takım. Elinde dosyalar. Merak edenler için söyleyeyim, hala
zayıf ve formunu koruyor. Gülüyoruz birbirimize karşılıklı. İçten,
sıcacık.
“Geldiğin için çok teşekkür ederim” diyor. Her
zaman olduğu gibi zarif ve kibar. İkimiz de telefonlara uzanıyoruz.
Çalışmıyor. Deniz Hanım dönüp infaz koruma memurlarına telefonların
çalışmadığını söylüyor. Memur telefonu açmaya gidiyor. Bir süre
sonra telefon çalışmaya başlıyor. Şimdi daha iyi duyuyoruz
birbirimizi."
Seki'nin "Nasılsınız?"
sorusuna “Burada ne kadar iyi olunabilirse, o kadar
iyiyim” yanıtını verdiğini aktaran Armağan Çağlayan,
Seki'nin sözlerini şöyle aktardı:
“Buna bir sınavdan geçiyorum falan demeyeceğim. Çok sıkıldım böyle
düşünmekten. Sınav ise neden hep ben sınavdayım” diyor.
Karşılıklı gülüşüyoruz. O kendini geliştirme kitaplarının, pozitif
düşünce gücünün falan yerle bir olduğu an, bu an galiba. Karşılıklı
gülüşüyoruz.
UMDUĞUMDAN DAHA İYİ
Deniz Seki'nin durumunun umduğundan daha iyi olduğu notunu da
paylaşan Armağan Çağlayan'ın yazısının devamı şöyle:
Ama umduğumdan çok daha iyi bir Deniz Seki var karşımda. Güçlü.
Kendinden emin.
“Sezen Aksu’nun ve Haldun Dormen’in mektupları çok iyi
geldi bana” diyor. “Haldun Abi mektubunda, lütfen
yaz Deniz’ciğim sana iyi gelecek yazmış. O mektubu okuyana kadar
tek kelime bile yazamıyordum. Kilitlenmiştim. Mektubu bitirir
bitirmez, elime bir kağıt kalem aldım ve yazmaya başladım”
diyor.
Elinde getirdiği dosyaları göstererek.
Sanıyorum bir roman yazıyor. “Ne yazıyorsunuz?”
diye sormuyorum açıkçası.
“Memur koğuşunda kalıyorum, Koğuştaki bir matematik
profesörü ile İngilizce çalışıp, İngilizcemi ilerletiyorum,
yazıyorum, sevenlerim bir sürü kitap yolladı, ranzamın üst katını
kütüphaneye çevirdim, okuyorum” diyor. Cezaevi böyle bir
yer sanırım. İmkansızlıkların içinde, kendine imkan yaratabilme
yeri.
“Beste yapamıyorum, ses kayıt cihazım yok, ama Adalet
Bakanlığı’na başvurduk, önümüzde ki hafta kayıt cihazım gelir, ben
de beste yapmaya başlarım” diyor.
Şarkısının ne kadar çok tuttuğunu anlatıyorum, radyolarda sürekli
“İyisin Tabii” çaldığını söylüyorum. Gözlerinin
içi gülüyor. “Hem dijitalde hem de cd çok
satıyormuş” diyor. Keyifleniyoruz. Kendi klibini
seyrederken, ne kadar yabancılaştığını anlatıyor, sanki başkasını
seyreder gibi seyrettiğini anlatıyor. Bu kez hüzünleniyoruz.
AYM'DEN HABER YOK
“Anayasa Mahkemesi’ne yaptığınız bireysel başvurudan haber
var mı?” diyorum.
“Hayır” diyor. “Ama Özel Yetkili
Mahkeme’lerden ceza alarak hala tutuklu kalan bir tek ben
varım” diyor. Aslında şu anda hala “hak
ihlaline” uğruyor Deniz Seki. Anayasa Mahkemesi, en kısa
sürede bireysel başvuruyu sonuçlandırır umarım.
Sonra tanıdıklar, dostlar, arkadaşlar, selamlar...
BAYHAN İDDİASI YALAN
Tam bu sırada gazetelerde bir haftadır çıkan Bayhan haberlerini
soruyorum. “Bayhan’ın sizi ziyarete geldiği ve kabul
etmediğiniz doğru mu, dün her yerde bu haber vardı”
diyorum. “Hayır yok öyle bir şey. Gelmedi. Ama gelirse
tabii ki görüşeceğim” diyor.
İnfaz koruma memuru geliyor. Görünce anlıyorum ki vakit tamam!
Vedalaşıyoruz.
“Herkes benim için dua etsin söyle lütfen”
diyor.
Gözlerimiz doluyor ikimizin de. Ben belli etmemeye çalışıyorum.
Gözlerimi yere indiriyorum. O’da bana belli etmemeye çalışıyor. Göz
bebekleri, suyun içinde kıpraşıyor!
Hızla çıkmak istiyorum. Hiç dönüp arkama bakmıyorum. Eğer
gözyaşlarını görürsem dayanamam diye...
Kendimi dışarıya atıyorum. İçimde tuhaf bir duygu. O’nu da yanımda
dışarıya çıkaramadığım için galiba kocaman bir boşluk……