Deniz Fenerinden Baykala mektup
Abone olDeniz Feneri Derneği Baykal'a sitem dolu mektup yolladı. Dernek siyasete kurban edildiklerini savundu.
Deniz Feneri Derneği, yönetim kurulu, kendilerine grup
toplantısında suçlamalarda bulunduğu CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal’a bir mektup gönderdi.
Mektubun tam metni şöyle:
Sayın Baykal,
17 Şubat 2009 tarihinde partinizin grup toplantısında yaptığınız
konuşmada derneğimize yönelik ağır suçlamalarla, haksız ithamlarda
bulundunuz, “sahtekârlar” dediniz. Bu milletin desteğiyle yüz
binlerce aileye yardım ulaştıran bir kurumu incitenler kervanına
siz de katıldınız.
Aylardan beri Deniz Feneri adını, neredeyse gittiğiniz her ortamda,
doğru bilgilere dayanmadan, özensiz ve hakaret içeren sözlerle
andınız.
Derneğimiz herhangi bir siyasi parti ile muhatap olmak ve
siyasallaşmak istemediğinden bugüne kadar size doğrudan cevap
vermedik. Ancak siz meclis grubunuzdaki son konuşmanızla bizi bu
açıklamayı yapmak zorunda bıraktınız.
Almanya’daki Deniz Feneri e.V’nin ayrı bir tüzel kişilik
olduğunu defalarca internet sitemizde duyurduk, basına bildirdik,
radyo, televizyon ve gazete röportajlarında ifade ettik.
Türkiye’deki Deniz Feneri Derneği’nin ayrı bir kuruluş olduğunu
bilmediğinizi düşünemiyoruz.
Derneğimiz hakkında açılmış bir dava yoktur. Bizimle ilgili
verilmiş bir hüküm yoktur. Almanya’daki Deniz Feneri e.V davası
devam ederken bize yönelik bir suçlama da olmamıştır. Sadece söz
konusu kuruluşun derneğimize banka havalesi yoluyla 7 milyon Euro
bağış yaptığı dile getirilmiştir.
Biz de Almanya’daki hukuki süreç başladığı günden itibaren oradan
derneğimize -tamamı banka üzerinden olmak üzere- belirtilen
miktarda bağışın geldiğini kamuoyu ile paylaştık.
“Hakkında kesinleşmiş bir hüküm bulunmayan kişi ve kurumların
suçlanamayacağı” genel hukuk ilkesini, -bir hukukçu olarak- siz de
bilirsiniz.
Derneğimizden bahsederken, “sahtekârlar” diye tanımlamanızı
gerektirecek hangi bilgilere sahipsiniz? Hakkımızda verilmiş bir
hüküm var da biz mi haberdar değiliz?
Biz 10 yıldan beri yetimlerin, dulların, yaşlı ve çaresiz
vatandaşlarımızın hamiliğini yapmaya çalışıyoruz. Onlar için neler
yaptığımızı yedi düvel bilir. Hatta seçmenlerinizin arasında da
derneğimizden destek almış yurttaşlarımız mutlaka vardır. Küçük bir
araştırma ile bu bilgileri siz de edinebilirsiniz.
Deniz Feneri Derneği’ne sağlanmış özel bir vergi muafiyeti yoktur.
Derneğimizle mukayese ettiğiniz diğer dernek ve vakıfların ödediği
bütün vergileri Deniz Feneri Derneği de ödemektedir. Derneğimiz,
aynı statüde bulunan diğer dernek ve vakıfların tabi olduğu
kanunlar ve yönetmeliklere göre faaliyet göstermektedir.
Danışmanlarınızın “Gıda Bankacılığı” konusunu araştırıp size
sunmasında yarar görüyoruz. Bu uygulama Deniz Feneri için bir
ayrıcalık değildir. Herhangi bir dernek ya da vakfın
yararlanabileceği, yoksullar lehine yapılmış bir düzenlemedir.
Mehmetçik Vakfı ve yardım amaçlı tüm sivil toplum örgütleri de
tüzüklerinde/senetlerinde “ihtiyaç sahiplerine gıda yardımı yapar”
ibaresi bulunmak kaydıyla “gıda bankacılığı” uygulamasının içinde
yer alabilir.
Deniz Feneri Derneği olarak geride bıraktığımız 10 hizmet yılında
yüz binlerce aileye destek verdik, umut olduk. Yardım yaparken din,
dil, ırk, etnik özellik farklılıklarını asla dikkate almadık.
Yardım yaparken sadece “ihtiyaç sahibi olma” kriterini
gözettik.
Derneğimiz 10 yıldan bu yana sağlam bir kayıt düzeni,
izlenebilirlik ve şeffaflık esasına göre çalışmaktadır. Bugüne
kadar gerek resmi mercilerin, gerekse bağımsız kuruluşların yapmış
olduğu denetimlerde herhangi bir usulsüzlük ya da uygunsuzluk
tespit edilmemiştir.
Deniz Feneri Derneği milletimizin iftihar vesilesidir. Milyonlarca
hayırsever, iyiliklerinin ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasında
derneğimizi bir iyilik köprüsü olarak tercih etmektedir. Derneğimiz
dünyanın dört bir yanında bayrağımızı onurla taşımış, Türkiye’nin
itibarının yükselmesinde ciddi katkıları olmuştur.
Deniz Feneri ile birlikte Türk Kızılayı ve diğer yardım
kuruluşlarımızın özellikle 2005 yılından itibaren yurt dışında
yaptıkları yardım çalışmaları, ülkemizi “yardım alan” ülke olarak
görünmekten çıkarıp, “yardım yapan ülkeler” grubuna taşımıştır.
Sayın Baykal,
Özellikle Eylül 2008 tarihinden sonraki gezi, toplantı, basın
açıklaması ve demeç gibi çeşitli çalışmalarınızda, siyasi
muhataplarınızla yürüttüğünüz mücadelede derneğimizin adını
yolsuzluklarla beraber telaffuz ettiğinizi görmekteyiz.
Ana muhalefet lideri olarak elbette ülkemizin her türlü sorunu
hakkında görüşünüz sorulacak siz de fikirlerinizi kamuoyumuzla
paylaşacaksınız. Ancak derneğimizle ilgili yaptığınız yorumlarda
ciddi yanlış ve eksikler olduğunu –sizin adınıza üzüntü ile- ifade
etmek durumundayız.
Derneğimiz, sayıları 500’ü bulan “kamu yararına çalışan”
kuruluşlardan biridir.
Ak Parti ile Derneğimiz arasında özel bir yakınlık iddia ediyor
ve hükümet tarafından özel olarak korunduğumuzu dile
getiriyorsunuz. Derneğimizin siyasi bir yönü asla yoktur. Yardım
yaparken hiçbir ailenin siyasi yönünü merak etmeyiz, araştırmayız,
dolayısıyla bilmeyiz.
Ayrıca bağışçılarımız da tam bir Türkiye profili
oluşturmaktadır.
Önceki hükümetler döneminde de göz kamaştırıcı, başarılı çok sayıda
projeye imza atan derneğimiz geniş kitlelerin gönlünde taht kurmayı
başarmıştır. Siyasi yönümüz bulunmadığı için bütün hükümetlerin
ilgili bakanlıkları ve kamu kurumları ile doğru ve sağlıklı
iletişim kurduk, takdir aldık.
Deniz Feneri hakkında TBMM çatısı altında kullandığınız “sahtekârlar” nitelemesi bütün Deniz Feneri ailesini derinden yaralamıştır. Bu suçlamayı hak edecek her hangi bir şey yapmadık.
Türkiye Cumhuriyeti ile yaşıt ve Atatürk’ün kurduğu bir partinin
genel başkanı sıfatınızla birlikte, ana muhalefet partisi lideri ve
bir hukukçu olarak şahsınızın ve parti yetkililerinizin, Türkiye
Deniz Feneri Derneği hakkında yürüttüğünüz kampanyadan, hakaret
içeren sözlerden, ağır ithamlardan dönmenizi, iyilik ve yardımlaşma
hususlarında halkımızın gönlünde oluşan ağır tahribatı telafi
edecek insaflı, adil ve doğru beyanlarınızı bekliyoruz.
Biz sivil ve sadece “insani yardım”a odaklanmış bir yardım
kuruluşuyuz.
Biz, güçsüz vatandaşlarımızın, öksüz yavrularımızın, dul
analarımızın dualarının gücüyle 10 yıldır sürdürdüğümüz şerefli
hizmete devam edeceğiz. Yardımlarının azalmasına, hatta tamamen
kesilmesine sebep olduğunuz gönlü kırık insanların kötü
dileklerinin kapsama alanına girmenizden endişe ederiz.
Siz ve partiniz kendinize siyasi rakipler bulmalısınız. Siyasi
mücadelenizi, siyaset dışı kuruluşlar üzerinden değil, doğrudan
siyasi rakiplerinizle sürdürmelisiniz.
Altı aydan beri mahallenin yetimine sille atmakta, hatanızı görüp dönmek yerine yanlışta ısrar etmektesiniz. Bunun büyük bir hata olduğunu yoksul ve mağdur insanlarımız adına önemle hatırlatırız.