Deniz Feneri'nde skandal iddia!
Abone olZahid Akman ile 4 Kanal 7 yöneticisinin tüm gizli mahkeme kararlarını önceden öğrendikleri iddia edildi.
Deniz Feneri e.V. operasyonunda tutuklanan Zahid Akman
ile 4 Kanal 7 yöneticisinin 2009’dan beri tüm gizli mahkeme
kararlarını önceden öğrendikleri iddia edildi.
Zanlıların Almanya’da toplanan 41 milyon euroyu şirketlere
aktardıkları ileri sürüldü Almanya’daki Deniz Feneri e.V.
bağlantılı soruşturma kapsamında tutuklanan eski RTÜK başkanı Zahid
Akman ile dört Kanal 7 yöneticisinin, soruşturmada 2009 yılından bu
yana yapılan işlemleri ve alınan gizli mahkeme kararlarını önceden
öğrendikleri iddia edildi. Vatan'dan Kemal Göktaş'ın haberine göre,
savcılık sorgusunda zanlılara 2009 yılında alınan telefon dinleme
kararları ile Kanal 7’de ve bağlı şirketlerde yapılan arama
kararlarını önceden nasıl öğrendikleri soruldu. Soruşturmada
zanlıların Almanya’dan 49 ayrı teslimatla 41 milyon euro bağış
parasını şirketlerine aktardıkları da öne sürüldü.
7 MİLYON 40 BİN EURO
Deniz Feneri soruşturmasında yaklaşık 3 yıl sonra gündeme gelen
operasyon ve suçlamaların detayları ortaya çıkıyor. Soruşturmayı
yürüten savcıların talebini kabul eden mahkeme zanlıları önceki gün
tutuklamıştı. Savcılığın zanlıları 1997’de kurulan suç örgütünün
yöneticisi ve üyesi olmakla suçladığı belirtildi. Savcılık ve hakim
sorgularında zanlılara Almanya’daki Deniz Feneri Derneği’nin
topladığı bağışları kuryelerle ve muhasebe hileleriyle kendi
kurdukları şirketlere aktardıkları suçlaması yöneltildi. Buna göre
zanlıların yaklaşık 41 milyon euroyu şirketlerine aktardığı ve
çifte muhasebe kayıtları tutarak paranın kaynağını gizledikleri
iddia edildi. Savcılık Almanya’dan 1 defada getirilen en büyük
miktarın 7 milyon 40 bin euro olduğunu tespit etti.
Yurtdışında toplanan bağışlar “uyum” adı verilen
bir muhasebe programıyla gizlenerek kayıtlara geçti. Soruşturmada
öne çıkan çarpıcı iddialardan biri de zanlıların savcılığın yaptığı
bazı kritik işlemleri önceden haber aldıkları yolundaki iddia oldu.
Zanlıların savcılık sorgularında 2009 yılında mahkemenin gizli
kararıyla alınan telefonlarının dinlenmesine ilişkin karar ile
Kanal 7 ve bağlantılı şirketlerde yapılan arama kararlarını önceden
nasıl bildikleri yönünde sorular yöneltildi. Savcılık telefon
dinleme kayıtlarında dinleme kararının önceden bilindiği yolunda
bazı bilgiler elde etti. Ayrıca Kanal 7 ve bağlantılı şirketlere
yapılan incelemelerden önce de kritik önemdeki bazı bilgilerin
bilgisayar hard disklerinden silindiği anlaşıldı. Zanlıların ise
sorgularında bu bilgileri önceden edindikleri yönündeki iddiayı
reddettikleri öğrenildi.
KAÇMA ŞÜPHESİ...
Edinilen bilgiye göre Deniz Ferneri’ndeki soruşturmada zanlılar
hakkında gözaltı ve yakalama kararları CMK 90. maddesine
dayanılarak alındı. Bu maddeye göre suçüstü haliyle zanlıların
kaçma süphesi bulunması durumunda yakalama ve gözaltı kararları
verilebiliyor. Deniz Feneri soruşturmasında da zanlılar bazı
işlemleri önceden haber aldıkları yolundaki iddia gözönüne alınarak
zanlıların kaçma şüphesi nedeniyle gözaltına alındığı ifade
ediliyor. Edinilen bilgiye göre soruşturmanın bu aşamasında
Türkiye’deki Deniz Feneri Derneği’yle ilgili bir suçlama zanlılara
yöneltilmedi. Ancak Türkiye’deki Deniz Feneri Derneği’nin Kanal
7’de yayınlanan reklamlarının Almanya’daki Deniz Feneri Derneği’ne
uyarlanarak bu ülkeden izlenebilen Kanal 7 İnt.’te yayınlanması
önemli bir delil olarak dosyada yeraldı. Zanlılara sorgularında
yöneltilen önemli suçlamalardan birisi Baltic Cristina isimli
geminin 1 milyon 250 bin euro bedelle Almanya’da Deniz Feneri
derneğinin topladığı bağış paralarıyla alındığı iddiası oldu.
SORUŞTURMA 136 DOSYA ÜZERİNDEN YÜRÜTÜLÜYOR
Soruşturmanın 136 dosya üzerinden yürütüldüğü ve savcılığın bir çok
somut belgeyi dosyaya koyduğu belirtildi. Zanlıların sorgularında
bir çok konuyla ilgili olarak Almanya’daki Deniz Feneri e.V.
davasında Mehmet Gürhan’ı suçladıkları öğrenildi. Gürhan’ın ise,
geçen ocak ayında Almanya’ya giderek ifadesine başvuran soruşturma
savcılarına konuşmadığı ve susma hakkını kullandığı belirtildi.
Sorguda Zahid Akman’a Almanya’daki Deniz Feneri e.V. Derneği’nin
topladığı bağış paralarını kuryelik yaparak Turkiye’ye getirdiği
suçlaması yöneltildi. Akman’ın bu iddiayı reddetmesine karşılık
savcılarda Akman’ın Almanya’ya giriş çıkış saatlerini ve
biletlerini delil olarak gösterdiği belirtildi. Bu arada kuryelikle
suçlanan bir diğer isim ise Zekeria Karaman oldu. Bu arada savcılık
kaynakları soruşturmanın önümüzdeki günlerde yeni gözaltılarla
devam edebileceğini söyledi.