Deniz Feneri e.V soruşturmasına savcı engeli
Abone olHSYK yedek üyesi Harun Kodalak'ın Deniz Feneri e.V soruşturmasında asıl failleri sorgulamak için Ankara'ya gelmek isteyen Alman savcılara izin vermedi
HSYK yedek üyesi Harun Kodalak'ın Deniz Feneri e.V
soruşturmasında asıl failleri sorgulamak için Ankara'ya gelmek
isteyen Alman savcılara izin vermediği ortaya çıktı.
Cumhuriyet gazetesinin haberine göre Deniz Feneri e.V. bağlantılı soruşturmanın Türkiye ayağını yürüten ekibin başındaki isim olan Ankara Basın Savcısı Nadi Türkaslan'ın bağlı bulunduğu Basın Suçları Soruşturma Bürosu'nun HSYK yedek üyesi Harun Kodalak'a bağlanması adliye kulislerinde yankı yarattı.
Bu yankının nedeni ise Kodalak'ın 2009 yılında Deniz Feneri e.V. bağlantılı soruşturmayı sekteye uğratan çok önemli bir icraatından geliyor.
HSYK'ye yedek üye olarak seçilmeden önce Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Soruşturma Bürosu'nda görevli olan Kodalak, Almanya'nın Türkiye'den talep ettiği adli yardım talebini değerlendiren iki savcıdan biriydi.
DİKKAT ÇEKEN GEREKÇE |
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Almanya'nın Türkiye'deki zanlıları sorgulama talebinin Ankara'da Deniz Feneri e.V. bağlantılı soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Nadi Türkaslan tarafından değil, görevlendirdiği başka savcılar tarafından reddedilmesini, "Başsavcılığımızda, mevcut soruşturma ile Almanya adli makamlarının göndermiş oldukları adli yardım isteminin farklı konularda olduğu görüldü" gibi gerçekçi bulunmayan bir gerekçeye dayandırması dikkat çekmişti |
Almanya'nın adli yardım talebinin değerlendirilmesi soruşturmayı
yürüten savcılar yerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yine
sürpriz görevlendirmesiyle Kodalak ve Talimat Bürosu Savcısı Mehmet
Taştan'a verildi. Kodalak, "Almanya'dan bazı yetkililerin
Türkiye'de yapılacak hukuki işlemlere dahil edilmesi, hazırlanan
soru kataloğundan, zanlılara ve şahitlere soru sormalarına izin
verilmesi talebi"ni uygun bulmayarak reddeden belgeyi
imzalayan iki savcıdan biri oldu. Ankara'da "asıl failleri
sorgulama talebi" reddedilen Almanya bu kez zanlılara
sorulmasını istediği soruları Kodalak'a iletti. Ancak Kanal 7
Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman'ın da aralarında bulunduğu
ve Almanya'nın asıl failler suçlaması yönelttiği
isimler Kodalak'ın yönelttiği sorulara karşı susma hakkını
kullanarak yanıt vermemeyi tercih etti.
SORULAR YANITSIZ KALDI
Türkiye'deki soruşturmanın bu denli uzamasının en büyük nedeni Almanya'nın Türkiye'den istediği adli yardım talebinin 2009 yılının ekim ayında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından reddedilmesiydi. Almanya'nın talebini reddeden isim şimdilerde hakkında HSYK incelemesi başlatılan Savcı Nadi Türkaslan değildi. Başsavcılık Almanya'nın adli yardım talebiyle ilgili Türkaslan'ın dışında görevlendirme yapmıştı. Almanya'nın Türkiye'den istediği adli yardım talebi "20 Ekim 2009" tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hem de Deniz Feneri soruşturmasını yürütmeyen iki savcı tarafından reddedildi. Adalet Bakanlığı bu kararı "23 Ekim 2009" tarihinde Alman makamlarına iletti.
3 GÜN SONRA REDDETTİLER
Aynı bakanlık sadece 3 gün sonra reddedilen ülkenin savcılarına bu kez Türk savcıların Frankfurt'ta belgeleri incelemek, zanlıları sorgulamak için gelmek istediklerini içeren ilk başvuru yazısını gönderdi. Bu kez Almanya Türkiye'nin bu talebini kabul etmedi. Alman savcıları Nadi Türkaslan'ın reddetmediğinin ortaya çıkması üzerine Almanya Türkaslan'ın ikinci kez yaptığı başvuruyu kabul etti. Türk savcıların ısrarlı talepleri üzerine iki yıllık bir sürecin sonunda Türkaslan ve ekibi 2011 yılının başında Almanya'ya gitti. Soruşturma dosyalarına yıllar sonra ulaşan Türkaslan Almanya'dan döndükten 6 ay sonra da gözaltılar için düğmeye bastı. Alman savcılarının sorgulamak istediği zanlılar Türkaslan'ın talimatıyla önce geçen ay gözaltına alındı; mahkeme kararıyla tutuklanarak cezaevine konuldu.