Deniz Baykal'ı diktatöre benzetti

Abone ol

Geçtiğimiz günlerde ihraç edilen CHP eski milletvekillerinden Ahmet Güryüz Ketenci'den Baykal'a bombardıman: Deniz Baykal adeta bir diktatör gibi davranıyor.

Baykal'a karşı savaş açtığı için CHP'den ihraç edilen Ahmet Güryüz Ketenci sert konuştu. Baykal için kendi değirmenine su taşıyan profesyoneller önemlidir. Profesyonel nedir? Tetikçilik yap dersin, yapar. Şu meseleyi araştır getir dersin, getirir. Hizmetlerinin önemi yok Eğer kovan delik de su taşıyamıyorsan, sen Baykal için bittin. Parti için yaptığın hizmetlerin hiçbir önemi yok. Bu tavır korku ve vehim içindeki diktatörlerin tavrıdır. Baykal, sen sultan mısın? CHP'den ihraç edilen muhalif milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci CHP Genel Başkanı Baykal için sert çıktı "Baykal tam anlamıyla bir diktatördür". CHP Yüksek Disiplin Kurulu tarafından geçtiğimiz hafta ihraç edilen üç milletvekilinden biri olan İstanbul milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci kızgın. Kızgın olduğu kadar da kırgın. "1959 yılından beri bu partideyim, acı veriyor ihraç edilmek" derken gözleri dalıyor. Parti yönetiminin başarısız olduğunu söyleyerek parti yönetimini olağanüstü kurultaya çağıran muhaliflerin başında yer alan Ketenci ile ihracın perde arkasını, hakkındaki eleştirileri, Deniz Baykal'ı ve CHP'nin geldiği noktayı konuştuk. İhraç edileceğinizi biliyor muydunuz? Kesinlikle biliyordum. Bir kere Disiplin Kurulu'nun yapısını biliyorum. Orası adil bir yargılama merci değildir. Orası bir emir erler topluluğudur. O yüzden, içinde özgür iradesiyle karar veren ve donamımı sayesinde CHP'yi temsil edecek birkaç arkadaş bulunması kurulun bu yapısını ortadan kaldırmıyor. Niye savunma vermediniz peki? Vereceğim savunmanın adaletin terazisinde tartarak değerlendirme yapılacağına inanmıyorum da ondan. Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk edildiğimi bile medyadan öğrendim ben. Savunma için yedi günlük süre verilmesi lazımdı, onu bile vermediler. Yanılmıyorsam siz 1959 yılından beri CHP'desiniz. Bütün kimlikleriniz bir yana sadece CHP'li olarak ihraç edilmek nasıl bir duygu? Girdiğim günden bu yana partide genel başkanlık ve genel sekreterlik dışında bulunmadığım koltuk yoktur. Sorumluluklar taşıdım ve genel başkanın bugün olduğu noktaya gelmesinde payı olan arkadaşlarından biriyim. İhraç edilmek insana acı veriyor. Ben CHP'nin kültürüyle bütünleşmiş bir insanım. Beni CHP'den atabilirisiniz ama içimdeki CHP, sol sevdasını atamazsınız. O anti-emperyalist anti-şoven, ulusal kurtuluşçu düşünceyi içimden atamazsınız. Şimdi sen beni uzaklaştırıyorsun. Ne oldu? Oyun mu arttı? CHP eleştirileri artık genel başkan boyutunu aşmıştır. Eleştiriler artık bütün örgüte ve partiye egemen olmaya başladı. İhraçlar olduktan sonra buna tepki gösteren, istifa eden milletvekili olmadı ama... Bu daha belli değil. Bizim arkadaşlarımız bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın hesabında olmazlar. Biz ani davranışlarda bulunacak arkadaşlara soğukkanlı olmalarını telkin ettik. Onlarla eylem ve düşünce birliği içindeyiz. Bazı milletvekilleri ihraç kararının doğru olduğu yönünde açıklamalar yaptı. Kim yaptı? Örneğin, Muğla milletvekillerinden Ali Cumhur Yaka, Gürol Engin, Ali Aslan... Bırakın onları. Biz arkadaşlarımıza CHP'den şimdi kopmanın yarar sağlamayacağını söyledik çünkü CHP kurumunun yaşaması gerektiğine inanıyoruz. Genel Başkan, 22 ve 23. kurultayda ebedi başkan kalması için tüzük değişikliği yapmış olsa dahi, parti içinde mücadelenin yararı olmamasına rağmen orada kalmaları için telkinlerde bulunduk. Yararı yoksa niye kalsınlar? Yine de kalmalılar CHP için. Tabii şimdilik. Yeni tüzük gereği CHP Genel Başkanı'nı oradan indirmek mümkün değildir.İşte bu yüzden halkla arasında tarihi bir çelişki vardır. Geçenlerde sizinle sempatik, şirin bir söyleşi yaptı yapmasına ama ona rağmen halktan kopuk. Ayrıca şu anda CHP'deki pek çok delege pek çok milletvekilinin de toplama olduğunu söyleyebilirim. Siz onlara daldan aşılama partili diyordunuz. Evet. Biz kökten sürme partiliyiz. Bakınız bugün partiye, bir sürü devşirme adam vardır. Örneğin genel başkana zamanında "CIA'nin ajanıdır" diyen kişi bugün önemli noktadadır. Ayrıca Cem Boyner'in partisi dahil beş tane pati dolaşan adam da bugün önemli bir noktadadır. Televizyonlarda benimle tartışan CHP'nin aleyhine konuşanlar da önemli yerdeler. Neden bu yerdeler peki? Bakın Baykal ile 76 yılından beri beraberim. Zaman zaman itilaflarımız olmuştur. Size tabloyu anlamanız açısından bir örnek vereyim. Kemal Karakaş'ı İzmir'e İl Başkanı olarak atadığı zaman tepkimi ortaya koydum dedim ki "Hayatta hiçbir zaman bizimle beraber olmamış bir arkadaşı il başkanı atadınız, neden?" O da bana cevap verdi "Ketenci" dedi. "O bir profesyonel." Karakaş seçkin ve güzel bir arkadaştır ama profesyoneldir. O sade ve saf, duru haliyle bakamaz. Ne demek bu? Baykal, profesyonelce kullanırım diye bakıyor. Profesyonel kimdir? Verilen görevi iyi yapandır. Bu duruma göre değişir tabii, adam öldür dersin, gideradam öldürür. Git tetikçilik yap dersin, tetikçilik yapar. Git şu meseleyi araştır getir dersin getirir. Ama siz olumsuz yolda bunu kullanmak isterseniz kullanırsınız. Baykal 30 Eylül kurultayından sonra yani 4 yıl önceki dönüşünden sonra çok değişmiştir. O zamandan beri mi profesyonelleri kullanmaya başladı? Evet. Yani duru partili, saf, temiz partili CHP kültürünü önemsemiş partili Baykal için önemli değildir. Onun için önemli olan kendi değirmenine su taşıyandır. Kim Baykal'ın değirmenine su taşıyorsa o iyidir. "Efendim, kovam delikti, taşıyamadım." Olmaz efendim, sen bittin. Partide yaptıkların, hizmetlerin bunların hiçbir önemi yok, sen bittin. Bu söylediğim tavır korku ve vehim içinde olan diktatörlerin, despotların tavrıdır. En son ne zaman ikili görüşme yaptınız? İstanbul'da yerel seçimler öncesi aday belirleme konusunda tartıştık. Kırk beş dakika falan konuştuk. İstanbul'da kadın aday yok, "Bak kadın gazeteci Aydan Çevik var, onu koyalım" diyorum. Yok. Emekse eğer dert, "Bir ilçe başkanımız var onu Bakırköy'e getirelim" diyorum. Yok. Ben sadece adayların dışardan değil içerden olmasını istedim. "Eğer siz Tayyip Erdoğan ile ilgili yolsuzluk dosyalarına sahipseniz, bunlar Mehmet Bölük'ün sayesinde olmuştur. Onu getirin bari" dedim. Olmadı. En sonunda "Sen sultan mısın?" dedim. Ne cevap aldınız? Öyle laflarda konuşmaz, cevap vermez. Kafa sallamakla yetinir, ne düşündüğünü asla bilemezsiniz. Eğer mutlaka bir şey söyleyecekse "Değerlendireceğiz efendim" der. Siz onun kanaatini öğrenemezsiniz. Bakırköy'de de böyle oldu. Gitti dışardan partiyle alakası olmayan birini getirdi. Bakırköy niye bu kadar önemli? Yüzde yüz seçim alacağımız yer de ondan. Bakın kesin kazanacağımız yerlerin hemen hepsine devşirme aday getirildi. Biraz önce söyledim ya hep profesyonellerle çalışır. Baykal kendisine dönüktür. Onun için parti ne demektir biliyor musunuz? Kendisini seçen araçtır, onun için parti kalabalıklar topluluğudur. Son konuşmamız adaylar konusunda oldu, bir daha da yüz yüze gelmedik. Baykal bir milletvekilinin danışmanı CIA ile görüşüyor diye bir suçlamada bulundu. O milletvekili siz misiniz? Gülüyorum bunlara, bırakın da Baykal açıklasın o kim diye. Ben 23 yaşında "Emperyalist ülke" diye Amerika'ya gitmeyi reddetmiş biriyim. Baykal'a gelince, buradan herkes duysun hayatında hiçbir zaman anti-amerikancı olmamıştır, böyle bir politika izlememiştir. Sen kimi suçluyorsun, kime kurşun atıyorsun olacak şey mi bu yani? Hep paranoyaları bu. Nedir paranoyası? Ne zaman başının ağrıyacağını düşünse, ne zaman eleştirileceğini anlasa bir paranoya çıkarıyor. 95 seçimlerinde kendimiz anlatamadık, 99'da APO bizi mahvetti, halk bizi anlamadı. 28 martta medya ve dış güçler üzerimizde oyun oynadı. Kim bu dış güçler CHP'yi çevreleyen? Yani biz hiç mi suçlu değildik, hiç mi yanlış yapmadık ? Bir de seçim öncesi "bilboard" meselesi var. Hani "CHP'ye evet, Baykal'a hayır" yazanlardan söz ediyorum. Kim astırdı onları? Onu Baykal çok iyi biliyor..... Celal Doğan yaptırdı onları, kendisi de gizlemiyor zaten. İstanbul'daki toplantıda Genel Başkan aleyhine dağıtılan bildirilerde sizin katkınız var mı peki? Ne dağıtılmış canım, ne söylenmiş ki? Bizimle hiçbir alakası yok. Konuşmalarınızda sürekli "Biz" diyorsunuz. Biz kelimesini kimler oluşturuyor ve Kemal Derviş bu oluşumun içinde mi? Bu soruyu tahmin ediyordum. Baykal'ın A Takımı diye çıkardığı kişiler içinde yanında kim kaldı? Yaşar Nuri gitti, Derviş'in durum ortada. Derviş niye bugün onunla beraber değil? Ben blok listeler zamanında Kemal Bey'i uyardım dedim ki "Göreceksiniz, Baykal sizi de kullanacak ve kenara koyacak." Derviş iyi niyetli "Yok canım, yapmaz böyle şey" dedi. O tablodan bir isim Bayram Meral, o suskun. Evet suskun. Onun milletvekilliğine karşı değilim ama onunla beraber DİSK Başkanı Süleyman Çelebi de başvurmuştu. Biliyorsunuz, DİSK sınıf ve kitle sendikacılığını savunur. Niye toplu sözleşme sendikacılığını savunan biri seçildi? Söyleşi: Balçiçek Pamir Kaynak: Sabah

Günün Önemli Haberleri