Deniz anası çarptı hayatı değişti!
Abone olİzmirli Abdülaziz Şimdi'nin (57) bacağına, yüzerken çarpan denizanası hayatını değiştirdi!
İzmirli Abdülaziz Şimdi'nin (57) bacağına, yüzerken denizanası
çarptı. Denizden çıktıktan sonra sağ bacağında kaşıntı başlayıp
yaralar açılan, halsizlik, yüksek ateş ve titremeyle gittiği
hastanede ısrarla çekilen röntgen sayesinde akciğerinde kitle
saptanan Şimdi'ye, akciğer kanseri teşhisi koyuldu. Ameliyatla
tümörü alınıp kanserden kurtulan Şimdi, "Allah'ın sevdiği
kuluymuşum. Bunu doktorlarım da söyledi. Denizanası çarpmasa kanser
olduğumu belki de aylar sonra öğrenecektim. Başıma gelenler
inanılacak gibi değil." dedi.
Üç çocuk babası olan emekli memur Abdülaziz Şimdi, yaklaşık üç
hafta önce akşam saatlerinde Yeni Şakran'da denize girdi. Bir süre
yüzüp çıkan Şimdi, duştan sonra sağ bacağında başlayan kaşıntıya ve
kızarıklığa anlam veremedi. Saatler ilerleyip de halsizlik, yüksek
ateş, titreme ve üşüme başlayınca İzmir'e dönüp Buca ilçesinde bir
tıp merkezine giden Şimdi, kötüleşmesi üzerine hastaneye sevk
edildi. Hastanede bacağını gören bir hasta yakını, denizanası
çarpmış olabileceğini söyledi. Gittiği hastanede şikayet konusuyla
ilgisi olmamasına rağmen akciğer filmi çekilmesi istendi. Buna
önce, “Benim derdim bacağımla. Öksürmüyorum, aksırmıyorum,
bir şeyim yok.” diyerek karşı çıkan Şimdi, daha sonra
gönülsüz olarak istenen tetkiki yaptırdı. Röntgen filminde
akciğerinde nodül saptanması üzerine daha önce de by-pass ameliyatı
geçirdiği hastanenin doktorlarına danışan Şimdi, hayatını kurtaran
bir sürece girdi.
'BİR ŞEYE BASTIM AMA NE OLDUĞUNU ANLAMADIM'
Yeni Şakran'da kıyıya yakın yüzerken yere bastığında çimen
sandığını belirten Abdülaziz Şimdi, "Herhangi bir acı duymadım.
Denizden çıkıp duş aldıktan sonra sağ dizimin altında, ayağıma
kadar olan bölgede kaşıntı ve kızarıklık başladı. Gece bu
şikayetlerime halsizlik, üşüme, titreme eklendi. Ateşim 39 dereceyi
geçti. Sabah İzmir'e dönüp bir tıp merkezine, oradan da hastaneye
gittim. Bir hasta yakını bacağımı fark etti, açmamı istedi. Meğer
su ürünleri mühendisi olan kızının da başına aynı şey gelmiş,
bacağı benim gibi olmuş. Bana denizanası çarptığını söyledi. Ona
göre şanslıymışım, sokmamış. Kötüleşen bacağıma merhem tedavisine
başlanırken ateşimin yüksek olması ve titremelerin geçmemesi
üzerine doktorlar akciğer filmi istedi. Bana, 'Öksürüyor
musun? Kan kusuyor musun?" diye sordular. Bunların
hiçbirinin olmadığını söylememe karşın ısrarla röntgen
istediler." dedi. Kendisini oyaladıklarını düşünerek başta
karşı çıktığını ancak sonra kabul ettiğini anlatan Şimdi, "Filmi
çektirdim. Akciğerimde kitle olduğu söylendi. Soluğu by-pass
olduğum Kent Hastanesi'nde aldım. Göğüs Cerrahı Doç. Dr. Kutsal
Turhan, bilgisayarlı tomografiden çok daha gelişmişi olan PET
tetkiki istedi. Burada da akciğerimde kitle görüldü." şeklinde
konuştu.
'DENİZANASI HAYATIMI KURTARDI'
Doktorların kendisine, "Sen Allah'ın sevdiği
kullarındanmışsın. Bize gelenler, genellikle hastalıkları ilerlemiş
kişiler olurdu." dediğini aktaran Şimdi, Doç. Dr. Kutsal tarafından
ameliyat edildiğini ve çok iyi olduğunu söyledi. Denizanası çapması
sonucu hayatının değiştiğine dikkat çeken Şimdi, "Meğer kansermişim
de haberim yokmuş. Benden ısrarla röntgen istediler, az daha
çektirmeyecektim. O üzerine basıp kimbilir ne kadar canını
acıttığım denizanası hayatımı kurtardı. Büyük tehlikenin sinyalini
verdi. Takdir-i ilahi." diye konuştu.
TESADÜFEN ÇEKİLEN FİLM HAYAT KURTARDI
Doç. Dr. Kutsal Turhan da belki de ilk kez denizanası çarpmış bir
hastanın akciğer filminin çekildiğini ve bunun hayatını
kurtardığını söyledi. Turhan, şöyle konuştu: "Denizanası
çarpıp da akciğer filmi çekilen kaç hasta vardır bilmiyorum ama
hastamızın bacağında çok ciddi hasara ve yanısıra solunum
sıkıntısına yol açmış. Bize geldiğinde bacağı çok kötüydü. Solunum
sorunu yaşadığı için film istenmiş. Hasta aslında denizde büyük
şansızlık yaşamış ama o çok daha büyük şansı olmuş. O sırada da
çekilen filmle akciğerinde nodül saptanmış. Küçük nodüllerde
biyopsi ya da bronkoskopi gibi yöntemlerle genellikle tanı koyma
şansı çok az oluyor. Hasta, tanı konmaya çalışırken zaman
kaybediyor. Zaten ameliyat edilecekse sonuçta erkenden, biyopsiyle
uğraşmadan ameliyata almak hastaya zaman kazandırıyor. Biz de bu
yolu izledik, ameliyat sırasında parça alıp gönderdik. Kötü huylu
olduğunu öğrendik ve çok erken evrede yakalanmış bir akciğer tümörü
olarak gereğini yaptık. Böyle erken evrede yakalanmış tümörlerde
çok yüksek başarı beklentimiz var, yüzde 70-80'nin üzerinde bu
hastalıktan tamamen kurtulma şansı var. Ameliyat üçüncü günüdeyiz,
pazartesi evine göndereceğiz." dedi.