Dengir Fırat'tan Erdoğan'a: Biraz ciddi ol!
Abone olAK Parti'nin kurucusundan HDP Mersin milletvekili adayı Dengir Mir Mehmet Fırat Erdoğan'a: Halk maskenin düştüğünü görüyor, cevabını sana verecek!
HDP Mersin milletvekili adayı Dengir Mir Mehmet Fırat,
partisine yönelik bombalı saldırının düzenlendiği Mersin'de
konuştu.
AK Parti’nin kurucu kadrosunda yer alan ve bir dönem genel
başkan yardımcılığı yapan, HDP Mersin milletvekili adayı Dengir Mir
Mehmet Fırat, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı eleştirerek, “Ellerin
Kürtçe Kuran-ı Kerim’in mealiyle geliyorlar. Teşekkür ediyoruz ama
bu halkın dilini yasaklayarak onların Kürtçe öğrenmesine mani
olduğunuzu bilmiyor muyuz?” diye sordu. Tayyip Erdoğan’ın genel
başkanlığı döneminde vekilliğini de yapan Dengir Mir Mehmet Fırat
“Biraz samimi ol, biraz ciddi ol. Bu halk senin maskenin düştüğünü
görüyor ve bunun cevabını sana verecek” dedi.
Dengir Mir Mehmet Fırat'ın açıklamaları özetle
şöyle:
7 Haziran akşam iktidardan düşecekler
Birileri sizden çok korkuyor. Korkmakta haklılar. Ne yaparlarsa
yapsınlar, 7 Haziran akşamı demokratik yollarla onlar iktidardan
düşecek. Korkuyorlar, birilerinin arkasına sığınmaya çalışıyorlar.
O sığındıkları kişilerle karşılaştırdığınız zaman hiçbir
benzerlikleri yok. Biri çıkmış kefenimiz boynumuzda “Rahmetli
Menderes gibi demokrasiyi savunacağız” diyor. Unutuyorlar, rahmetli
Menderes yapmış oldukları engizisyon mahkemesinin bütün
araştırmalarına rağmen bu devletten, hazineden, bu milletten 1
kuruşu çaldığı dahi ispat edemediler ama o Menderes, kendisine ait
olan Çakır Bey çiftliğini ikiye bölüp yarısını topraksız köylülere
tapularını dağıtarak veren bir insandı. O halkın şehidiydi,
bizden.
550 koruması var, halktan korkuyor
550 yakın korumayla korunan insanlar, halktan korkuyor. Adayları
dahi milletvekilleri olmadığı halde sizden vekalet istedikleri
zaman arkalarında polis ordusuyla geziyorlar. Hem sizden vekalet
istiyorlar, hem sizden korkuyorlar. Korkan adama vekalet verilir
mi?
'Ekonomi, istikrar diyorlardı, şimdi çıtları
çıkmıyor'
Bir şey söyleyemiyorlar, daha evvel hep ekonomi, istikrar derlerdi.
Şimdi çıtları çıkmıyor. Niye? Çünkü söyleyecekleri şey bitti.
Bundan sonra söyleyecekleri tek şey var. Provokasyon, bu halkı
provoke etmek ve sokağa dökmek istiyorlar. Ama o oyuna
gelmeyeceğiz, gelmeyeceğiz, gelmeyeceğiz. Birisi kalkıyor, Kürt
halkına bir soru soruyor. Kabe’yi bilir misiniz, diyor. Evet,
yalnız biz Müslümanlar değil bütün dünya Kabe’nin nerede olduğunu
bilir. Bize dini öğretme. Ama Mekke’nin yanında Medine var. Hz.
Muhammed’in evini gördün mü sen? İki küçük oda, kerpiçten yapılmış.
Peygamber geride dört dirhem miras bırakmıştı. Milyarlar değil,
gemiler değil. Onlar din üzerinden ticaret yapmaya çalışıyorlar,
hatta daha ileriye gidip din tefeciliği yapıyorlar. Halkımız bunu
biliyor.
'Selahaddin Eyyubi kim, siz kimsiniz?'
Selahaddin Eyyubi, bir imparatorluğun kralı, Kudüs fatihi. Cenazesi
mezara götürülürken, arkasında bir beyaz at ve diğer bir kişinin
elinde kılıç. Soruyorlar nedir bu, tek mirası bu diyorlar.
Cenazesinin kaldırılması için tüccarlardan borç alınarak böylesine
bir insan defnediliyor. Siz nerede, Selahaddin Eyyubi nerede? Bize
dini öğretmeye çalışıyorlar. Ellerinde Kürtçe Kuran-ı Kerim’in
mealiyle geliyorlar. Teşekkür ediyoruz ama bu halkın dilini
yasaklayarak onların Kürtçe öğrenmesine mani olduğunuzu bilmiyor
muyuz. Biraz samimi ol, biraz ciddi ol. Bu halk senin maskenin
düştüğünü görüyor ve bunun cevabını sana verecek.
'Diyanet İşleri Başkanı Başbakan'a bağlı
memur'
Bir de diyanet diyorlar, neymiş Diyanet İşleri Başkanlığı
kaldırılacakmış. Diyanet Atatürk zamanında cumhuriyetle kurulmuş
bir kurum. Doğrudan doğruya Başbakan’a bağlı bir memur. İstediği
zaman atar, istediği zaman istediği kişiyi getirir. Biz şunu
söylüyoruz, inançlarla oynanmaz. Din siyasete alet edilemez ama
siyaset dine yardım etmek, inançlara saygılı olmak zorundadır.
Bugüne kadar yapılan şey de budur.
'Bizim döviz birikimimiz yok'
Bizlerin yurtdışında birileri gibi döviz birikimi yok. Biz
buradayız. Biz de burada yaşayacağız, çocuklarımız da burada
yaşayacak. Birileri gidebilir. Biz buradayız.