Dengir Fırat o geceyi anlattı
Abone olTürkiye o yemeği konuşmuştu. AK Parti'li Fırat ile DTP'li vekillerin buluşmasının perde arkası aralandı..
DTP'li vekiller ile AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir
Mehmet Fırat neler konuştular.. Farklı bir beklenti içine girenler
yanıldı.
Çünkü Fırat DTP'lilere terör örgütü PKK'nın silah bırakmasını ve
'örgütün yörüngesinden çıkın' tavsiyesinde bulunmuş.. Fırat
muhataplarına neler söylediğini Hürriyet'ten Şükrü Küçükşahin'e
anlattı.
Ya Ahmet en zengin sendin
Bir kere gizli bir toplantım olsa Ankara’nın en kalabalık
lokantasında konuşmam, o kadar çok buluşulacak yer var ki. O gün
genişletilmiş il başkanları toplantımız vardı. Geç çıkınca ’Hadi
yemek yiyelim’ dedim. Kalktık gittik. Kapıdan girdim ki, Sırrı
(Sakık) geldi yanıma. ’Abi buyurun, bizimle oturun’ dedi. ’Kim var’
diye sordum. ’Ahmet (Türk) var’ dedi. Ahmet benim okul arkadaşım.
’İyi, olur; hay hay’ dedim. Önce okuldan, üniversite yıllarından
söz ettik. ’Ya Ahmet, en zenginimiz sendin. Kimimiz yurtta
kalırdık, kimimiz ortak ev tutardık. Ama sen, Ulus’taki Turist
Otel’de kalırdın. Bütün öğrencilik dönemini de orada geçirdin. O
yıllarda solcu oldun sonra, böyle oldun’ dedim. Geyik muhabbeti
yaptık yani bir süre.
Silah varsa sesiniz duyulmaz
Sonra, Öcalan’a İmralı’da kötü muamele olduğunu, bunun bütün
Türkiye’de protesto edileceğini söyledi. ’Bunu istemiyoruz’ dedi.
Bunun benim işim olmadığını, Adalet Bakanı ile konuşmaları
gerektiğini söyledim. ’Görüştük zaten; müfettiş göndereceğini, bir
kusur varsa işlem yapacaklarını söyledi’ dedi. ’Bak, çok güzel;
merciini bulmuşsun ve gereğini yapacağını da söylemiş’ dedim.
’Evet, gerçekten haklısın; ulaştık ve konuştuk’ cevabını verdi.
Sonra şunları dedim: Bak, çatışma değil, konuşma dönemi. 21. Yüzyıl
bir derdin varsa onu demokratik yollarla söyleyeceksin. Meclis’e
girdiniz, temsil ediliyorsunuz. Varsa bir şey orada söyleyin; ama
ortada silah oldukça konuşmanızı kimse duyamaz, birbirini
anlayamaz.
Orayı onlar yönetmiyor
Bak arkadaş, bu silah mutlaka gömülecek. Devlet de bunu yapsın
sonra ben yapayım demek, bunu istemek olmaz. Devlet zaten esas
olarak silahtır. Silah olmazsa devlet olmaz. Sen dağda, elinde o
silahla oldukça devlet seni takip eder. Sana diyorum ki, gücünüz
yetiyorsa gidip onlara bunu anlatın, görüşün. Bak, kan gövdeyi
götürüyor. Söylediklerimin bir çoğuna onlar da iştirak ettiler.
Görebildiğim kadarıyla, onlar yönetmiyor, orayı. Bu nedenle, onlara
çok kusur bulmuyorum. Yönettiklerini bilsem, tamam kusur veririm;
ama öyle değil. Ayrıca böyle bir yemekle ne benim ne de onların
fikri değişmez. Birbirimizi değiştirmek gibi bir iddia ile yola
çıkmadık zaten; o kadar saftirik değiliz.
Olağanüstü hal olsun istiyorlar
Başbakanın da talimatı var; ’Terör örgütü demedikleri sürece
görüşmem’ diye. Doğrusu da budur. Sen hedef gözetmeksiniz adam
öldürürsen olmaz. Bunu lanetlemen lazım; ama yapmıyorsun. Oysa, bu
konuda bir ihtilaf olmaması lazım. Başbakan bunu söylüyor. Ben de
aynı düşüncedeyim. PKK bir terör örgütüdür ve terörle bir yere
varması da mümkün değildir. Başarı şansları yoktur. Devletin gücü
sınırsızdır, çünkü. Akıllı olmak, doğru düşünmek, derdini
anlatabilmek gerek. Bunları hep söyledim. Ancak bence bu olayların
gelişimi ile Ergenekon davasının zamanlaması ilginç. İkinci olarak
da mahalli seçimler geliyor. Bu nedenlerle isteniyor ki
sıkıyönetim, olağanüstü hal gibi şeyler olsun. Hedeflenen şey
burasıdır.