Demokratikleşme paketini yerden yere vurdu
Abone olCHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Koç, demokratikleşme paketi ile ilgili, “Bütün bunlar demokratik olma özelliğini, cumhuriyetin ...
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Koç,
demokratikleşme paketi ile ilgili, “Bütün bunlar demokratik olma
özelliğini, cumhuriyetin laik devlet yapısını, yine cumhuriyetin
hukuk devleti olma özelliği gittikçe tırpanlanıyor, kanatılıyor ve
gevşetiliyor” dedi.
CHP’nin MYK toplantısı devam ederken, Genel Başkan Yardımcısı ve
Parti Sözcüsü Haluk Koç, basın toplantısı düzenledi. Güncel
konularda açıklamalarda bulunan Koç, Yargıtay’ın Balyoz kararını ve
demokratikleşme paketinde yer alan maddelerle ilgili değerlendirme
yaptı.
Demokratikleşme paketinin gerçekten bir demokratikleşme mi, yoksa
seçim paketi mi olduğunun, özünü çok iyi değerlendirmek
gerektiğinin söyleyen Koç, “Demokratikleşme Paketi adını verdiği ve
büyük beklentiler yaratarak açıkladığı bu pakette ne yazık ki seçme
dönemi beklentileriyle uyuşacak bir takım kırıntılar ortaya çıktı.
Ne kadar güzel demokratikleşiyoruz şarkısını söyleyen geniş bir
koro var şuan Türkiye’de biliyorsunuz” diye konuştu.
Ana amaçlarına doğru emin adımlarla yürüdüklerini kaydeden Koç,
“Bütün bunlar demokratik olma özelliğini cumhuriyetin laik devlet
yapısını, yine cumhuriyetin hukuk devleti olma özelliği gittikçe
tırpanlanıyor, kanatılıyor ve gevşetiliyor. Yaptıklarına ve
söylediklerine baktığımız zaman Başbakan’ın kafasında ve gündeminde
kadın-erkek eşitliği olmamıştır. Söyledikleri ve yaptıkları dikkate
alındığında bu tespiti yapıyorum. Hiçbir zaman Başbakan, kadının
giysisi ve bedeni üzerinden kirli ideolojik saplantılarının
ipoteğini kaldırmamıştır” değerlendirmesini yaptı.
Başbakan’ın kafasındaki kadın simgesinin, toplumun ve hayatın her
alanında erkekle eşit, çağdaş, eğitimli, ekonomik özgürlüğe sahip
bir kadın imgesi olmadığını ifade eden Koç, “Bunların dünyasında
kadının adı vardır ama kendi yoktur. Kadın bu görüştekiler için 14
yaşında evlendirilerek evinde kocasının himayesinde yaşayacak. 3
çocuk yapacak, toplumda mümkün olduğu kadar gözükmeyecek.
Eğitimden, üretimden uzak tutulacak. Bedeni ve giysileri üzerinde
erkeklerin karar vereceği kişiler olarak gözükmektedir. Bu son
derece önemli bir tespittir” şeklinde konuştu.
KAMUDA BAŞÖRTÜSÜ
Kamuda başörtüsü tartışmasına değinen Koç, “Herkesin dilediği
giysiyi giyme özgürlüğü vardır. Laik ve demokratik bir rejimde
devletin temel niteliği inançlar ve etnik kimlik konularında
tarafsız olmaktır, kör olmaktır, nötr olmaktır. Yürütme, yasama,
yargı, güvenlik ve eğitimi alanlarında devletin egemenliğini
kullananların yani hizmet sunanların tarafsızlıklarını ihlal edecek
herhangi bir sembol veya işaret taşımaları uygun değildir. Bu
Türkiye için değil, bütün demokratik rejimlerde sistemlerde kişisel
hak ve hürriyetler ayrı, devletin egemenliğini kullanan değişik
alanlarda hizmet sunanların devletin inanç ve etnik köken yönünde
tarafsızlığını zedeleyecek, işaret, amblem taşımaları kabul
edilmiyor. Bu inanç özgürlüğü ile ilgili bir kavram değil. Bugün
yapılan düzenleme yakın gelecekte Türkiye’de oluşturacağı iktidar
ve mahalle baskısıyla nasıl bir tabloya yol açacak bunu bu
sorumluların çok iyi değerlendirmesi gerekir” ifadesine
kullandı.
“‘TÜRK’ KELİMESİ BÜTÜN İNANÇ VE ETNİK GRUPLARIYLA BİRLİKTE TÜRK
MİLLETİNİ VE TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ TARİF EDİYOR”
İlköğretim okullarında andın kaldırılmasını eleştirilen Koç, "Bu
andın kaldırılmasındaki ana amaç bize göre 90 yılda oluşturulan
millet bilincini tümüyle ortadan kaldırma gayretidir. Buradaki
"Türk" kelimesinin bütün inanç ve etnik gruplarıyla birlikte Türk
milletini ve Türkiye Cumhuriyetini tarif ediyor. Bulunduğu ülkeyi
sevmenin, o ülkeyi oluşturan insanların yani milletin adını
söylemenin utanılacak, korkulacak neyi yanı olabilir? Niye yalan
konuşuyor, gerçekleri saptırıyorsun Sayın Başbakan? Açık net söyle,
desene ’ben Türk olmaktan utanıyorum” diye konuştu.
Bütün bunların dikkate alındığında şu anda en büyük bölücünün bu
ülkenin Başbakanı olduğunu kaydeden Koç, şöyle devam etti:
“O pakette ’siyasi partilere eşbaşkanlık kurumu getireceğiz’ diyor.
Diğer partiler tartışa bilir bu kurumu ama AKP’nin eşbaşkanı var.
İmralı’da oturuyor AKP’nin eşbaşkanı. Senin eşbaşkanın İmralı’da
oturuyor. Sen ondan bile daha bölücüsün. O etnik temelde bir
bölücülük arzuluyor. Sen her alanda bu milleti bölmeye
çalışıyorsun. Bu uygulamalarla Türkiye’nin demokratikleşmesinin
mümkün değil, ancak üçüncü sınıf bir Ortadoğu ülkesi
olabilecek”
Türkiye’nin harcında, ‘tüm etnik kimlikleri aşan ve onlara saygı
duyan bir ulusal kimlik’ ile ‘İslamiyet ve laikliğin
beraberliğinden oluşan’ iki temel maya olduğunu ifade eden Koç, bu
altın sentezin iktidar tarafından aşındırıldığını belirtti.. Koç,
bu aşındırmanın tarihsel ve geri dönülmez bir yanlış olacağını da
sözlerine ekledi. Gerçek bir demokratikleşmenin iktidarların
denetlenmesiyle mümkün olduğunu da vurgulayan Koç, “Yargı üzerinde
baskı kurularak, medya bağımsızlığı ihlal edilerek sistemin lider
hegemonyasına hizmet eder hale dönüştürüldü” dedi.
Suriye’de yaşanan olaylarla ilgili de değerlendirme yapan Koç,
"Suriye’de Irak’ta akan Müslüman kanında Başbakan ve Davutoğlu’nun
payı vardır. İzledikleri politikadan sorumludurlar" dedi.
GÜRSEL TEKİN’İN ADAY ADAYLIĞI
Toplantıda gazetecilerin sorularını da cevaplayan Koç, bir
gazetecinin, “Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin yerel seçimlerde
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan aday adaylığını açıkladı. Şişli
Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül de var. Mevcut durumu nasıl
değerlendiriyorsunuz” sorusu üzerine şu cevabı verdi:
“Parti üyesi olmak koşuluyla herkesin özgür iradesiyle aday adayı
olabilecek. Sayın Tekin çalışma arkadaşımız. En demokratik
hakkıdır. Sayın Sarıgül’ün de böyle bir niyeti var ise öncelikle
partiye üyelik noktasında prosedürün, tüzüğün gerektirdiği
aşamalardan geçmek durumunda. Şu ana kadar bir müracaatı vaki
değildir."
"DEKOLTE" POLEMİĞİ
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in sözleri nedeniyle
bir televizyon sunucusunun işine son verildiği yönünde haberler
olduğu belirtilerek değerlendirme isteyen gazeteciye Koç, "Çam
devirdikleri ortada. Bu konudaki kaygılarımızı genel anlamda ifade
ettik. Bu özel durumla ilgili Sayın Çelik’e yakışmamıştır. Ama bu
düşüncede olan birinin başka bir davranış içinde olması da
beklenmezdi" diye konuştu.
(İHA)