Demokratik özerkliğe beylik çıkış
Abone olTürkiye Demokratik Özerklik tartışmaları nedeniyle gerilirken federasyon talebinde bulunan HAK-PAR şiddet içermedikçe bütün önerilerin tartışılmasını istiyor.
Nergis DEMİRKAYA
İNTERNETHABER
ANKARA- BDP’nin Demokratik Özerklik modeli önerisi
nedeniyle siyaset sahnesinde fırtınalar koparken Türkiye’de
federasyon isteyen bir siyasi parti bulunuyor.
Türkiye’nin çoklu bir kültür yapısına sahip olduğunu savunan Haklar
ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) bu çoklu yapıya uygun
federal bir sistemin kurulmasını istiyor. Tarihe göndermeler yapan
HAK-PAR Genel Başkanı Bayram Bozyel, "Osmanlı döneminde
1500’lerden-1800’lere kadar yerinden yönetime benzer değişik
modeller uygulanmış. Türk beylikleri kendi içinde özgür işler
yürütmüş. Bu coğrafya çok kültürlü, çok dilli bir coğrafya. Türkiye
şiddet dışında bir şekilde bu sorunu çözecekse bunlar konuşulmalı.
Bu sınırlar değişmemek şartıyla her şeyin tartışılması
gerek” diyor.
Demokratik Özerklik tartışmaları sonrası Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı’nın DTK için başlattığı soruşturma BDP’ye kapatma
davasının ilk adımı olarak yorumlandı. Ancak Anayasa Mahkemesi
tüzüğünde açık olarak federasyon talebinde bulunan HAK-PAR için
açılan dava kapatma ile sonuçlanmadı. Yüksek mahkeme
“şiddet içermemek şartıyla bu tür çözüm önerileri fikir
özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilir” yorumu yaptı. Bu
davayı örnek gösteren BDP'liler federasyon talebinin altında bir
model önerisi olan demokratik özerkliğe bu kadar karşı
çıkılmasına tepki gösteriyor.
TÜRK BEYLİKLERİ ÖRNEĞİ
BDP'nin bu tepkisi üzerine federasyon isteyen partinin genel
başkanı Bayram Bozyel'i aradık. Bozyel, Türkiye coğrafyasının çok
uluslu, çok kültürlü, çok dilli bir coğrafya olduğuna dikkat
çekerek bu tartışmayla ilgili şunları söyledi:
“Osmanlı döneminde 1500’lerden-1800’lere kadar yerinden
yönetime benzer değişik modeller uygulanmış. Türk beylikleri kendi
içinde özgür işler yürütmüş. Cumhuriyet’in kuruluşunda Atatürk’ün
söylediği sözler var. Bu coğrafya çok kültürlü, çok dilli bir
coğrafya. İki dilli değil hatta üç dilli, dört dilli. Arapça,
Süryanice var, konuşuluyor. Ama kuruluş sürecinde eşyanın
doğasına müdahale edildi. Çoklu yapıya tekli bir yapı giydirildi.
Sorun da bu.”
TARTIŞMAYA KARŞI ÇIKMAK ŞİDDET İSTEMEK DEMEK
Şiddet içermedikçe bu tür modellerin tartışılması gerektiğini
savunan Bozyel şöyle devam etti:
“Türkiye şiddet dışında bir şekilde bu sorunu çözecekse
bunlar konuşulacak. Biz şiddete karşıyız. Sorunu çözümüne katkı
getirmediğini söylüyor ve eleştiriyoruz. Aynı şekilde devletin
şiddet yöntemi ile de sorunu çözemeyeceğini söylüyoruz. Nasıl
çözülecek, demokratik arayış ve tartışmalarla, diyalogla
çözülecek. Bunu da istemiyorum demek o zaman Türkiye’nin şiddet
girdabına çekilmesini istemek demek.”
BDP’YE DE ELEŞTİRİ VAR
Bazı kesimlerin Kürt hareketini bilerek şiddete yönelttiğini
savunan Bozyel, “Çünkü şiddet minderine çekilen Kürt
hareketi ile boğuşmak daha kolay. O zaman karşıda terör var ve
terörü şiddetle ezmek uluslararası duruma da aykırı değil. Ama
Sorunun demokratik tartışmalarla çözülmesine istemeyenler bu
noktayı zorluyor” eleştirisi getirdi.
Bozyel’in demokratik özerklik önerisi getiren BDP’ye de
eleştirileri var. Demokratik Özerkliği dar kapsamlı ve Kürtler
bakımından eşitliği tam garantilemeyen bir model olarak görüp
reddeden Bozyel BDP’nin söz konusu modeli getiriş biçimini
eleştirdi. Bozyel şunları söyledi:
“DTK hakkında soruşturma açılması, yeniden kapatılma
davasının konuşulması talihsiz bir durum. Bir yanında BDP’nin
söylemlerinin tahrik edici yanı var. Yerel güvenlik unsuru gibi
sorunların bu aşamada öne çıkartılması sorun. Diğer yandan da çözüm
kendini dayatınca buna karşı olanların da reaksiyonu artıyor.
Tepkinin arkasında biraz da bu var.”
SINIRLAR DEĞİŞMEDİKÇE HERŞEY TARTIŞILMALI
Kürtlerin çok uluslu Türkiye coğrafyası içinde başat unsurlardan
biri olduğunu savunan Bozyel, İran, Irak ve Suriye Kürtlerinin de
federasyon talebinde bulunduğunu Türkiye’nin de çoklu yapıya uygun
düşen bir federasyon sistemine uygun olarak yeniden yapılanması
gerektiğini savundu. Bozyel’in tek bir kırmızı çizgisi var:
“Bayrak denilince korkulmamalı. Tartışılır olur olmaz
denir. Bu sınırlar değişmemek şartıyla her şeyin tartışılması
gerektiğini söylüyoruz. Bayrak, yerel meclis gibi tartışmalar
detaylardır. Türkiye bunları aşmalı. Kapatmaların derde deva
olmadığı biliniyor. Demokratik bir zeminde tartışma noktasında
ısrar etmeliyiz. Şiddet bitiyor, meşruiyetini yitiriyor. PKK
uzatmalarla bu işi uzatıyor. Gideceği yer de tüm silahların
bırakılması. O zaman bırakalım da konuşalım. Bu iş konuşularak
çözülür.”