Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Üç büyükşehir belediye başkanının İçişleri Bakanlığı tarafından Anayasa’nın 127. Maddesi’ne ve Belediye Kanunu’nun 45. ve 47. maddelerine dayanılarak görevden alınması kararı siyasette farklı yönde tartışmaların gelişmesinin yolunu açtı.
HDP’den gelen açıklamaları anlamlandırmak mümkün. “Ayranımız ekşi” demeyecekler elbette. Ancak CHP’den, Sayın Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu, Hikmet Sami Türk gibi isimlerden gelen eleştirileri anlamak çok kolay değil…
Bu isimlerin, demokratik kültür ve değerlere vurgu yaptıkları eleştirilerin sahip oldukları devlet deneyimleri, birikimleri ile ve uluslararası ve ulusal hukuki yaklaşımlarla uzaktan ve yakından ilgisi yok…
Keza bu değerli zevatın, uzun yıllar boyunca üstlendikleri sorumluluklar, yaptıkları görevler gereği gerçekleri bilmemeleri asla mümkün değil. Bütün buna rağmen sadece siyasal iktidara muhalefet ediyor olmak için gerçeklerin dışına çıkmaları, yapılan önemli işi önemsiz gibi ve hatta hukuk dışı gibi göstermeye çalışmaları gerçekten siyasetimizin düştüğü durum açısından ilgi çekici ve üzüntü verici.
Dünyanın hiçbir yerinde siyasi partilerin terör ve şiddet ile iç içe olmaları mümkün değildir. Terör ve şiddeti siyasetinin bir parçası haline getiren partilerin demokrasi içinde var olma hakları yoktur.
Siyasi partilerin anayasalar dâhil her hususta eleştiri ve değişiklik istemeleri normaldir, hatta çok uç taleplerle kamuoyu önüne çıkmaları bile demokratik değerler bakımından kabul edilebilir ancak bunları temin için herhangi bir şekilde zora, şiddete, teröre başvurmayı denemeleri, önermeleri, dile getirmeleri asla mümkün değildir.
HDP siyasal parti olarak, varlığını terörist şiddet ile bütünleştirmiş, bunu da pek çok eylemi ile göstermekten çekinmeyen bir yapıdır. PKK terör örgütü ile olan bağını hiçbir zaman inkâr etmediği gibi tersine bu illiyeti en göze batar şekilde sunmanın peşinde olmuştur.
Bilindiği üzere, Türkiye siyasi partilerin kapatılmasını güçleştirmiş ülkelerden birisidir. Daha önce ticari işletme kapatır gibi hatta ondan daha da kolay bir şekilde siyasi partilerin faaliyetleri durdurulup, kapatılabiliyorken bunun önüne geçmek üzere birtakım zorlaştırıcı önlemle alınmıştır.
Gelinen noktada siyasi partilerin terörist şiddet ile iç içe oldukları haller doğduğu zaman yine zor ve zahmetli bir süreç ile kapatılması yolu açıktır.
Avrupa ülkeleri bile bu konuda bizden daha esnek bir noktada kalmıştır. Türkiye’yi eleştirme hakkını kendilerinde mahfuz tutan, her vesile saldıran odakların HDP’li üç büyükşehir belediye başkanına görevden el çektirilmesi üzerine yaptıkları açıklamalar kesinlikle uluslararası uygulama ve yaklaşımlarla da ve hatta kendi ülkelerinin iç hukuk düzenlemeleri ile de uyumlu değildir.
Avrupa Birliği bir Batasuna deneyimi yaşamıştır. Şöyleki, 1978 Nisan’nında Herri Batasuna adıyla kurulan parti ayrılıkçı ETA örgütünün siyasi kolu olduğu söylendiği için adını Batasuna olarak değiştirmişti. 1998 yılında yapılan seçimlerde solcu ayrılıkçı parti Bask bölgesinde bir milyon 250 bin oyun 224 binini almıştı. Partinin önemli konumlarındaki politikacılar daha önceden ETA ile ilgili olaylarda hapis yatmış kişilerdendi.
Batasuna seçimlerde aldığı oylarla İspanya Parlamentosu’nda temsil de edilmişti. Parti ETA ile bağlantısı olduğu yönünde iddiaları reddediyordu bununla birlikte ETA’nın yaptığı eylemleri kınamayı da reddediyordu. Partinin temsilcileri ETA’nın eylemlerini övmeseler de onlar için “terörist” demeyi kabul etmiyorlardı.
2002 yılında Batasuna’nın kapatılması için ilk girişim başlatıldı. Parlamento’da partilerin bazı konularda, terörizme yardım etmek gibi olaylarda kapatılmasına dair bir yasa kabul edildi. Batasuna Temmuz 2002’de bir yıl önceki sokak gösterileri ve kimi olaylar yüzünden 24 milyon Euro ödemeye mahkûm edildi. ETA’nın 4 Ağustos’ta bir arabayı bombalaması üzerine Hakim Baltasar Garzon parti ile ETA’nın arasında bağ olup olmadığını incelemeye başladı.
Garzon ve hükümet 23 madde ile partinin ETA ile bağlantısı olduğunu belirtti. Bunların arasında siyasi tutukluların partiden aday gösterilmesinden, ETA’nın kimi noktalarda desteklenmesi de vardı. 2007 yılında 23 üst düzey Batasuna üyesi gizli ve illegal bir toplantıya katıldığı için yakalandı. Sonuçta Batasuna ETA ile organik bağları olduğu için 2008’de yasaklandı ve 2009 Bask bölgesi seçimlerine giremedi.
İspanyol Parlamentosu 2002 yılında siyasal partilerle ilgili bir yasa kabul etti. Yasa, demokrasi ve anayasal değerlere açıkça aykırı düşen eylemlerin odak noktası olan siyasal partilerin kapatılabileceğini öngörüyordu. 2003 yılında, Batasuna partisi bu yasa gereğince Yüksek Mahkeme tarafından kapatıldı.
Kapatma gerekçeleri arasında, Herri Batasuna Partisi’nin, terör örgütü ETA ve onun alt kuruluşlarıyla organik bağı bulunduğu, değişik tarihlerde gerçekleştirilen terör eylemlerini kınamaktan kaçındığı, parti sözcüsünün “yasal olan ya da olmayan her yoldan mücadelemizi sürdüreceğiz” gibi beyanları, terörizmi destekleyen afişler asmaları, halkı devlete karşı mücadele etmeye tahrik etmeleri gibi gerekçeler var.
Avrupa’da bir siyasal partinin kapatılıp kapatılamayacağı konusu bir hayli tartışma koparmış ve iş Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin önüne gelmiştir. Herri Batasuna, partilerinin kapatılması ile Sözleşme’nin siyasal parti kurma özgürlüğünü düzenleyen 11. maddesi ile düşünce özgürlüğüne ilişkin 10. maddesinin ihlal edildiğini ileri sürdü. AİHM 5. Dairesi, 30 Haziran 2009’da verdiği kararla bu şikâyetleri reddetti. AİHM’in anılan dairesinin oy birliği ile vermiş olduğu karar çok önemli ve anlamlıdır. Çünkü bu gün bu kararı HDP açısından ele aldığımız zaman bu partinin bir saniye bile faaliyet gösterememesi gerekir.
O yıllarda AİHM’de yargıç olarak bulunan değerli diplomat ve hukuk insanı Rıza Türmen Batasuna kararını değerlendirirken yaklaşımı şu şekilde özetlemiş idi:
“Siyasal partilerin kapatılması sadece şiddet öğesine bağlanamaz. Siyasal partinin önde gelenlerinin ve üyelerinin beyan ve eylemleri bir bütün olarak ele alındığında, önerilen toplum modeli, demokrasinin temel ilkelerine uygun mu? AİHM’nin siyasal parti kapatmalarında kullandığı ölçüt bu. Şiddete teşvik elbette demokrasi ile bağdaşmaz. Ancak demokrasi ile bağdaşmama sadece şiddetle sınırlı tutulamaz. Terörist eylemleri kınamama, bunları övme, terörist örgütlerle ilişki kurma siyasal partilerin kapatılmasında dikkate alınacak bir öğedir.”
Batasuna’nın kuruluşu ve faaliyetlerine baktığımız zaman HDP ile pek çok yönden benzeştiklerini görebiliyoruz.
Yani, Hükümeti eleştiren, sadece muhalif bir duruş ortaya koyabilmek için demokratik değerlere vurgu yapanların olanı biteni değerlendirmek için bir de bu kararı görmesinde yarar olduğu açıktır. Batasuna örneğine rağmen hala HDP ile ilgili tasarrufları “demokratik değerler” vb. söylemler içinde ele almak ve kamuoyunun karşısına bunu bir özgürlük konusu olarak sunmak ne kadar doğrudur?