Demirtaş'tan tehlikeli öneri
Abone olBDP Genel Başkan adayı Demirtaş yeni dönemde sertleşecekleri mesajı verdi. Anadil ve askerlikle ilgili çağrılar çok tartışılacak.
Nergis DEMİRKAYA
İNTERNETHABER
ANKARA- Kapatılan DTP’nin ardından milletvekillerinin
geçtiği BDP’nin olağanüstü kongresinde yumuşama değil daha da
sertleşme mesajı çıktı. BDP’nin Genel Başkan Adayı Selahattin
Demirtaş Kürtçe’nin fiili olarak kullanılmasını istedi,
“Okulda evde, işyerinde anadilde konuşun” çağrısı
yaptı. “Çocuklarınızın bu kadar kolay ölüme gönderilmesine
izin veremeyin” diyen Demirtaş anne babaları askerlik
şubelerinin kapılarına dayanmaya davet etti. Demirtaş sanatçıları
da unutmadı. Kürt kökenli sanatçılar Yılmaz Erdoğan ve
Mahsun Kırmızıgül'ün adını sayan Demirtaş, onları kendi
anadillerinde sanat eserleri üretmeye çağırdı.
Kongrede bütün konuşmacılar “Sayın Öcalan” diye seslenerek Kürt
sorununun çözümünde Abdullah Öcalan’ın muhatap alınmasını isterken,
kongre salonunda da sık sık Öcalan sloganları atıldı.
BDP'nin olağanüstü kongresine ilk dikkat çeken kürsünün hemen
arkasında Türk bayrağı ile BDP bayrağının yan yana asılması oldu.
Ancak bir süre sonra salonda PKK bayrakları açılmaya, Öcalan
posterleri ile sloganlar atılmaya başlandı. Bayrak ve posterler
partililerin müdahalesi ile kaldırıldı. Kongrede daha önceki
kongrelerde olduğu gibi İstiklal Marşı okunmadı.
TÜRK İÇİN KONUŞMA KESİLDİ
Kapatılan DTP'nin kongrelerine katılmayan Leyla Zana BDP'nin
kongresinde hazır bulundu. BDP Genel Başkanı Demir Çelik, BDP
Meclis Grup Başkanı Nuri Yaman, BDP'nin yeni eşbaşkan adayları
Selahattin Demirtaş, Gültan Kışanak ve diğer milletvekilleri salona
birlikte girdi. Yöneticilerin salona girişi zılgıtlar ve alkışlarla
karşılandı. En büyük alkışı ise Diyarbakır Belediye Başkanı Osman
Baydemir aldı. Kongre başladıktan sonra konuşma için BDP Genel
Başkanı Demir Çelik kürsüye çıktı. Çelik konuşurken kapatılan
DTP'nin yasaklı genel başkanı Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk salona
girdi. Türk'ün girişi üzerine salonda büyük bir alkış koptu. Demir
Çelik de konuşmasını keserek Türk'ün yerine oturmasını bekledi.
Çelik ardından konuşmasına devam etti.
ERDOĞAN’A KELEPÇE SLOGANI
Kongrede
konuşmacılar KCK operasyonu kapsamında belediye başkanlarının
tutuklanmasına tepki gösterdiler. Tribünlerdeki partililer de,
"Erdoğan şaşırma, bizi dağa taşırma" sloganı attı.
KIŞANAK'TAN SOLDA BİRLİK ÇAĞRISI
Kongrede
kürsüye ilk çıkan BDP Eşbaşkan adayı Gültan Kışanak oldu. Kürt
sorunun çözümünde Öcalan’ın muhatap alınması gerektiğini anlatan
Kışanak, “Sayın Öcalan, hepimizin özlemi olan barışın sağlanmasında
önemli bir misyona sahip. Bu misyonun kaynağı, Kürt halkı ve PKK
üzerindeki etki gücüdür. Öcalan’ın barış için önerdiği çözüm
yöntemlerinin Kürt toplumunda kabul görmesi önemlidir. “Analar
ağlamasın” deniliyorsa eğer, bunun tek yolu, barışı sağlamaktır”
dedi.
Kışanak’ın hedefinde AK Parti hükümeti vardı. Kışanak, “AK
Parti’nin yaptığı Kürt demokratik siyasetini tasfiye etme
çabasıdır. AKP, bunun bedelini ödeyecektir. Bu geleneğin şimdiye
kadar hiçbir partisini halk kapatmadı ama, Kürtleri demokratik
siyasetin dışına atmaya çalışan partilerin hepsini halk, ya
kapattı, ya da tabela partisi haline getirdi. Halkımız, AKP’yi de
tabela partisi durumuna düşürecektir. Bundan hiç şüpheniz olmasın”
dedi.
Tüm sol güçler, sosyalistler, demokratlar,
liberaller, aydınlar özeleştiri vermek durumundayız. Bizler güçlerimizi birleştirmediğimiz, gerçek
anlamda demokratik sol bir seçenek ortaya çıkartamadığımız için
Türkiye, AKP ve CHP siyasetine mahkum oldu. Emekten, özgürlükten,
demokrasiden, barıştan yana, demokratik sol bir seçenek ortaya
çıkartmak artık hepimizin ertelenemez görevidir. Bizler Barış ve
Demokrasi Partisi olarak, tüm demokrasi güçlerinin, bir araya
gelerek, Türkiye’nin ihtiyacı olan “demokratik sol bir seçenek”
ortaya çıkarması için üzerimize düşen her türlü görevi yerine
getirmeye hazırız. Buradan sizlere bunun sözünü veriyoruz. Bu
tarihsel bir sorumluluktur, tarihsel bir görevdir. Bunu başarmaya
mecburuz, kararlıyız.
DEMİRTAŞ ŞAHİN OLDU
BDP’NİN GENEL BAŞKAN ADAYI DEMİRTAŞ’IN VERDİĞİ SERT
MESAJLAR
FİİLİ ANADİL ÇAĞRISI
BDP Genel Başkan Adayı
Selahattin Demirtaş çok sert bir konuşma yaptı. AK Parti
politikalarını ağır bir dille eleştiren Demirtaş tutuklanan
belediye başkanlarına yönelik tepkisini ise, “O kelepçeleri AK
Parti’nin boynuna geçireceğiz” sözleriyle dile getirdi. Demirtaş’ın
yaptığı konuşma BDP’nin yeni dönemde politikalarının daha da
sertleşeceği mesajlarıyla doluydu. İşte Demirtaş’ın konuşmasından
satır başları:
KELEPÇELERİ AKP’NİN BOYNUNA TAKACAĞIZ
Önümüzdeki dönemin temel politikası halkımızı AKP’den kurtarmak
olacaktır. Biz halkımızın huzurunda söz veriyoruz, elimize vurulan
kelepçeleri çıkarıp AKP zihniyetinin boynuna takacağız. Bu
kongremiz AKP’yi Türkiye genelinde yola getirme, güçlü olduğumuz
bölgelerde ise silme kongresi olacaktır. Bizi tasfiye etmeye
kalkanları ilk seçimde tasfiye edeceğiz. Sokaklarda katlettiğiniz,
onlarca yıl cezalar verdiğiniz, hapislere attığınız küçük
çocuklarımızın hakkı için yemin ediyoruz ki bunun bedelini size
ödeteceğiz.
AKP’DEN AYRILIN ÇAĞRISI
Bu aldatma, kandırma,
imha siyasetine son vermek için, size dayatılan onursuzluğu,
yoksulluğu, imhayı kırabilmek için AKP’nin- CHP’nin
teşkilatlarından topluca ayrılın. Tarihin bu kritik döneminde
halkınızın yanında yer alın. Halka yönelik bu saldırıların en
önemli dayanağı olarak sizleri kullandıklarını unutmayın.
TÜRKÇE AND KALDIRILSIN
Biz, Türkiye’de
herkesin kendi anadilinde, bilimsel, ücretsiz eğitim hakkının
olması gerektiğini savunuyoruz. Sadece Kürtçe için değil, bütün
anadiller için özgürlük istiyoruz. Devlet buna uygun düzenlemeleri
yapmak zorundadır, her şeyden önce yalan ve yanlışlarla dolu tarih
ders kitaplarını gerçeğe uygun bir şekilde yayınlayarak okullara
dağıtmalıdır, küçük çocukların her sabah Türklüğe biat ettiği
andımızı kaldırmalıdır.
Devlet eğer çocukların sokaklarda taş atmasını engellemek
istiyorsa, cezaevlerine atmak ya da balon, şeker dağıtmak yerine,
bu çocukların anadillerinde, bilimsel ve ücretsiz eğitim
yapabilecekleri donanımlı okullar açmalıdır. Bunun başka çaresi
yoktur. Ya Türkiye’deki bütün taşları toplayacaksınız, ya da
çocukların anadillerinde eğitiminin önünü açacaksınız.
ÖĞRETMENLER ANADİLLE KONUŞUN
Başta eğitim
emekçileri olmak üzere, bütün öğretmenler görev yaptıkları
okullarda çocuklara anladıkları anadilde eğitim vermelidir.
Uluslararası sözleşmeler ve Anayasanın 90. maddesi size bunu bir
görev olarak emrediyor. Ayrıca halkınızın asimilasyonunu
durdurmanın tek yolu da budur. Bu görev tarihi, ahlaki, vicdani,
meşru ve yasal bir görevdir. Başta Kürt çocukları olmak üzere görev
yaptığınız her yerde çocuklara ders anlatırken çocukların
anadillerini kullanın diyoruz.
TABELALAR KÜRTÇE OLSUN
Esnaflar ve tüccarlar,
alışveriş yaparken artık kendi anadilini kullanmalıdır. Müşterileri
ile konuşurken anadillerinde onlara hitap etmeli, bunu günlük
yaşamın bir parçası haline getirmelidirler, iş yerlerine unvan
koyarken popüler kültürün dayatmalarını bir kenara bırakıp kendi
anadillerinde isim koymalı, ticari markalarında kendi ana dillerini
tercih etmelidirler. Bunu sadece Kürtler değil her halk
yapmalı.
YILMAZ ERDOĞAN, MAHSUN KIRMIZIGÜL'E ÇAĞRI
Sanatçılar kendi anadillerinde sanat eserleri üretmeye daha fazla
ağırlık vermelidir. Bu vesileyle Yılmaz Erdoğan, Mahsun Kırmızıgül
gibi sanatçılara da seslenmek istiyoruz. Doğduğunuz ve içinde
büyüdüğünüz kültürün hatırına, kendi anadilinizde de sinema
filmleri, sanat eserleri üretebilirsiniz. Anadilinizin bu şekilde
göz göre göre erimesine seyirci kalmamalısınız. Bu asimilasyon
sürecini durdurmanın başka yolu yoktur.
VELİLER OKUL KAPILARINA DAYANIN
Çocuklarının
anadilde daha iyi bir eğitim almasını isteyen veliler... Elinizde
dilekçelerle milli eğitim müdürlerinin kapısına dayanın, hakkınızı
isteyin. Ya çocuklarınızın kendi anadillerinde eğitim hakkını
tanırlar, ya da bu asimilasyoncu eğitim sistemi kilitlenir.
Çocuklarınızın asimile edilmesine de, anlamadıkları dilde başarısız
bir eğitim almasına da razı olmayın. Daha iyi ve bilimsel eğitim
hizmeti almayı hak ettiğiniz için bunu yapın.
Çocuklarınıza kendi anadilinizi öğretin, evin içinde mutlaka
anadilinizi konuşun, çocuklarınıza isim koyarken kendi anadilinizde
isimler tercih edin. Radyo ve televizyon yayınlarından, gazeteye
kadar evinizde kendi anadilinizi ve kültürünüzü koruyan ve
geliştirenleri tercih edin.
FİİLİ ANADİL EĞİTİMİ ÇAĞRISI
Bu saatten sonra
ana dilde eğitim yapabilmek için artık devleti veya AKP hükümetini
beklemeyin. Bütün halkı bu doğrultuda seferber olmaya davet
ediyoruz. Lozan antlaşmasından, Birleşmiş Milletler ikiz
sözleşmelerinden, Çocuk Hakları Sözleşmesinden ve Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesinden kaynaklanan haklarımızı kullanarak herkesi
kendi anadilinde eğitimi fiilen hayata geçirmeye çağırıyoruz.
DOĞULU HEKİMLER DOĞU'YA
Doktorlara ve sağlık
emekçileri, görev yeri tercih ederken kendi doğduğunuz köyden,
kasabadan, şehirden kaçmayın. Halkınıza olan borcunuzu hem kendi
yörelerinizde hem de kendi anadilinizde hizmet vererek yerine
getirin. Hekimler hastalarıyla iletişimde hastanın anadili ile
konuşmayı tercih etmelidir. Bu, hasta haklarının da bir
gereğidir.
Üniversitelerde görev yapan akademisyenler de hem kendi
memleketlerindeki üniversitelerde görev almak için daha hevesli
olmalı, hem de görev yaptığı üniversitenin anadil eğitimini
sağlaması için girişimlerde bulunmalıdır.
DOĞULU İŞ ADAMI MEMLEKETİNİ UNUTMA
İş
adamlarına ve işverenlere de sesleniyoruz. Kendi doğduğu topraklara
çivi çakmayan, yatırım yapmayan hiçbir iş adamı kalmamalıdır. Gerek
yurt içinde gerekse yurt dışında az çok sermaye sahibi olmuş
herkesi, köyüne kasabasına yatırım yapmaya çağırıyoruz.
İş adamları kendi ana dillerinde yayın yapan ulusal ve yerel
düzeyde radyo-tv kanalları kurabilirler, esnaflar ve tüccarlar da
bu yayın organlarına reklam vererek destek olabilirler.
SAYIN ÖCALAN
Sayın Öcalan Kürt sorunu
konusunda en fazla kafa yormuş ve çözümler geliştirmiş bir
şahsiyettir. Ancak Öcalan’a sayın demek bile yıllarca hapis
yatmanın gerekçesi oldu. Fakat bu konuda da artık pratikte bu
sürecin kırılması gerekiyor. Barış için çözümler ve fikirler
üretiyor olması ve bu çözüm önerilerinin Kürt halkı tarafından
kabul görüyor olması Sayın Öcalan’ı muhatap haline
getiriyor. Sayın Öcalan; barış arayışları, fikirleri, PKK ve
halk üzerindeki birleştirici gücü nedeni ile en etkili aktördür.
Savaşı durdurmak isteyen bir devlet, bu etkili muhatabı, bir
şekilde dikkate almak durumundadır. Bunun tersi, siyaset bilimine
aykırıdır.
Filistin’de İsrail ile Hamas arasında arabuluculuk yapmaya hazır
olan, Afganistan’da Taliban ile Hükümet arasında arabuluculuk
yapmayı taahhüt eden bir hükümet, kendi ülkesindeki kanı ve
gözyaşını durdurmak için barış görüşmelerinden kaçarak anaların
gözyaşını nasıl dindirebilir.
ASKERLİK ŞUBELERİNİN KAPISINA DAYANIN
Çocuğu
askerde olan veya askere gidecek olan, çocuğu dağda olan bütün ana
babalara sesleniyoruz, çocuğunuzun ölümüne seyirci kalmayın. Bu
savaşın bitmesini istemek herkesten önce sizin hakkınızdır. Bu
hakkınızı arayın. Çocuklarınızın bu kadar rahat ölüme
gönderilmesine razı olmayın. Bakın, PKK barış görüşmelerine hazır
olduğunu söylüyor. PKK’yi buna hazır hale getiren siz anneler,
devleti de aynı noktaya çekerek barışın mimarı olabilirsiniz.
Çatışma ve savaşın yeniden başlama ihtimalinin giderek yükseldiği
tam da bu dönemde gerekirse askerlik şubelerinin kapılarına
dayanın, artık çocuklarımızın ölmesini istemiyoruz deyin.
HÜKÜMETE DİYALOG İÇİN İLK ŞART
Hükümete bir de
açık çağrı yapıyoruz. Kürt sorununun çözümünde BDP olarak da
sorunun muhatabıyız, kararlı ve samimi bir yaklaşım görürsek
sizlerle siyasal bütün konuları diyalog içinde müzakere etmeye de
hazırız. İşe, tutuklattığınız çocukların ve DTP’lilerin serbest
bırakılmasını sağlamakla başlayın. DTP’li arkadaşlarımız tutuklu
kaldıkları müddetçe ve siz bu tutuklama operasyonlarına devam
ettiğiniz sürece, bilin ki ağzınızla kuş tutsanız bile
samimiyetiniz konusunda bizi ikna edemezsiniz.