Demirtaş'tan tehdit gibi açıklama!
Abone olDemirtaş, iktidar partisi ile mutabakat olmaması halinde Meclis ve AK Parti'nin çalışmalarını zorlayacak demokratik eylemler yapabileceklerini söyledi.
BDP Grup Başkanı ve Hakkari Milletvekili Selahattin
Demirtaş iktidar partisi ile mutabakat olmaması halinde TBMM ve AK
Parti'nin çalışmalarını zorlayacak demokratik eylemler
yapabileceklerini söyledi.
Selahattin Demirtaş, Avrupa'da uydu üzerinden yayın yapan Roj
TV'nin stüdyo konuğu olurken, TBMM'de henüz yemin etmemeleri
konusunda, "Derdimiz kriz çıkarmak, büyütmek,
derinleştirmek değildir. Bu krizi çıkaran da biz değiliz. Ama
çözümü konusunda biz de adım atmaya hazırız" dedi.
Demirtaş, BM sözleşmelerine göre; bir halkın yerel veya ulusal
parlamentolarda kendi temsil hakkını elde edemesi durumunda
"Kendi kaderini başka şekilde belirleme hakkına
sahip" olduğunu anlatırken, "Kürt halkı şu anda
kendi kaderini 36 milletvekili ile parlamentoda temsil edilerek
tayin etmek istiyor" dedi. Demirtaş, İmralı'da
sürdürüldüğü öne sürülen görüşmelere büyük önem verdiklerini,
oluşturulacak komisyonlarda yer almaları gerektiğini söyledi.
Demirtaş, dün akşam PKK ile aynı çizgide yayın yapan Roj TV'nin 'Özgür Gündem adlı programında canlı yayın konuğu olarak soruları yanıtladı. Demirtaş, devletin Kürtler'i bir halk ve özgür irade olarak görmediğini, Ankara'daki siyasi krizin temelinin ise Kürt sorunu olduğunu öne sürdü. Yemin krizine ilişkin görüşlerini anlatan Selahattin Demirtaş, şöyle devam etti:
"Arkadaşlarımız, sayın Cumhurbaşkanının daveti üzerine Çankaya Köşkü'ne çıktılar. Orada durumu izah ettiler. Bizler Meclis Başkanı'nı ziyaretimizde durumu aşağı yukarı bu şekilde özetledik ve bu çerçevede çözüm aranacaksa biz hazırız. Bu son derece iyi niyetli bir yaklaşımdır. Bizim derdimiz kriz çıkarmak, büyütmek, derinleştirmek değildir. Bu krizi çıkaran da biz değiliz. Ama çözümü konusunda biz de adım atmaya hazırız. Bu mutabakat çerçevesinde biz de Meclis çalışmalarına katılalım. Yemin de ederiz, biz de çalışmalara başlarız. Bugün geldiğimiz noktada bizi dışlayan bir anlayış söz konusu. Bunu izliyoruz, ve nereye varacağını görmek istiyoruz. Sanırım CHP yarın (Pazartesi) yemin edecek, parlamento çalışmalarına katılacak. BDP bloğunun talepler meselesi bu süreçte daha iyi görünür hale gelecektir. Hükümetle bu diyalog daha iyi müzakere edilebilir."
DİYALOG SÜRECİ
Demirtaş, Türkiye'de Kürt sorunu ile ilgili açıktan yürüyen bir
diyalog süreci bulunduğunu bunun "bir gerçekliktir" olduğunu, buna
karşılık askeri operasyonların sürdürüldüğünü anlatırken,
"Şimdi sorarlar insana; Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?
Eğer Kürt sorununun çözümü ile ilgili kesin karar verdiyseniz,
diyalogla çözmeye karar verdiyseniz, bunun en büyük yansımasının
askeri operasyonların durması şeklinde olabilir. Ateşkesin
karşılıklı hale gelmiş olması gerekir" dedi.
ÖCALAN İLE GÖRÜŞMELER
PKK'nın İmralı'da ömür boyu hapis cesazısını çeken elebaşı Abdullah Öcalan'ın son avukat görüşmelerinde dile getirdiği 'Anayasa konseyi' ve kendisiyle yapıldığını iddia ettiği görüşmelerle ilgili görüşlerini anlatan Demirtaş, şunları söyledi:
"Orada süren süreç son derece ciddidir. Bizim de değer
biçtiğimiz, sonuçları itibariyle bizi yakından ilgilendiren bir
noktaya gelmiş durumda. Süreç itibariyle Türkiye'de aslında
demokratik siyasi alanda bulunan herkesin çok yakından takip etmesi
gereken bir diyalog-müzakere aşaması orada yaşanıyor şu anda. Barış
konseyi, anayasa konseyi gibi demokratik siyaseti de yakından
ilgilendiren meseleler pratik alanda işlerlik kazanacaksa bunun en
temel aktörlerinden biri bizler olacağız. Devlet sayın Abdullah
Öcalan ile belli bir mutabakata varmışsa, barış anayasa konseyinin
kurulması konusunda uzlaşmaya varılmışsa, bunun içinde bizim de
olmamız gerekir. Devlet o protokollerin hayata geçirilmesinde
samimi ise bizim de demokratik siyasete geçmemiz konusunda önümüzün
açılması gerekir."
Programın bir bölümünde Kürt halkının uğradığını öne sürdüğü zulüm
ve baskılara rağmen 36 milletvekili çıkardığını, bunun Türkiye için
bir şans olduğunu iddia eden Demirtaş, gelinen aşamada Kürtler'in
"Siz bizi bu parlamentoda istemiyorsanız biz bu
parlamentoda hiç olmuyoruz" diyebilecekleri halde TBMM'de çalışma
istekleri bulunduğunu kaydederken, "Çünkü BM sözleşmelerine göre;
bir halk orada bulanan yerel veya ulusal parlamentolarda kendi
temsil hakkını elde edemiyorsa, kendi kaderini başka şekilde
belirleme hakkına sahiptir. Kürt halkı parlamentoda yer alarak
kendi kaderini bu şekilde tayin etmek istiyor. Devlet bunun önünü
kesmeye çalışıyor bu çok vahim bir durum" dedi.