Demirtaş’tan seçmene: Son baraj bükücüler
Abone olİstanbul'dan Rengin Arslan'ın Yoğurtçu Parkı’nda HDP’nin gençlik kollarının düzenlediği Halkların Demokratik Festivali’nden izlenimleri.
“Umudumuz var. Bu Allah’ın izniyle barajları yıkacağız. Selahattin Abimiz barışı da özgürlüğü de getirecek inşallah.”
Başında kırmızı, yeşil sarı oyalı başörtüsüyle böyle diyor Gülbahar Saygın. Sözündeki umut, yüzüne de yansıyor. Gülümser halde konuşuyor benimle.
Yoğurtçu Parkı’nda HDP’nin gençlik kollarının düzenlediği
Halkların Demokratik Festivali’ne katılan binlerce insandan biri.
Park, Gezi eylemlerinden sonra kurulan en büyük foruma ev sahipliği
yapıyor.
Festivalde sahneye gruplar çıkıyor, kimi Kürtçe halk ezgileriyle jazz’ı birleştirmiş, kimi Karadeniz’in türkülerini veya Gürcü şarkılar söylüyor. Ama aynı zamanda forum düzeni de devam ettiriliyor.
Gülbahar Saygın, 'Selahattin Abimiz barışı da özgürlüğü getirecek inşallah' diyor.
Herkes oturarak izliyor sahneyi, gençler söz alarak kısa konuşmalar yapıyor, HDP’nin milletvekili adayları sahneye geliyor. Baraj herkesin ortak gündemi. Sık sık slogan atılıyor: “Bizler HDP, bizler Meclis’e”
Zafer işaretleri, sloganlar coşkulu. Bir inat var diye düşünüyor insan, barajın aşılacağına ilişkin temkinli bir umut, inat ve inanç.
Daha önce bağımsız adaylarla meclise giren Kürtler ve sosyalist adaylar bu seçimlerde ilk kez parti olarak seçime girme kararı almıştı.
Oyları korumaya çağrı
Öbür yanda sandık başında gönüllü müşahitliğe kayıt için bir stant var. Sahneden sık sık müşahit olunması için anons yapılıyor. HDP’nin oydan sonra en çok istediği şey bu, olası hilelere karşı oyların korunması. Sandıkların başında durulması.
Bir başka yerde üzerine HDP yazılmış karpuzlar satılıyor. Çocuklar ellerinde HDP bayrakları oradan oraya koşturuyor. Alana hakim olan renk ise, atkılar, şallar, baş örtüleriyle kırmızı, yeşil, sarı. Öcalan’ın resmi bayraklarda, adı sloganlarda yok.
Bir yandan konuşmalar yapılıyor, şarkılar söyleniyor ama herkesin bir başka beklediği var: HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş.
Ben de o gelene kadar buraya gelenlerle konuşuyorum. HDP, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) kalesinden ne bekliyor? Gelenler arasında eski CHP seçmenleri var mı?
Geçen seneki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Demirtaş buradan 17 bin oy almış, onu 62 bin oyla Recep Tayyip Erdoğan izlemişti.
“Hayalci değiliz”
HDP’nin eski İstanbul eş başkanı Şamil Altan, “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde en ciddi artış olan yerlerden biri Anadolu yakasıydı. Bu bize bir umut verdi tabii” diyor.
Ancak yine de temkinli ve gerçekçi: “Bu tamamen bütün potansiyelin bize yöneleceği anlamına gelmez. Ama Kadıköy ve Maltepe gibi CHP’nin güçlü olduğu yerlerde biz bir yönelim olduğunu gözlemliyoruz. Ancak hayalci de değiliz. Önümüzde 15 gün var. Bunu iyi değerlendirmemiz gerek.”
Daha önce CHP'ye de oy verdiğini belirten Ayşen Dönmez, particilik yapmadığını söylüyor.
Ayşen Dönmez Demirtaş’ı dinleme için gelenlerden. O da forumun oturma düzenine uymuş ama birkaç arkadaşıyla birlikte yanlarında getirdikleri sandalyelerde oturuyorlar.
Dönmez, “Bu seçimde HDP’ye oy vereceğim. CHP’ye de verdim, bir keresinde barış bloğuna vermiştim. Hangi adayı beğeniyorsam ona oy veriyorum” diyor. Particilik yapmadığını vurguluyor.
2011 seçimlerinde aralarında BDP ve EMEP’in de olduğu partiler barış bloğu adaylarıyla seçimlere girmişlerdi.
“Asker anneleri elinizi elimize verin”
Demirtaş’ın söylemlerini ve vaatlerini gerçekçi bulup bulmadığını sorduğumda, “Ben Demirtaş’ı samimi buluyorum. Mitinglerde, televizyonlarda söylediklerini beğeniyorum. Güven veriyor” diye yanıtlıyor.
Alanda gençler ağırlıkta ama her yaştan, her kesimden insanlar bir araya gelmiş. Üniversite öğrencileri, çocuklu aileler, yaşlılar. Bu büyük kalabalık sahnedeki konuşmaları dikkatle dinliyor. Özellikle Barış Anneleri’nden birinin söylediği alkışlarla, coşkuyla karşılanıyor: “Asker annelerine sesleniyorum, elinizi verin elimize, bu canavarı durduralım.”
Konuşmalarda, barajı aşma inancı var ama onun yanında Kobane, Rojava, doğa ve şehir politikaları da.
Demirtaş’tan önce konuşanlar arasında en çok iltifatı ise İstanbul milletvekili adaylarından Hüda Kaya görüyor forumda. Kaya, “Her şeyi o kadar tek tipleştirmişler ki, tek vatan, tek millet, tek inanç, tek mezhep. Hayır kardeşim, ben inanıyorum ki, tek olan Allah’tır, biz çeşidiz, biz çoğuz” diyor konuşmasında.
“Selo Başkan bize şarkı söyle”
Ve Demirtaş... Yıllardır partinin eş genel başkanı olmasına rağmen cumhurbaşkanlığı seçimi öncesindeki kampanya döneminden bu yana öne çıkan bir isim. Onun adı duyulunca yüzler gülümsüyor, zafer işaretleri tekrar yükseliyor, sloganlar atılıyor.
Bu sloganların en ilginci kuşkusuz, “Selo Başkan bize şarkı söyle.” Demirtaş ustalıkla geçiştiriyor bu talebi. Demirtaş konuşmasında “son baraj bükücüler olarak” niteliyor HDP seçmenini.
Yanımdaki türbanlı kadın ve eşi umutlu gözlerle dinliyor onu. Demirtaş devam ediyor. Oy çağrısındaki “eski sevgiliyi ikna etme” kısmı büyük bir alkış alıyor. Diyor ki, “Kars’taki asker arkadaşınız, Almanya’daki üniversite arkadaşınız, kim varsa, eski eşiniz, sevgiliniz mümkünse, ne varsa. İkna etmeniz lazım.”
Konuşmasında idam edilen Deniz Gezmiş’ten, 1982 yılında Diyarbakır Cezaevinde hayatına son veren PKK kurucularından Mazlum Doğan’a kadar pek çok ismi anıyor. Her bir isim alkışlarla, ıslıklarla, sloganlarla yanıt buluyor.
Yaklaşık 20 dakikalık konuşmasının sonunda Demirtaş ayrılıyor alandan. O sahneden inerken arkamdaki bir genç “Selo Başkan gitme!” diyor.
Demirtaş’ın hem parti tabanıyla hem de seçmeni ile kurduğu sıcak ilişki, konuşmasının her anına yansıyor ve aracı davullarla, zurnalarla alandan ayrılıyor.
Kadıköy’de HDP’nin “ulusalcı seçmenin kalesi” olarak görüldüğü Kadıköy’den oy koparıp koparmayacağını önümüzdeki hafta CHP’li seçmene soracağım ancak Yoğurtçu’dan görünen o ki, diğer partilerden oy koparmasa bile HDP’nin kendi seçmenine inanç ve güven verdiği.