Demirtaş'tan Şahin'e özerklik kitapçığı
Abone olBDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş açıklama yaptı.
İNTERNETHABER.COM- İki dil polemiğinde savaş baltaları
kuma gömüldü. Ancak BDP, özerklikte ısrarcı olduklarının altını bir
kez daha çizdi. Meclis Başkanı ile yapılan görüşmenin olumlu
geçtiğini belirten Demirtaş, daha önceki dönemde DTP'nin bastırdığı
özerklik kitapçığını Şahin'e verdiklerini söyledi.
Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin'in "sonucuna katlanırlar" sözü
sonrası biraraya gelen taraflardan BDP Genel Başkanı Selahattin
Demirtaş, görüşme sonrası "Tartışmaların şiddet içermedikçe,
ırkçılık içermedikçe özgür bırakılması çözüm yerinin parlamento
olduğunu ifade ettik" açıklamasını yaptı. Görüşme sonrası Demirtaş
basın mensuplarına şunları söyledi:
ÇÖZÜM YERİ PARLAMENTO
"Sayın Meclis başkanı parlamentonun başkanı ve bütün iradeyi temsil
eden bir şahsiyet olarak çözüm yerinin parlamento olduğunu teyit
etti. Biz açık biçimde siyasetin rolünün güçlendirilmesi, siyasi
partilerin özellikle Türkiye'nin ciddi sorunlarına çözüm arayışları
konusunda önünün kesilmemesi tartışmaların şiddet içermedikçe,
ırkçılık içermedikçe özgür bırakılması gerektiği vee tam da barış
arayışlarının güçlendiği demokratik siyasete güç vermenin daha
doğru olacağını ifade ettik. O nedenle Sayın Meclis Başkanı'ndan
özellikle partimizle ilgili yapılan çalışmalarda eğer bir yanlış
anlaşılma varsa bunu yüzyüze görüşerek kendisine anlatabileceğimizi
belirttik. Partimizin çözüm projeleriyle ilgili daha önce
parlamentoya sunduğumuz demokratik özerklik kitapçığı vardı. DTP
döneminde biliyorsunuz. Onu tekrar Meclis Başkanı'na verdik.
Çözümden ne anladığımızı Sayın Meclis Başkanı'na bir kez daha ifade
ettik.
MUHATAP SİYASİ PARTİLER OLMALI
Siyasi tartışmaların muhataplarının siyasi partiler sivil toplum
örgütleri medya olduğunu ifade ettik. Ordunun Meclis Başkanı'nın
doğrudan siyasi partileri hedef alan açıklamaların siyasete zarar
verdiğini belirttik. Bizim açımızdan olumlu bir görüşmeydi. Ben
inanıyorum ki diyalog içinde birbirini anlamaya gayret ederek
sürece katkı sunacağız.
TALEBİMİZ VE ISRARIMIZDIR
Diyarbakır'da tartışılan taslak metin de bir çalıştaya, bir
tartışma platformuna bir grup arkadaşın sunduğu tartışma metnidir
ve üzerinde çok sayıda tartışma yürütülmüş, eleştiriler olmuş,
izaha, düzeltmeye muhtaç yerlerin olduğu ifade edilmiştir. Orada
bir karar alınmış gibi yansıtılması doğru değil. Sonuçta yerinden
yönetim modeline Türkiye geçecekse bunun için Anayasa değişikliği
gerekiyor. Bu Anayasa değişikliği olmadığı müddetçe idari yapıda
herhangi bir değişikliğin olması mümkün değil. Bu, bizim talebimiz
ve ısrarımızdır.
ANKARA'DAN YÖNETİLMESİ MÜMKÜN DEĞİL
Elbette ki bunun mücadelesini sürdüreceğiz. Biz, BDP olarak
Türkiye'ye yerinden yönetim modeli vadediyoruz. Türkiye büyük bir
ülke, coğrafya olarak büyük bir ülke bu ülkenin yalnızca Ankara'dan
yönetilmesi artık mümkün değil. Herkesin tartışmaya katkı sunması
lazım. Bir Kürt halkı var, o Kürt halkının da bir anadili var. Bu
analidin Türkçe kadar özgür olması ve bunun talep etmesi en doğal
hakkıdır. Çözüm olacaksa Türkiye'nin birliği içinde, kardeşlik
temelinde olacaktır. Tartışmalar, eleştiriler anlamlıdır, izliyoruz
ve bunlardan faydalanıyoruz. Fakat tehditvari açıklamaları, bunun
önünü kesmeye dönek açıklamaları da biz demokrasi dışı
değerlendiriyoruz.
MECLİS'TE İKİ DİL TALEMİBİZ YOK
Yine şunu da belirttik, bizim Türkiye
Büyük Millet Meclisi'nde iki dil diye bir talebimiz yok. Genel
Kurul'da ille de Kürtçe konuşma yapacağız diye bir dayatmamız, hele
hele meydan okuma deniyor ki böyle bir tarzımız yok. Sadece Kürtçe
ile ilgili bir sorun var ve soruna dikkat çekmek için
arkadaşlarımız birkaç cümle Kürtçe konuştular.
NEREDEYSE ORDU DARBE YAPACAK
Meclis kürsüsünde milletvekilleri sorunları dile getirmek için
çeşitli yöntemler kullanırlar, bu da onlardan birisidir. Ana
dilinden birkaç cümle sarfetmek kıyameti koparmaz. O Meclis kürsüsü
Kürtlerin de kürsüsüdür. Bu kadar tahammülsüzlüğü yadırgıyorum.
Kusura bakmasınlar ama kürsüden ne küfürler savruluyor, sarhoş
sarhoş konuşmalar yapılıyor. Bu normal oluyor da iki cümle Kürtçe
konuşuldu diye neredeyse ordu darbe yapacak! Bu olacak iş mi? Bu
konuda BDP milletvekilleri zaten dikkatlidir."