Demirtaş'tan müzakere çağrısı!
Abone olDemirtaş, KCK ve PKK'nın elebaşı Abdullah Öcalan ile daha önce yapılan müzakerelerin sonuç vermemesini gerekçe göstererek bu yöntemden vazgeçilmemesini istedi.
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, KCK ve PKK'nın
elebaşı Abdullah Öcalan ile daha önce yapılan müzakerelerin sonuç
vermemesini gerekçe göstererek bu yöntemden vazgeçilmemesini
istedi.
Demirtaş, "Bu kritik dönemlerde hükümetin müzakere
konusunda atacağı adım bizce çok önemlidir. Bazı hükümet sözcüleri
gerekirse tekrar Öcalan, KCK ile görüşülür gibi açıklamalar yaptı;
'Oslo görüşmeleri tekrar yapılabilir' dedi. Şimdi ne zaman
gerektiği, ne zaman gerekeceği çok önemlidir. Yani gerekmesi için
kaç kişinin ölmesi gerekiyor? Şu gün gerekmeyecekse başka ne zaman
gerekecek?" diye konuştu.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğü, 8 Mart Dünya
kadınlar günü kutlamaları programı kapsamında 'Arka Bahçe' adı
verilen resim sergisi düzenledi. Sergiye BDP Genel Başkanı
Selahattin Demirtaş, Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir,
Belediye çalışanları ile partililer katıldı.
Sergiyi gezen Demirtaş, gazetecilerin askerin yargılanması için
Başbakanlıktan izin alınması ile ilgili yasal düzenleme konusundaki
sorularını yanıtladı. Demirtaş, milletvekillerinin bile
dokunulmazlıklarının sınırlandırması kanaatinde olduklarını, kürsü
dokunulmazlığı dışında TBMM'deki milletvekillerinin
dokunulmazlığının olmaması gerektiğini söyledi. Demirtaş, şöyle
konuştu:
"Sadece sözle ifade özgürlüğü kapsamında bir
dokunulmazlığı savunuyoruz. MİT yasasında meseleyi biz şöyle tarif
etmiştik; 'Orada Başbakanın yetkisini artırmak yerine heyetin
yetkisini artıralım' demiştik. Ama başbakanın yetkilileri arttı.
Müzakere yapacak heyetin olası yeniden bir müzakere sırasında
herhangi bir yetkisi yok. Müzakereyi meclis veya hükümet adına
yürütme yetkisi yoktur. Sadece soruşturma açılıp- açılmaması
Başbakanın yetkisi artırılmış oldu. Dokunulmazlıkların bürokrasinin
başka aşamalarına sirayet ettirilmesi doğru olmaz. Biz
desteklemeyiz böyle düzenlemeyi."
"HÜKÜMETİN ATACAĞI ADIMLAR BİZİM İÇİN
ÖNEMLİ"
BDP lideri Demirtaş, hükümetin atacağı adımların kendileri için
oldukça önemli olduğunu, somut olarak ellerinde öyle bir bilgi
olmadığını ancak temenni ve çağrılarının olduğunu da vurgulayarak,
yölme devam etti:
"Devlet, hükümet adına bir heyetle PKK adına bir heyet
kesinlikle geçmişte görüşmüş ve sağlıklı müzakereler yürütülmüş
olsaydı bugün toprak altında olan binlerce genç, anasının babasının
yanında olacaktı. Bu sorun da çözülmüş olacaktı. O yüzden vicdanı
olan gerçekten de meselelere insani bakan insana değer veren
herkesin yapması gereken bir çağrıdır. Biz de bu çağrıyı sürekli
tekrarlıyoruz. PKK ile hükümet, devlet bu işi görüşerek konuşarak,
müzakere ederek bir masanın etrafında çözmek zorundadır. 50, 100
yıl da savaşılsa, çatışılsa sorunlar dönüp dolaşıp sonunda
konuşularak, diyalogla çözülecektir. Buna inanıyoruz. Son 3 yılda
müzakerelerin yapılmış olması, tartışmaların sürmüş olması
gösteriyor ki konuşulmayacak bir mesele değil. Müzakereden de ilk
etapta sonuç alınmadı diye vazgeçilmemelidir. Bu kritik dönemlerde
hükümetin müzakere konusunda atacağı adım bizce çok önemlidir. Bazı
hükümet sözcüleri 'Gerekirse tekrar Öcalan'la, KCK ile görüşülür'
gibi açıklamalar yaptı, 'Oslo görüşmeleri tekrar yapılabilir'
dediler. Şimdi burada ne zaman gerektiği, ne zaman gerekeceği çok
önemlidir. Yani gerekmesi için kaç kişinin ölmesi gerekiyor. Şu gün
gerekmeyecekse başka ne zaman gerekecek. O nedenle aydınların,
yazarların, gazetecilerin diyaloga ilişkin yaptıkları çağrılar çok
önemlidir. Bu sesler yükseldikçe, çoğaldıkça onurlu ve kalıcı bir
barışı yakalamak daha mümkün diye düşünüyorum."
Aralarında tutuklu milletvekillerinin de bulunduğu 400 kişinin
halen cezaevlerinde açlık grevinde olduklarını ve bunun hassa bir
konu olduğunu söyleyen Demirtaş, son günlerde tartışılan Kürt
ulusal marşı 'Ey Rakip' ve Kürt bayrağı ile ilgili bir soruya ise
şöyle yanıt verdi:
"Kürtler'in kendine özgü ulusal değerleri var. Herkes
birbirinin değerlerine saygı duymalıdır. Mahabat Kürt Cumhuriyeti
kurulduğu dönemde bir ulusal marş olarak kabul edilmişti ve Kürtler
onu bir ulusal değer olarak kabul ediyor. Yine Güney Kürdistan
Federal bölgesinin bir bayrağı var. Bu bayrak resmi bayraktır. Bu
bayrağın Diyarbakır'da, Avrupa'da ya da İstanbul'da açılmasında
aslında hiçbir tartışma olmaması lazım. Türkiye orayla yıllık 8
milyar dolar ihraç yapıyor. 8 milyar dolar ihracat yaparken
Kürdistan'la yapıyor. Resmi belgelerin hepsinde Kürdistan olarak
geçiyor. Kürdistan'la ticari sözleşme yapıyor. O 8 milyar dolar
ticaret yaparken Kürdistan'ı tanıyorsun da, iş siyasete, bayrak ve
marşına gelince tanımamak ayıp, kendisiyle çelişmek olur. Bu
nedenle herkes birbirinin kültürel, tarihsel değerlerine, ulusal
değerlerine saygı duyduğu ölçüde bu topraklarda birlikte yaşamak
bence mümkündür diye düşünüyorum."
"NEVRUZ'DA MÜZİKTEN ÇOK, SİYASAL MESAJLAR ÖNE
ÇIKACAK"
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 21 Mart'ta Diyarbakır'da
yapılacak Nevruz kutlamalarına Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı
davet edip- etmedikleri ile ilgili bir soru üzerine, şunları
söyledi:
"İş olsun laf olsun diye kendisini davet etmeyiz.
Gerçektende yeni bir süreç başlatmak istediğine dair mesaj almış
olsak memnuniyetle tabii ki davette ederdik. Ama nevruz kutlama ve
etkinlikleri olarak yürüttüğümüz tartışmalarda son planlamayı henüz
çıkarmadık. Bu yıl yaklaşık 130 merkezde en geniş katılımlı
etkinlikler yapılacak. Halkımız 30 yıldır kesintisiz acı yaşıyor.
Halen morglar, cenazeler var. Roboski (Ortasu) katliamı yaşandı.
Binlerce insan tutuklandı. Her yerde taziyeler devam ediyor.
Dolayısıyla 'Böyle bir atmosferde acaba nevruz kutlamaları şenlik,
müzik eşliğinde mi olur? Yoksa daha çok siyasal mesajların ortaya
çıktığı güçlü mitingler şeklinde mi olur' diye tartışmalar var.
Partimiz bu tartışmayı dikkate alacaktır. Ebetteki mitingler geniş
katılımlı siyasal mesajı güçlü, nevruzun direniş ruhuna uygun
etkinlikler mutlaka yapılacaktır. Ama geçen yıllardaki formatlardan
biraz farklı olabilir. Müzik içerikli kutlamaların biraz daha düşük
olduğu siyasal mesajların daha çok öne çıktığı bir nevruz formatı
olabilir" diye konuştu.
"ARKA BAHÇE"
Demirtaş, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, sanatı terörün arka
bahçesi olarak tanımladığını anlatırken, bundan yola çıkılarak
açılan sergiye 'Arka Bahçe' isminin verildiğini anlattı. Demirtaş,
"Sanatın terörle şiddetle, şiddetin de sanatla, terörle bir
alakası olmaz. Sanat, düşünce, demokratik siyasetin terör olarak
tanımlanması düşüncenin ne kadar yanlış olduğunu ortaya koyuyor.
Hayatı boyunca hiçbir şekilde resimle tanışmamış kadınların bu
kadar güçlü eserler ortaya çıkarması gösteriyor ki aslında sanat
çözüm gücü acısından çok etkili bir araçtır. Bence İçişleri Bakanı
son derece mahcup eden bir eser çalışması, sergi olmuş. 'Arka
bahçe' dediğimiz budur işte. İçişleri Bakanı bu faaliyetleri terör
faaliyetleri olarak tanımlıyor. Ayrıca ben bunu grup toplantısında
da söylemiştim. Sıfatı 'Bakan' ama sıfatına baksanız pek de bakan
sıfatı yok kendisinde" diye konuştu.