Demirtaş’tan Hürriyet’e ‘Geçmiş olsun’ ziyareti
Abone olDemirtaş liderliğindeki HDP heyeti saldırıya uğrayan Hürriyet gazetesine geçmiş olsun ziyaretinde bulundu.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, eşi Başak
Demirtaş ve HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan ile birlikte
Hürriyet Gazetesi’ni ziyaret ederek, geçmiş olsun dileğinde
bulundu. Demirtaş, "Kimse bu tür saldırılarla bugüne kadar medyaya
boyun eğdiremedi. En azından geçmişten ders çıkarmalarını dilerim.
Medyayı korkutarak, tehdit ederek, saldırarak arzu ettiğiniz
çizgiye getirmenin hiçbir anlamı yoktur" dedi.
Selahattin Demirtaş, iki kez saldırıya uğrayan Hürriyet Gazetesi’ni
ziyaret ederek, Hürriyet Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Vuslat
Doğan Sabancı ve Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sedat
Ergin’e geçmiş olsun dileklerini iletti. Sedat Ergin’den saldırıyla
ilgili bilgi alan ve kırılan camları inceleyen Demirtaş, daha sonra
Ergin ile birlikte gazetecilere açıklamada bulundu.
Sedat Ergin, "Sayın Selahattin Demirtaş, eşleri Başak Hanım,
İstanbul Milletvekilleri sayın Garo Paylan, gazetemizin merkezini
ziyaret ettiler. Ziyaretlerinin sebebi, gazetemizin 6 ve 8 Eylül
tarihlerinde uğradığı saldırı ve yazarımız Ahmet Hakan’ın geçen
hafta uğradığı menfur saldırıdır. Bu ziyareti yaparak, gazetemize
desteklerini ifade etmişlerdir, geçmiş olsun dileklerini
iletmişlerdir. Biz de nezaketlerinden dolayı kendilerine benzer
şekilde, HDP merkezine ve binalarına saldırılardan dolayı geçmiş
olsun dileklerimizi ilettik. Bir kez daha kendilerine teşekkür
ediyoruz" dedi.
"TÜRKİYE’DE MEDYA ÜZERİNDEKİ BASKILARDAN BÜYÜK KAYGI
DUYUYORUZ"
HDP Eş genel başkanı Selahattin Demirtaş da, "Ben öncelikle bir kez
daha bu ziyaret vesilesiyle Doğan Medya Grubu’na, özellikle
Hürriyet çalışanlarına geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Partim
adına, bütün bu basın camiası baskı altındayken, önemli bir süreçte
basını susturmaya çalışan politikalara karşı da dayanışma
duygularımızı iletmek için buradayız" dedi.
Demirtaş şunları kaydetti:
"Bizim parti olarak basın özgürlüğü konusunda hassasiyetimiz de çok
nettir. Bakın, bütün medya grupları partimiz, bizi, söylemlerimizi,
politikalarımızı eleştirebilirler. Biz bu eleştirilerden ancak güç
alırız. Hatalarımız, yanlışlarımızı görme noktasında basın bize
büyük bir katkı sağlamış olur. Dolayısıyla, eleştirmeyen,
eleştirinin önünün kesildiği bir basın anlayışı; ya gerçekleri
yazma konusunda sansürlenen, otosansür uygulayan ya da baskı
gördüğü için çalışamayan basının olduğu ülkede hiçbirimizin ifade
özgürlüğü yoktur. Yani bugün Hürriyet’e ya da başka gazete
binalarına yapılan baskınların, gazetecilere yapılan saldırının tek
muhatabı bu medya grupları ya da gazetecilerin kendisi değil.
Saldırı hepimize dönük saldırıdır. Bugün ifadelerimizin,
düşüncelerimizin kamuoyuna doğru bir şekilde objektif aktarılmaması
demek, siyaseten de toplumun büyük bir tehlikeyle karşı karşıya
kalması demektir. Bu tehlikelerin ve geleceğimizin bu tehlikelerden
arındırılmasının en etkili yollarından biri, basının özgür
olmasıdır. Biz son dönemlerde, son aylarda özellikle Türkiye’de
medya üzerindeki baskılardan büyük kaygı duyuyoruz. Bunların
kesinlikle ortadan kaldırılması lazım. Basın mensupları, medya
grupları hiçbir yerden baskı görmeden özgürce çalışabilmeli ve
siyasetçiler de buna tahammüllü olmalılar. Medya över de, eleştiri
de yapar. Bütün bunlara siyasetçilerin alışkın olması lazım.
Siyaset sahnesinde olanların özellikle medyayı hedef gösteren
tutumlardan kaçınması lazım.
"KİMSE BU TÜR SALDIRILARLA BUGÜNE KADAR MEDYAYA BOYUN
EĞDİREMEDİ"
Bir de, bu tür saldırılar olduktan sonra çok etkili soruşturmaların
yürütülmesi lazım. Çok hızlı, adil ve sonuç alıcı yargısal
mekanizmalar işletilebilmeli ki, benzeri saldırılar tekrarlanmasın,
toplum da, medya çalışanları da kendini güvende hissedebilsinler.
Bir beklentimiz de budur. Soruşturmayı yürüten savcının, adli
makamların çok etkili ve hızlı bir şekilde sonuç almalarını da
bekliyoruz. Sayın Ergin’in ifade ettiği gibi, parti olarak biz de o
dönemlerde çok sayıda saldırı ile karşı karşıya kaldık. Onların da
bir bütün olarak etkili soruşturulmasının sonuçlarını bekliyoruz.
Burada 2 gün art arda yapılan saldırıların arkasında yönlendirici
güçler de dahil olmak üzere hepsi şeffaf bir şekilde ortaya
çıkarılmalı ve sorumluları yargı huzurunda hesap vermeli ki,
herkesin içi rahat edebilsin. Kimse bu tür saldırılarla bugüne
kadar medyaya boyun eğdiremedi.
"EN AZINDAN GEÇMİŞTEN DERS ÇIKARMALARINI
DİLERİM"
Türkiye maalesef çok sayıda faili meçhul gazeteci cinayeti ile h?l?
yüzleşememiş bir ülke. Fakat ona rağmen bugün dimdik ayakta duran
gazeteciler var, gazeteciliğini yapan, bu ilkelerden taviz vermeyen
çok sayıda gazeteci var. En azından geçmişten ders çıkarmalarını
dilerim. Medyayı korkutarak, tehdit ederek, saldırarak arzu
ettiğiniz çizgiye getirmenin hiçbir anlamı yoktur."
"BURAYA YAPILAN SALDIRIYI HERKES BİRAZ KENDİ ÜSTÜNE
ALMIŞTIR"
Demirtaş, geçmiş olsun dileklerini ilettikten sonra, Sedat Ergin’e
şunları söyledi:
"Kamuoyundaki yaygın beklentiyi partim adına buradan bir kez daha
ifade etmek istiyorum; sorumlular derhal ortaya çıkarılsın, etkili
soruşturmayla yargılansınlar. Bütün burada, özellikle binanıza
yapılan saldırıda da, Türkiye toplumunun çok önemli bir kısmının da
gönlünün, yüreğinin sizlerle olduğunu bilmenizi isteriz. Buraya
yapılan saldırıyı herkes biraz kendi üstüne almıştır. Çünkü
maalesef ki, vicdansızca, hiçbir mesneti, dayanağı olmayacak,
hiçbir şekilde kabul görmeyecek bir saldırı gerçekleşti. Çok
göstere göstere bu yapıldı, bu kamuoyunun vicdanını incitti. Yine
yazarınız Sayın Ahmet Hakan’a yönelik saldırı göstere göstere, göz
göre göre gerçekleşti ve bu da herkesi incitti, herkesi onur kırıcı
bir davranış olarak incitti. Bu incinmişlik nedeniyle de toplumun
kanayan vicdanının telafisi ve yaraların sarılması açısından da,
partimize, sizlere veya başka kesimlere yönelik bütün bu
saldırıların mutlaka yargısal olarak, adil bir şekilde hesabının
sorulmasını bekliyoruz. Biz kez daha geçmiş olsun dileklerimizi
sunuyoruz."