Demirtaş'tan Erdoğan'a sert sözler!
Abone olİstanbul'da konuşan HDP lideri Selahattin Demirtaş "bir hatamız var, yüzde 13 oy almışız. Beyefendiyi koltuğundan ve hayallerinden etmişiz. Başka suçumuz var mı?" dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin
Sultanbeyli Meydanı'nda düzenlenen mitinginde yaptığı konuşmada, AK
Parti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a dönük sert
eleştirilerde bulundu.
Erdoğan'a "Cumhurbaşkanlığı yap, cumhurun başı ol" diye seslenen
Demirtaş "Cumhurbaşkanı olmak istedin, millet seni Cumhurbaşkanı
yaptı. Yeter, milletin yakasından düş. Millet seni Cumhurbaşkanı
seçti, yine senden kurtulamadı, yine senden kurtulamadı" dedi. HDP
lideri "Düşünün ki, bir parti, Halkların Demokratik Partisi, meydan
meydan dolaşıp Türkiye'de kardeşliği anlatmış, barışı anlatmış,
gönül gönüle özgürce yaşamı anlatmış. Ama bir hata yapmış. Sadece
bir yerde bir hatamız var, yüzde 13 oy almışız. Beyefendiyi
koltuğundan ve hayallerinden etmişiz. Başka suçumuz var mı?"
dedi.
Demirtaş konuşmasında şunları söyledi:
TEK MİLLET YOKTUR KARDEŞİM KUSURA BAKMA!
Biz bu ülkenin bir gerçeğiyiz dedik. Bu ülke tek dil olamaz
kardeşim, kim söylüyorsa söylesin. Allah'tan başka teklik yoktur.
Kimse bize tek dili dayatamaz. Tek millet yoktur kardeşim, kusura
bakmayın, milletler farklı farklıdır ve Türkiye'de de farklı
milletler vardır. Teklik yaradana mahsustur, yaradan dışında başka
tek yoktur.
'ÖLÜMLERİN SİYASİ RANTINI DA KENDİLERİ YESİN DİYE BU SAVAŞI
ÇIKARDILAR'
1 Kasım'da bir seçim daha yapacak. Niye, biliyor musunuz? Kendi
istediği için. Biz seçimden korkacak değiliz, sandıktan kaçacak
değiliz. Evvel Allah, biz Allah'ımıza, halkımıza güveniyoruz. Her
ay seçim de yapsa, biz hazırız, korkumuz yok. Ama ülkenin seçimden
önce huzura ihtiyacı var. Ülkede hâlâ sırf sen istiyorsun diye kan
akıyor. Sırf sen kendi diktatörlüğünü kurasın diye gencecik
evlatlar toprağa düşüyor, insanlarımız ölüyor. Yazık değil mi ateş
düşen her eve, yangın düşen her yüreğe? Bu insanlarımız niye
ölüyor? Aklı olan herkes 1 dakika bir düşünsün, niye ölüyor? Kürt
'Bölücü değilim' diyor, 'Birlikte yaşayalım, sadece yeni bir
anayasada özgürlük istiyorum' diyor. Peki, 'Sen niye öldürüyorsun,
niye ölüyorsun?' diye devlete, hükümete sormak hakkımız değil
mi?
'BUZDOLABINA KOYDUĞUN SÜREÇ CANLARA MAL
OLUYOR'
Vatan bölünme tehdidi altında değil, çünkü bölünme isteyen 'Bir
arada yaşayalım' diyor. Peki sen niye savaş çıkarttın? Niye askeri,
polisi silaha sarılacak operasyonların talimatını verdin? Bunu
bizden önce Türk toplumunun sorması lazım. Sen niye ülkemizde
yeniden savaş çıkattın? Tek bir soru ve 1 Kasım'a kadar bunu
sormaya devam edeceğiz. Sen barışa bu kadar yaklaştığımız yerde,
barıştan neden kaçtın, neden? Bunun nedenini bu halka anlatmak
zorundasın, bu ülkeye anlatmak zorundasın. Barış bize bir adım
yakınken niye bozdun bu barış sürecini? Senin buzdolabına koyduğun
süreç, bak şimdi canlara mal oluyor. Sırf neden biliyor musunuz? 1
Kasım'da sandık kurulduğunda millet HDP'yi suçlasın diye. Bütün bu
ölümlerden HDP sorumlu olsun ve HDP baraj altında kalsın, bu
ölümlerin siyasi rantını da kendileri yesin diye bu savaşı
çıkardılar. Allah şahittir, başka da bir şey yok.
'7 HAZİRAN'DA VERDİĞİMİZ DERS YETMEMİŞ'
Siyasi rekabette hiçbir zaman yarıştan kaçmadık. Gönül isterdi ki
karşımızda mert rakipler olsun, yalancı olmasın isterdik
karşımızda, riyakar, ikiyüzlüler olmasın isterdik. Keşke rakibimiz
mert olsaydı da mertçe siyaset meydanında kapışsaydık. Ama
rakibimiz böyle değil. Bir siyasetçi ki koltuğunu korumak için,
iktidarını korumak için kendi ülkesini ateşe vermeyi göze almışsa,
o siyasetçiden korkulur. Koltuğunu ülkenin menfaatinden, halkın
çıkarlarından üstün tutan siyasetçiden korkulur. İşte bu artık
korkulacak bir siyasetçi haline gelmiş. Artık gözünü kan bürümüş,
çılgınlık bürümüş, her türlü çılgınlığı yapabilecek duruma gelmiş.
Ve buna 7 Haziran'da verdiğimiz ders yetmemiş. O yüzden Allah
rızası için sizden 1 Kasım'da buna daha iyi bir ders vermenizi rica
ediyorum. Onun net olarak anlayabileceği şekilde, daha iyi bir ders
vermenizi rica ediyorum. Onları baraj altında bırakın demiyorum,
onlar gibi ucuz konuşmayacağım, onları barış altında bırakın,
barış.
'İSTİYORSAN HER AY SEÇİM YAPALIM, HER AY SENİN DERSİNİ
VEREBİLECEK DURUMDAYIZ'
Biz 7 Haziran akşamı, yani sandıklar açıldığında, bunun bu seçimi
kabul etmeyeceğini biliyorduk. Çünkü malımızı tanıyoruz. Kolay
kolay bu seçimi kabul etmeyeceğini biliyorduk. İşte şimdi
yanılmadığımız ortaya çıktı. O yüzden biz hazırlıklıydık. Kendisi
evvel çeşit fırıldak, HDP'yi halkın nazarında itibarsızlaştımak
için her şeyi yaptı. Bütün bu medyaya yönelik baskılar, saldırılar,
yargıya yönelik saldırılar, işverenlere, esnaflara yönelik
saldırılar, parti binalarına, genel merkezimize daha yapılan
saldırılar, bunların hepsi HDP baraj altında kalsın diyedir. Eğer
kendine bu kadar güveniyorsan, eğer halk benim arkamda diyorsan,
neden demokratik bir yarıştan, seçimden korkuyorsun? Neden savaşa
sarıldın? Neden çetelerini sokağa salıp parti binalarımızı yakarak,
partimizi seçime giremeyecek hale getirdin? Madem sen halkın
iradesine inanıyorsun, bak demokratik yarıştan hiç kaçmayız,
istiyorsan her ay seçim yapalım, her ay senin dersini verebilecek
durumdayız. Ama yeter ki artık milletin yakasından düş artık, yeter
artık.
'MİLLET SENİ CUMHURBAŞKANI SEÇTİ, YİNE SENDEN
KURTULAMADI'
"Cumhurbaşkanı olmak istedin, millet seni Cumhurbaşkanı yaptı.
Yeter, milletin yakasından düş. Millet seni Cumhurbaşkanı seçti,
yine senden kurtulamadı, yine senden kurtulamadı. Cumhurbaşkanlığı
yap, cumhurun başı ol. Halkın tamamının cumhurbaşkanı ol. Partilere
eşit davran. Bir siyasetçi gibi davranmaktan vazgeç. Bunu yaparsan,
ülkenin, halkın huzuruna, barışına katkı sunmuş olursun. AKP Genel
Başkanı'yken ne yapıyorsa, aynısını yapıyor. Başbakan'ken ne
yapıyorsa, aynısını yapıyor. Bu ülkede eğer bir başbakan eksiği
varsa, istifa et, tekrar gel seçime gir, başbakan seçilirsen,
başbakanlık yap. Ama Cumhurbaşkanı sıfatıyla, Cumhurbaşkanlığı'nın
imkanlarını kullanarak bir kez daha senin ülkeyi karıştırmana izin
veremeyiz. Ülkede kutuplaşma, kamplaşma yaratmana izin veremeyiz.
İnanın ki yaptığı budur. Her konuşması öfke dolu, kin dolu. Seni
ona düşman ediyor, beni sana düşman ediyor. Barışa dair, hayra dair
ağzından cümle çıkmıyor.