Demirtaş'tan Erdoğan'a kritik çağrı!
Abone olÇözüm sürecinin yeniden başlatılması için Erdoğan'a seslenen Demirtaş "Cumhurbaşkanı'ndan beklenen şey bir kez daha süreci başlatmaktır" dedi.
Demirtaş, HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ile
Diyarbakır'da Demokratik Toplum Kongresi (DTK) tarafından bir
otelde düzenlenen toplantıda iş adamları, sivil toplum kuruluşları
ve meslek odalarının temsilcileriyle bir araya geldi.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Çözüm Süreci'ne ilişkin, "Sayın Cumhurbaşkanı bu konuda eğer inisiyatif alacaksa Türkiye'yi bütün bu kırılma süreçlerinden çevirebilir, döndürebilir. Cumhurbaşkanı'ndan beklenen şey bir kez daha süreci başlatmaktır. Cumhurbaşkanı bunu yaparsa her şeye rağmen bizler Çözüm Süreci'nin tüm gücümüzle arkasında olacağız" dedi.
"TÜRKİYE İÇİN SURİYE GİBİ OLMA RİSKİ VAR"
Suriye gibi olmak istemediklerini anlatan Demirtaş, "Suriye gibi
olma tehlikesi ve tehdidiyle karşı karşıya mıyız? Evet, bu risk
var" ifadesini kullandı.
Demirtaş, 7 Haziran seçim sonuçlarının Türkiye'ye çok büyük fırsat
sunduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:
"Nasıl birlikte yaşamayı sağlıyorsak, onun üst yapısı da birlikte
yönetmektir, koalisyondur. Toplum farklı inançlardan, kimliklerden,
partilerden ve ideolojilerden oluşuyorsa, o toplumu birlikte
yönetmek en makul olandır. İktidarı tekleştirmek, 'benden başkası
yönetemez' demek, diktatörlüktür. Türkiye için en güzel çıkış yolu
geniş tabanlı bir koalisyon hükümetiyle topluma nefes
aldırmaktır."
AK Parti'nin 2023 vizyonuna değinen Demirtaş, "Eğer 2023 vizyonunuz
mükemmelse, ülkenin geleceği açısından vazgeçilmezse gelin ikna
edin, anlatın beraber yapalım. Yok 2023 sadece bir başkanlık
vizyonuysa onu da yaptırmadık, yaptırmayacağız. Doğru işleri yapmak
için ille de tek başına iktidar olmanız gerekmiyor. Hangi doğru
projeyi getirdiniz, HDP parlamentoda engel oldu?" şeklinde
konuştu.
"En çok biz istiyoruz silahların bırakılmasını. En acil şey
barıştır ve derhal ellerin tetikten çekilmesidir" diyen Demirtaş,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Silah sesi saraydan duyulmuyor. Gelin, buradaki insanlara, siyaset
yapanlara, dükkanını, fabrikasını, işyerini açanlara sorun. Biz
barış içinde yaşamayı halk olarak istiyoruz ve hak ediyoruz. Bir
lider neden ülkesini bu kadar barışa yaklaştırmışken vazgeçer?
Dolmabahçe görüşmesinden bir hafta sonra karma bir heyet, gözlemci
bir heyet, devlet heyeti, HDP heyeti İmralı'ya gidecek, müzakere
başlayacaktı. Başladığı gün, Öcalan PKK'ya silahları bırakma kongre
çağrısı yapacak orada tarih verecekti. Bunların hepsi konuşuldu,
tutanaklarda var. İmralı'ya neden 28 Şubat'tan sonra bir hafta
içinde heyetler gitmedi?"
Dolmabahçe mutabakatına sahip çıkılmadığını ileri süren Demirtaş,
HDP olarak mutabakatın arkasında durduklarını savundu.
"PKK'NİN DAĞDAN İNİŞİNİ KONUŞUYOR
OLACAKTIK"
Demirtaş, HDP olarak mutabakatı son derece düzgün bulduklarını
anlatarak, şunları kaydetti:
"Son derece meşru bir iş yapıldı orada. Neden sahip çıkılmıyor?
Orada oturan bakanlar kendi yaptıkları işe neden sahip çıkmıyor? Bu
çocuklar ölmeyecekti işte. Her akşam televizyon kanallarında
içimizin parçalanarak izlediği bu görüntüler olmayacaktı. Biz şimdi
PKK'nın dağdan inişini konuşuyor olacaktık. Biz 10 maddelik
müzakerenin Türkiye'de demokrasinin ne kadar önünü açtığını
konuşuyor olacaktık. Bu mümkündü. HDP bunu nasıl engelledi,
açıklasınlar bakalım. Çözüm Süreci'nden Dolmabahçe mutabakatından
beklenilen şey AK Parti'in yüzde 50 oy alarak, HDP'nin baraj
altında kalmasıydı."
"CUMHURBAŞKANI'NDAN BEKLENEN ŞEY..."
Toplumun, HDP'nin bir halk partisi olduğundan emin olmasını
istediklerine işaret eden Demirtaş, HDP'deki varlıklarının bu
partide siyaset yapıyor olmalarının şiddetle, silahla aralarına
koydukları mesafeden kaynaklandığını savundu.
Demirtaş, tarihi bir kırılmayla karşı karşıya olunduğunu öne
sürerek, şunları dile getirdi:
"Bunun da yolu Dolmabahçe mutabakatındaki sürece, müzakereye
dönmektir. Sayın Cumhurbaşkanı bu konuda eğer inisiyatif alacaksa
Türkiye'yi bütün bu kırılma süreçlerinden çevirebilir,
döndürebilir. Ortadoğunun kan deryasına döndüğü şu günlerde
Cumhurbaşkanı'ndan beklenen şey, 'Seni başkan yaptırmayacağız'
sözüne takılmak yerine mevcut durumu, siyaseti doğru okumak, doğru
bir üslup, tarz ve yöntemle bir kez daha süreci başlatmaktır.
Cumhurbaşkanı bunu yaparsa her şeye rağmen bizler Çözüm Süreci'nin
tüm gücümüzle arkasında olacağız. 'Dün ne demiştik, ne
yapmıştık'lara bakmayacağız."
"ÖLÜMLERİ DURDURMAMIZ LAZIM"
"Bu ölüm, kan deryası içerisinde sivil siyaset ve sivillerin sesi
her gün, her dakika daha da kısılacaktır" ifadesini kullanan
Demirtaş, toplantıya katılanlarından yanlış ve eksik buldukları
konularda kendilerini eleştirebileceğini vurguladı.
Demirtaş, mükemmel, dört dörtlük siyaset yürüten bir parti
olmadıklarını, HDP'nin eksikliklerinin mutlaka bulunduğunu, bunu
tamamlamanın eleştirilerle mümkün olacağını aktardı.
Müzakereden korkmadıklarına işaret eden Demirtaş, "Bu ülkede savaş
yaptırmayacağız. 1990'lara dönüşe izin vermeyeceğiz. Barışı hemen
şimdi bütün Türkiye olarak istiyoruz. Evlatlarımızı yerde bulmadık.
Kürt ve Türk annelerimizi de yerde bulmadık" dedi.
Demirtaş, savaşın önce insanları sonra insanlığı ve vicdanları
öldürdüğünü, buna izin verilmemesi gerektiğini söyledi.
"ŞEHİRLERİMİZDE UN SIKINTISI BAŞLAYACAK"
Bölgedeki esnaf ve işverenin büyük sıkıntı yaşadığına işaret eden
Demirtaş, "Bugün yolların kesiliyor olması, araçların, kamyonların
yakılıyor olması ticareti durma noktasına getirdi. Van'da esnaf ve
tüccarlar artık başka bir kente un gönderemez duruma geldiklerini
belirtti. Bazı şehirlerimizde un sıkıntısı başlayacak. Ekmek
yapılacak un bulunamayacak. Bu kadar yakıcıdır mevzu" şeklinde
konuştu.
Yaşanan olayları fırtına olarak değerlendirdiklerini anlatan
Demirtaş, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu fırtına geçecek. Uzun sürmeyecek. Fırtına geçtiğinde Türkiye
halkları olarak dağılmak istemiyorsak, birbirimize tutunalım, el
ele verelim, kol kola olalım. Tek yürek, tek vücut olalım ki
birlikte yaşamaya devam etmiş halklar olmayı başaralım."
DTK Eş Başkanı Selma Irmak da demokrasinin dışında hiçbir yolun bu
sorunu çözmeyeceğini söyledi.
Müzakerelere yeniden dönülmesi gerektiğini dile getiren Irmak,
şöyle konuştu:
"Barış ve müzakere sürecinin tekrar gündeme gelmesi için
halklarımız direnecek ve savaşa geçit vermeyecektir. Bu anlamda da
direniş en meşru en kutsal hak olarak önümüzde durmaktadır. Kürt
sorununun pek çok yönden çözümü mümkündür. Kanallar tıkandığı zaman
kuşkusuz halkların kendi kaderini çizme hakkı da meşru olarak
ortaya çıkmaktadır. Fakat tekrar söylemek isteriz ki Kürt sorununun
biricik çözüm yöntemi barış ve müzakeredir. Barış ve müzakerede
ısrar ediyoruz, etmeye de devam edeceğiz."
Toplantıya, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüleri
Sebahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü, Demokratik Bölgeler Partisi
(DBP) Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, DTK Eş Başkanı Hatip Dicle
de katıldı.