Demirtaş'tan çok kritik PKK açıklaması!
Abone olBugün TV'de soruları cevaplayan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş çarpıcı açıklamalarda bulundu.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin
Demirtaş, "Kaç yüz bin evladımızı yitirmemiz lazım demokrasiyle bu
işi çözelim demek için. Bu noktaya gelmek için ne kadar kayıp
gerekiyor. ‘Ben şiddet istiyorum’ diyen bize oy vermesin, biz
şiddet istemiyoruz, barış içerisinde çözüm istiyoruz diyenler bize
oy versinler" diye konuştu.
Bugün TV’de canlı yayında soruları yanıtlayan Demirtaş
şunları söyledi:
NE PKK NE DE PARTİ BAYRAĞI
“Partimiz Türkiye toplumunun hiçbir toplumsal gerçeklerini inkar
ederek siyaset yapmıyor. Bütün değerler Türkiye’nin ortak değeri
olarak kabul edilecekse hiçbir şeyi dışlayamazsınız. Bayrak mevzusu
çok tartışılıyor. Sarı, kırmızı, yeşil Kürtlerin yüzlerce yıldır
kullandıkları renklerdir. Ne PKK bayrağıdır, ne parti bayrağıdır.
Bir ülkenin cumhurbaşkanı o renklere paçavra diyecek bu bir
hassasiyet, bu konuşulmayacak. Öte taraftan Türk bayrağını ortak
değer olarak kabul etmedin diye hakaret yağdıracaksın.
ARIZAYI BİZ ÇIKARMIYORUZ
Bayrağın iki anlamı var. Birincisi bayrak bütün kirlikleri,
hırsızlıkları, tetikçiliği örtmenin aracı olarak kullanılıyor. Her
türlü ret ve inkarın aracı olarak kullanılıyor. Bir de devletin
sembolüdür. Etnik kökeni, ırkı, milliyeti temsil etmez. Türk
bayrağı, kendini Türk olarak hissetmeyen herkes için bir biat etme
aracı olarak kullanıldı. 12 Eylül’de bir işkence aleti olarak
kullanıldı. Parti binamız yakıldı, Türk bayrağı asıldı. Bizden
hangisine saygı göstermemiz bekleniyor. Kirlilikleri örtmenin aracı
olarak kullanılana mı, Türkiye’nin, devletin sembolü olan Türk
bayrağına mı? (Türkiye’nin sembolü olan) Bunda hiçbir sorun yok.
Burada ki arızayı biz çıkarmıyoruz. Bayrağa bu anlamları
yükleyenler çıkarıyor.
DÖRT TELEVİZYON PROGRAMINA ÇIKTIM
(Basına yönelik saldırılar)Biz basın özgürlükleri konusunda ileri
aşamaya gelmiş bir ülke değildik çok daha ağır bedellerin ödendiği
günler de oldu Gazeteci cinayetleri gazete binalarının
bombalanması, gazetecilerin tutuklanması bunlar yaşandı. Bunlar
belli bir amaca hizmet için oldu. Bu dönemde iktidar ulaşmak
istediği amaçlar için engel olan herkesi hedef olarak görüyor. Siz
medyayı kısıtladığınız anda sadece o basına değil bütün toplum
mağdur hale geliyor. İfade özgürlüğünü engellemiş oluyorsunuz.
Merkez medya tarafından toleranslı olarak karşılanmadık. 7
Haziran’dan önce toplam 4 televizyon programına çıktım. Bu tür
baskı ortamında 7 Haziran’ı geçirdik. Çıktığımız televizyon
programında da bize toleranslı davranılmadı.
HODRİ MEYDAN DEMESİ LAZIM
Bütün toplum bir karartma ile karşı karşıya. Yandaş bir medya grubu
var, istediklerini çalıp söylüyorlar. Yalan gırla gidiyor. Tek
taraflı bir bilgi bombardımanına tabi tutulmak isteniyor toplum.
Ama sosyal medya var. Toplum, bir şekilde gerçekleri duymak isteyen
bunları alabiliyor. 7 kanalın bir yayın platformundan hukuksuz bir
şekilde çıkarılması, gazete binalarına saldırı, gazetecilere
saldırı bunların hepsi iktidarın yıpranmış olduğu gerçeğini
toplumdan saklaması olarak görülüyor. Kanalları engellemek
yayınları yasaklamak yerine hodri meydan demesi lazım. Canlı
yayında tartışalım demesi lazım. Biz olsaydık bunu söylerdik. Neyi
kimden saklamaya çalışıyorsunuz.
ŞİDDET İSTEYEN OY VERMESİN
Şiddetin panzehiri demokrasidir. Biz demokrasiyi genişletelim.
Şiddet şu ya da bu şekilde çözümlenecektir. Türkiye’de şiddet
kullanan sadece PKK değil; şiddetin panzehiri demokrasidir.
Demokrasinin azaldığı yerde şiddet artıyor. Hükümetin tavrına bir
bakın; PKK eylem yapıyor, HDP’yi lanetliyorlar. Hükümet olarak
sizin yapmanız gereken şey HDP’nin 400 binasını yakmak değildir.
Biz partimizi kapatıp gidelim, Türkiye sorunlarını nasıl çözecek!
Kaç yüz bin evladımızı yitirmemiz lazım, demokrasiyle bu işi
çözelim demek için. Bu noktaya gelmek için ne kadar kayıp
gerekiyor. ‘Ben şiddet istiyorum’ diyen bize oy vermesin, biz
şiddet istemiyoruz, barış içerisinde çözüm istiyoruz diyenler bize
oy versinler. 6 milyon oy alan bir partiye herkesin saygı duymasını
beklerdik. Kendinizi savunun dedik insanlara, meşru müdafaa
hakkınızı kullanın diyebildim bir tek; 400 binamız yakıldı, tek
soruşturma var, benim hakkımda.”