Demirtaş’ın Muş ziyareti
Abone olSeçim çalışmaları kapsamında Muş’a gelen Halkların Demokratik Partisi (HDP) Cumhurbaşkanı Adayı Selahattin Demirtaş, kentteki sivil toplum k...
Seçim çalışmaları kapsamında Muş’a gelen Halkların Demokratik
Partisi (HDP) Cumhurbaşkanı Adayı Selahattin Demirtaş, kentteki
sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bir araya geldi.
Grand Otel’de düzenlenen toplantıda konuşan Selahattin Demirtaş,
bütün kimliklere ve inançlara saygı duyulması gerektiğini
belirterek devletin halktan uzak, halkın altta, devletin her zaman
üstte olduğunu söyledi. Cumhurun halk demek olduğunu ifade eden
Demirtaş, “Bazıları sadece Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı
olmasın, kim olursa olsun diye aday çıkarmış olabilir. Bizim
derdimiz bu kadar basit değil. Bir cumhurbaşkanı seçiyoruz ama
halktan yana olması, adil olması, eşitlikçi olması lazım. Bütün
kimliklere, inançlara saygı duyması lazım. Yoksulun, fakirin
derdinden anlaması lazım. Cumhur halk demek, halk kendi başkanını
seçecekse kendisi gibi olanı seçmeli. Başbakan halktan uzak,
genelkurmay başkanı halktan uzak, hükümet halktan uzak, bürokrasi
halktan uzak, devlet halktan uzak, halk altta, devlet her zaman
üste konumlandırılmış. Bugüne kadar devletten korkmadan yaşadığınız
bir gün, bir saat olmuş mudur? İnsan kendi devletinden korkar mı?
Ama 90 yıldır devlet bizi korkutmuş. Devletin en küçük memuru bile,
korkutmak üzere inşa edilmiş bir sistem üzerinde duruyor. Bu devlet
adil, insan onurunu büyütmek için kurgulanmış bir devlet değil, her
dakikamız bu devletten azar işitmek, fırça yemek, ceza yemekle
geçiyor. Devlet bunun için kurulmuş bir mekanizma değil ki. Devlet
insanın kuludur, kölesidir, hizmetkarıdır. Devlet vatandaşından
korkmalı. Vatandaşından, halkından korkmayan devlet otoriter,
totaliter, diktatör devlettir, asla demokratik devlet olamaz. Bunu
değiştirmediğiniz müddetçe devletin halkın üzerindeki yönetme
baskısı devam eder. İşte mücadele ediyoruz. Sokaklarda, alanlarda,
sivil toplum kuruluşlarında, vakıflarda mücadele ediyoruz. Şimdi bu
devletin bir numaralı kişisini seçeceğiz, cumhurbaşkanını
seçeceğiz. Yıllardır bizi korkutan, her gece televizyondan bizi
azarlayan, devletin başına bir numaralı kişiyi seçeceğiz. Bu parti
seçimi değil, kişi meselesi değil, bu devlet bize saygı duysun
istiyorsak başörtülü hakarete uğradığında cumhurbaşkanı onun
yanında olsun istiyorsa, işçi, köylü, emekçi, zulüm gördüğünde
başkanı yanında olsun diyorsak halkın içinden birini seçmemiz
lazım" dedi.
"SOMA’DA 301 ZENGİN ÖLSEYDİ..."
Manisa’nın Soma ilçesindeki maden faciasını hatırlatarak Başbakan
Erdoğan’a yüklenen Demirtaş sözlerini şöyle sürdürdü:
"Soma’da 301 işçi katledildi. 301 az bir rakam değil, bir
mahallenin, bir sokağın nüfusudur. Devletin sahipleri, ’Bu işin
fıtratında var’ dediler, ’Abartmaya büyütmeye gerek yok’ dediler.
Orada 301 tane dünyanın en zengin patronu ölseydi, 301 milyarder,
tanınmış zengin Soma’da ölseydi ne olurdu? Yer yerinden oynardı,
hükümetler istifa ederdi, dünya çalkalanırdı. Herkes cebindeki
paraya göre mi kıymetlidir? 301 zengin ölseydi Başbakan,
‘Fıtratında var’ der miydi? Roboski’de 34 tane Kürt, gariban
öldürüldü. Orada 34 tane Kürt değil de milyarderler savaş uçağıyla
öldürülseydi Başbakan ertesi gün Genelkurmay Başkanını tebrik eder
miydi? Halk eza gördüğünde, halkın başına felaket geldiğinde
akıllarına ilk gelen şey devleti kurtarmaktır. Cumhurbaşkanından
başbakana, valiye, savcıya kadar herkes, ’Aman devletimiz zarar
görmesin’ derler. Halk umurlarında değil, ’Halkın canı cehenneme’
diyorlar. Bu devlet kimin babasının malı? Vergisini biz ödüyoruz,
kuran bu halk, Kurtuluş Savaşı’nda canını veren de bu halk, oy
verip yönetici seçen de bu halk. Halkın başına bir iş geldiğinde
neden devlet seçiliyor. Halk gerçekten hakiki kendi içinden çıkmış
birini oraya gönderebilir. Mührü doğru yere bastığınızda bir anda
yeni bir sistem kurulabilir. Bunu yakalamak zor değil. Her yerde
büyük bir heyecan var. Türk’ün kalbide, Alevi’nin, Ermeni’nin
Süryani’nin, Yezidi’nin, kadınların, gençlerin herkesin kalbi
heyecan içinde atıyor. Yoksulluğun rengi, kimliği yoktur. Gittiği
devlet dairesinde hakaret görüyor. Herkes giydiği kürke göre değer
görüyor. Devletler kurulduğu günden beri bu böyledir. Dönem dönem
halk duruma el koyar, kendi yöneticisini kendisi seçer. Doğru
yönetici seçilmişse halk rahat eder. Yoksa devlet her zaman, ’Ye
kürküm ye’ misali kürkü iyi olandan yanadır. Bizler uzun yıllar
birlikte halkların kardeşliği, Türkiye’nin birliği içinde Kürt
halkının özgürlüğü için mücadele ettiysek cumhurbaşkanı seçiminde
de bu fırsatı iyi kullanmalıyız.”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın verdiği mal varlığının gerçeği
yansıtmadığını iddia eden Demirtaş, “İnsanlar kulak kabartıp bizi
dinliyor. Bu kadar fedakar halkın içinden çıkmış hakiki bir halk
adayı acaba ne yapacak diye herkes bizi izliyor. Diğerlerinde umut
yok, gözlerinde fer yok. Yalandan başka hiçbir şeyleri yok. Mal
varlığını açıklamış, o da yalan. Yoksa verdiği beyan yalan. Yoktan
karar alması lazım. Sadece çocuklarımızın ve eşimizin değil, 7
sülalemizin mal varlığı açıklansın dedik. Bütün mal varlığı
başkasının adına. Mal varlığı açıklansa kimse ona oy vermez.
’Komşusu aç iken tok yatan bizden değil’ diyor dinimiz. Senin
halkın sokaktan, çöpten ekmek toplayacak hale gelecek, asgari ücret
açlık sınırının altında olacak, karnının doyup doymayacağız belli
değil, gelip sana oy verecek. Sen Müslüman’sın diye o sana verecek
sen de Karun kadar zengin olacaksın. Alın teriyle ticaret yapsan
yine saygı duyarım fakat sen başbakansın. 12 yıldır başbakansın,
senin ticaret yapmaman lazım. Senin halkın parası üzerine herkesten
daha titiz olman lazım. Çocuklarının malı mülkü açıklansın.
Kızının, damadının, oğlunun üstüne ne var, her şeyi açıklasın.
Müslümanlık böyle midir? Hz. Peygamber rahmet ettiğinde miras
olarak torunlarına ne bıraktı? Bütün Arabistan’ı alabilirdi istese,
kendi malı yapabilirdi fakat geriye mal mülk bırakmadan gitti. ’Din
budur’ dedi, ’Allah’ın sizlere tebliğ etmem için bana gönderdiği
din budur’ dedi. Hangi din hırsızlığa cevaz vermiş, Müslüman’dır
diye insanlar oy veriyor. İmanını sorgulamıyoruz ama dürüstlüğünü
sorgulama hakkımız vardır. Halkın başkanı olacaksın. Başbakandın,
yine önemli bir mevkiydi ama 76 milyonun başkanı olacaksın, biz
senin mal varlığını daha bilmiyoruz. Valiler tek tek işa damlarını
çağırıyorlar, her ilde yapıyorlar, ’Tayyip Erdoğan’ın hesabına para
yatırın’ diyorlar. Bir kol saatini satsanız 10 tane seçim çalışması
yürütürsünüz. Tek bir kol saatiyle bütün seçim kampanyasını
yürütebilirler” ifadelerini kullandı.
Demirtaş, buradaki toplantının ardından kara yolu ile Bitlis’e
hareket etti.
(İHA)