Demirtaş'ın kulağına kim fısıldadı?
Abone olMurat Kelkitlioğlu bugünkü yazısında, ABD'nin ve PYD'nin bir nevi aşk yaşadığını, bu esnada Demirtaş'ın kulağına bir şeyler fısıldanmış gibi davrandığını ileri sürdü.
İNTERNETHABER.COM
Akşam yazarı Murat Kelkitlioğlu bugünkü
yazısında 'kimsenin aklına dahi gelmeyen olasılıkları yan yana
getirmenin çok doğru olmadığını fakat ele aldığı konu karşısında
bunu yapmaktan kendini alıkoyamadığını' ifade ederek başladığı
yazısın HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın bambaşka
davranmaya başladığını, bunun sebebinin de ABD-PYD ilişkilerine
bağlı olarak değişen dengelerin sebep olduğunu ileri
sürdü.
'Demirtaş'ın kulağına fısıldayan biri olduğunu'
dile getiren Kelkitlioğlu, iddiasını temellendirmek için 10
Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi HDP’nin adayı Selahattin
Demirtaş'ın çok büyük bir hamle yaptığını, verdiği barış ve
kardeşlik mesajları ile bambaşka bir profil çizdiğini fakat 10
ağustos cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından "her
kesime zeytin dalı uzatan Demirtaş gitti, şahin, sivri ve tahrik
edici dile sahip Demirtaş geldi" yorumunda bulundu.
İşte o yazıdan çarpıcı satırlar:
"6-7 EKİM KOBANİ EYLEMLERİ VE DEMİRTAŞ'IN
ÇAĞRISI"
2015 genel seçimlerine kadar, belki de çözüm sürecinin olumlu
şekilde tamamlanacağı yönünde tam bir mutabakata varılmışken,
taraflar arasında anlaşma sağlanmışken, Demirtaş çıktı ve ‘sokağa
çıkın’ çağrısı yaptı. Neden olarak ise Kobani’yi gösterdi. Bu
çağrının sonunda milletin unutmayacağı ve 50’den fazla insanın
hayatını kaybettiği 6-7 Ekim olayları yaşandı. Olaylar üzerine
Demirtaş, kameraların karşısına geçerek ve boncuk boncuk terleyerek
‘Biz böyle olmasını istemiyorduk’ dedi.
Demirtaş’ın açıklamalarına rağmen sorun öyle büyüdü ki, 2 yıl
boyunca unuttuğumuz şehit haberleri ardı ardına gelmeye başladı,
hatta ‘çözüm süreci rafa mı kalkıyor?’ sorusu sorulmaya
başlandı.
Her Bakanlar Kurulu toplantısının ardından, çözüm sürecinin önemine
atıfta bulunulmasına rağmen, ‘kamu düzeninin sağlanması’na yönelik
yeni ve sert adımların atılacağı yönünde haklı açıklamalar
geldi.
Sadece bu da değil! Hükümet tarafından yapılan açıklamalarda,
sorunun siyasi muhatabı HDP yetkililerine ‘sorumlu davranma’
çağrısında bulunuldu. Bütün bunlara rağmen, çok fazla anlam
veremediğim bir şekilde, HDP tuhaf bir sessizliğe
büründü. Yapılan açıklamalar bile çok cılız kaldı.
Peki, 10 Ağustos seçimleri ile 6-7 Ekim olayları arasında
ne oldu da, Demirtaş ve partisinin tavrında böyle radikal bir
değişim yaşandı?
Hani yazımın başında komplo teoilerinden pek hoş etmem dedim ama
şimdi yazacaklarım insanın aklında soru işaretleri bırakıyor.
"ABD DÖNÜŞÜ UNUTULMAYACAK 6-7 EKİM
OLAYLARI YAŞANDI"
10 Ağustos seçimlerinin ardından Demirtaş, 22 Eylül’de ABD’ye
gitti. Başta ABD Dışişleri Bakanlığı olmak üzere hükümet
temsilcileriyle bir araya geldi. ABD dönüşü ise o unutulmayacak 6-7
Ekim olayları yaşandı. Aynı dönemde ABD’nin, PYD aşkı da
kabardı! Türkiye’nin bütün uyarılarına rağmen, Kobani’de
IŞİD’e karşı savaşan PYD güçlerine ABD tarafından silah yardımı
yapıldı, hatta ‘PYD’yi terör örgütü olarak görmedikleri’ yönünde
açıklama yapıldı. Daha önce ‘çözüm süreci’ni yüksek ve kararlı bir
sesle savunan HDP’lilerin o sesleri kısıldı.
Bütün bunları yanyana getirdiğinizde, ‘ABD’de, Demirtaş’ın kulağına
kim, ne fısıldadı?’ sorusu akla gelmiyor mu?