Demirtaş'ın KCK sorusuna cevap aranıyor

Abone ol

Seçime kadar KCK'nın başındaki isim ile görüşen Devlet, şimdi neden sırt çevirdi?

Oktay Sağlam
İNTERNETHABER.COM- BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş bugün Twitter'dan "Ahlaksızlıkta sınırınız olmayacak mi? KCK dediğiniz örgütle en çok görüşme yapanlar sizler yani AKP'liler değil mi?" diye soruyor.

Gelinen süreci hazmedemedikleri çok açık. BDP ve PKK çizgisindeki siyasal Kürt hareketi "öfkeli" ve "kızgınlar"; bir dönem KCK'nın tepesindeki isimle masaya oturan iktidarın "U dönüşü" yapmasını kendilerince içlerine sindiremiyorlar. Öcalan ve PKK ile görüşmelerin seçim sonrası bıçak gibi kesilmesine isyan ediyorlar.

Elbette bu durum beraberinde farklı soruları ve görüşleri gündeme getirdi. "Öcalan ve PKK ile flört" 12 Eylül referandumu ve 12 Haziran seçimleri öncesi "kavga gürültü" istemeyen hükümetin taktik hamlesinden mi ibaretti? CHP lideri Kılıçdaroğlu ve BDP'nin hükümete yönelttikleri en büyük suçlama da buydu zaten.

NEDEN GÖRÜŞTÜLER?

Habur'da PKK şovuyla şevki kırılan hükümetin PKK'ya karşı "sert tutum" aldığı söylenmişti. Peki o halde iktidar, neden PKK ile görüşmelere hız verdi? Bu müzakereleri neden yürüttü? Zaman kazanmak için mi, PKK'yı yenmek için mi, oyalamak için mi, PKK'yı bölmek için mi? Ya da başka bir şey mi?

SİLVAN İLE HER ŞEY NASIL TERSYÜZ OLDU?

Aylardır süren tartışmalar bu merkezde devam ediyor. KCK'nın lideri ile görüşen iktidarın aylardır İmralı'nın dünya ile bağlantılarını kesmesinin sırrı merak konusu. Terörle mücedelede "yeni konseptin" PKK'nın 14 Temmuz'daki Silvan saldırısıyla açıklanması kimilerince tatmin edici bulunmuyor.

REFERANDUM VE GENEL SEÇİMLERİN ÖNEMİ

PKK 2010 yılında üç kez aldığı eylemsizlik kararını aldığı günlerde iki kritik seçim vardı. Biri Anayasa değişikliği paketi, diğeri de hükümete Menderes'in iktidarda kalma süresi rekorunu kırma şansı veren 12 Haziran seçimleriydi. 12 Eylül referandumu "değişim" ve "dönüşümün" temsiliydi. Bir anlamda iktidarın 9 yıllık verdiği mücadelenin sembolü oldu.

KRİTİK EŞİK 2010

İşte tam da bu süreçte Öcalan ile görüşmeler de 2010 yılında hız kazandı. PKK da bu pazarlığı gerekçe göstererek elini tetikten kısmen de olsa çekti. Pazarlıklar ortalığa saçıldıktan sonra Karayılan her fırsatta "son üç yılda ise doğrudan görüşmeler yapıldı" iddiasını dilinden hiç düşürmedi.

TERÖRÜ SEÇİM KAMPANYASINDAN UZAK TUTMA ÇABASI MIYDI?

Terör belasınını mümkün olduğunca halkın gündeminden uzak tutmak ve muhalefetin eline kampanya süresince malzeme vermemek en büyük hedef olabileceği iddia ediliyor. MHP'nin "PKK'ya boyun eğiyorlar" görüşü bu açıdan bakıldığında hiç de öyle olmadığı çok açık.

SEÇİME AZ BİR SÜRE KALA DİL SERTLEŞTİ

Seçime az bir süre kala Erdoğan, "Kürt sorunu yoktur Kürt vatandaşın sorunu vardır" dememiş miydi? "Asimilasyon" ve "inkar" politikasının sona erdiğini söyleyen de "Ben olsam Apo’yu asardım" diyen de yine "o" oldu. Seçim kaygısıyla söylenmiş olduğunu kabl etsek de, 12 Haziran sonrası bu görüşmeler bıçak gibi kesildi. Yine Edoğan'ın BDP ile köprülerin atıldığı mesajını Diyarbakır mitinginde verdiği unutulmamalı.

Günün Önemli Haberleri