Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
AK Parti ve CHP'den sonra HDP de seçim bildirgesini açıkladı.
Selahattin Demirtaş ile Figen Yüksekdağ'ın Kemal Kılıçdaroğlu'ndan
feyz alıp, bildirgeden ziyade seçim vaatlerini dinlesek daha doğru
olur sanırım.
Önce şunu söyleyeyim...
Başından beri HDP'nin seçim barajını asla aşamayacağını düşünüyorum
ve bu fikrim hiç değişmedi, değişmeyecek. Bir süredir,
"Türkiyelileşme" söylemi ile oy devşirmeye çalışan
HDP'nin aday listeleri, aslında böyle bir niyetlerinin almadığını
net bir şekilde ortaya koydu.
Listelere baktığınızda, adayların yarısından fazlasının Kürt
kesiminden, diğerinin de Alevi kesiminden olduğu görülüyor. Yani
Türkiye'yi kucaklayıcı bir liste olmadığı her halinden belli...
Bu yetmezmiş gibi dün açıklanan seçim bildirgesinde toplumun
genelinin milli ve manevi hassasiyetlerini rencide edici
söylemlerle adeta ayaklarına sıktı HDP'nin eş başkanları...
Zorunlu askerlik, din dersi, Diyanet İşleri Başkanlığı, Milli
Güvenlik Kurulu, Koruculuk sistemi gibi kurum ve kuruluşlar
kaldırılacak. Nükleer, HES gibi projeler iptal edilecek. Ermeni
Soykırımı kabul edilecek, Ermenistan'a ambargo kaldırılacak.
Bir de "Biz Kılıçdaroğlu'ndan daha iyi atmasyon
yaparız" iddiasıyla açıklanan vaatler vardı. Neredeyse tüm
vergi kalemleri sıfırlanacak, 15-25 yaş arası tüm gençlere her ay
200 TL ödenecek!
Bu para ne kadar tutuyor söyleyeyim...
Her ay başına 4 milyar, yıl bazında ise 48 milyar TL. devlet hem
vergi almayacak, hem de üstüne üstlük gençlere her yıl 48 milyar TL
dağıtacak!
Bitmedi...
Su ve elektrik dar gelirli çiftçilere tamamen ücretsiz olacak.
Üstelik her eve 10 metreküpe kadar bedava su, 180 kilovata kadar
ücretsiz elektrik verilecek. Köylülerin elektrik borçları tamamen
silinecek, mazot ve gübreden vergi alınmayacak.
Kiracılara aylık 250 lira nakdi yardım yapılacak. Asgari ücret 1800
TL olacak! En düşük emekli maaşı 1800 lira olacak.
"Zeki Müren de geri gelecek ve bunları görecek"
demediklerine şükür!
Peki tüm bunların kaynağı ne diye sorulduğunda Demirtaş,
"Kaçak Saray'ı kapatırsak kaynağı buluruz"
demiş.
Az daha kendi kahkahamda boğulacaktım okuduğumda...
Bahsettiği vaatlerin toplam karşılığı aylık 200 milyar TL'yi
buluyor. Koskoca HDP'nin başındaki adam, bir andavalın sosyal
medyada uydurduğu, "Kaçak Saray'ın aylık maliyeti 330
milyar TL" yalanına basbayağı inanmış da haberimiz yokmuş
meğer...
"Üzüm üzüme baka baka kararır" diye boşuna
dememişler. CHP ve Cemaatle bu kadar haşır neşir olursan böyle
saçmasapan iddialara inanırsın elbette... Selahattin Demirtaş'ın
içine Fethullah Gülen ile Kemal Kılıçdaroğlu birlikte kaçmış ama,
haberi yok!
Neyse, gelelim asıl meseleye...
Siz de dikkat ettiniz mi bilmiyorum ama Kürtlerin temsilcisi
olduğundan bahseden HDP'nin seçim bildirgesinde Kürt sorununa
neredeyse yer verilmemiş! Selahattin Demirtaş bunun yerine,
"Baskıya ve zulme uğrayan herkesten, her kesimden devlet
adına özür dilenecek" gibi yuvarlak bir cümle kurmuş.
İnandırıcı olması açısından katlettikleri binlerce şehit ailesinden
özür dileseler iyi olurdu aslında! En azından Selahattin Demirtaş
bir talimatıyla katledilen 51 masum kişinin ailesinden özür
dileseydi hiç fena olmazdı.
Seçim bildirgesinin iki sloganından biri, "Sultan'ın
Kabusu"
Yani "Bizim baş düşmanımız Türkiye Cumhuriyeti
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan" diye resmen ilan
etmişler! Herhalde Erdoğan'a oy veren yüzde 52'lik kesimi de düşman
ilan ettiklerinin farkındadır muhteremler... Ayrıca Kürt kesiminin
yüzde 80'inin oyunu alan Erdoğan'ı baş düşman ilan ederek,
Kürtler'in kendilerine oy vereceğini umuyorlar.
Bir diğer slogan ise "Türkiye'nin yeni kurucu
gücü!" Başka bir deyişle al HDP'yi, vur CHP'ye...
Kılıçdaroglu birleştirici güç, Demirtaş ise kurucu güç!
Cumhurbaşkanlığı seçiminde "beyaz güvercin",
seçimden sonra "Yakın, yıkın" diyen Selahattin
Demirtaş bize yeni ve tertemiz bir Türkiye kuruyor!
Fazla söze gerek yok aslında...
Seçime şunun şurasında ne kadar kaldı. Seçimden sonra baraj
aşılmazsa kurucu güç mü, yoksa yıkıcı güç mü olduklarını hep
beraber yaşayıp göreceğiz...
Son sözüm HDP'li kesilen yazarlara...
Adamın birinin bindiği arabanın lastiği tam da akıl hastanesinin
önünden geçerken yerinden fırlayıp gitmiş. Lastiği bulamayan adam
stepneyi takmış ama bijonları bulamadığı için kara kara düşünürken
içerideki delilerden biri "Ne düşünüyorsun?" diye
sormuş.
Adam sıkıntısını anlatınca bizim deli, "Diğer lastiklerden
birer bijon çıkar, stepneye tak. böylece sorunu
halledersin" diye dahiyane bir öneride bulunmuş.
"Ben bunu nasıl düşünemedim" diyen akıllı,
"Yahu sen hastanede yatan deli değil misin, bunu nasıl
düşündün?" diye sormuş. Deli, "Ben deliyim ama
senin gibi gerizekalı değilim!" deyip arkasını dönüp
gitmiş!
Diyeceğim o ki...
Epey zamandır "Sürüyü kurda teslim edin. En iyi o sahip
çıkar!" fikrini normalmiş gibi millete yuttarmaya
çalıştığınız aşikar...
Yemezler canlarım, yemezler!
Bu millet delidir, deli dolu adamlarıın peşinden gider ama, bu
durum sizin gibi geri zekalıların tavsiyesine uyacakları anlamına
gelmez!