Demirtaş'a göre Erdoğan halktan geldi devlet oldu!
Abone olHürriyet’e konuşan HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanlığı seçiminde birinci hedeflerinin ilk turu geçmek olduğunu, geçemezlerse İhsanoğlu’na önyargılı olmadıklarını vurguladı.
HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan Tayyip
Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına aday olması durumunu değerlendirerek,
“Tayyip Bey halktan gelmiş olabilir ama devlet oldu artık.
Kullandığı dil kutuplaştırıcı. Cumhurbaşkanlığı makamında da bu
üslubu devam ettirirse sonuçları daha ağır olur” dedi.
Hürriyetsinden Deniz Zeyrek’in sorularını
cevaplayan Demirtaş, cumhurbaşkanlığı seçimleri konusunda
görüşlerini açıkladı.
Deniz Zeyrek’in Hürriyet’teki haberi şöyle:
TAYYİP BEY HALKTAN GELDİ DEVLET
OLDU!
Kampanyamız süresince elbette ki ‘toplumsal barış’ mesajı çok
önemli olacak. Toplumun kendi arasında Sünni-Alevi, Kürt-Türk gibi
bir gerilim olduğuna inanmıyoruz. Toplumun devletle arasında
gerilim var. Bunlar devletin işleyiş mekanizmasından ve resmi
ideolojisinden kaynaklı gerilimlerdir. O nedenle Çankaya’ya,
hükümete, halkın bütün kimliklerini, inançlarını, yaşam tarzını
esas alan, eşit olan bir anlayış hakim olursa toplumsal barışın çok
kolay sağlanacağını düşünüyoruz. Bu nedenle zaten adaylık
meselesinde ‘İlk defa Çankaya’ya halktan birini aday göstereceğiz’
diyoruz. Tayyip Bey halktan gelmiş olabilir ama devlet oldu o
artık.
EKMEL BEY DE DEVLETİ TEMSİL EDİYOR
Ekmeleddin Bey de devleti temsil ediyor. 2 aday için de devletin
bekası her şeyden önemlidir. Cumhurbaşkanı işi, tek başına devletin
bekası olamaz. ‘Devlet için millet, haklar, özgürlükler feda
edilir’ gibi bir anlayış günümüz devlet yönetimi anlayışına
kesinlikle terstir. Asıl olan halk, birey, insan olmalı. Devlet de
onun hizmetkârı, hizmetçisi olmalı. Adayımızın diğer 2 adaydan
devlete bakış açısı itibariyle böyle bir farkı olacak. Onlar
devlete hiç dokunmadan, devleti hiç değiştirmeden, sistemi
eleştirmeden, işleyişe toz kondurmadan Çankaya’ya çıkmak
isteyecekler. Bu da temel farkımız olacak.
BOYKOT GÜNDEMDE YOK
Birinci turu geçmeyi düşünüyoruz. Bizim adayımızın göstereceği
başarı, birinci turda cumhurbaşkanı seçimini engelleyip ikinci tura
kalmasına yol açabilir. Çünkü iki aday yarışırsa ilk turda sonuç
alınır. Fakat üçüncü bir adayın çıkması zaten başlı başına
dengeleri bozar. İkinci tura kalmayı bir sürpriz olarak
değerlendirmeyiz. Adayımız ikinci tura kalabilir. Boykot gibi bir
durumu tartışmıyoruz. Böyle bir seçenek üzerinde durmuyoruz. Hiç
kimse hakkında önyargı kurmamak lazım. Tayyip Erdoğan hakkında
toplumun ve bizlerin de bir yargısı var.
BDP SEÇMENİ MHP'NİN ADAYINI NEDEN
DESTEKLESİN Kİ?
Ekmeleddin Bey tanınmıyor. Bir cumhurbaşkanı makamında ne yapacak,
nasıl bir performans sergileyecek, nasıl bir çizgiyi esas alacak
bunu bilmiyor. Bunu bilmeden peşin hükümlü konuşmak yanlış olur.
Tabii sadece Kürt sorunu değil. Nasıl bir devlet? Özgürlükçü bir
devleti mi savunuyor? Statükocu bir devleti mi savunuyor? MHP
çizgisinde bir devlet yönetimi anlayışını savunacaksa peşinen
söyleyebilirim ki tabanımızdan bir tane değil, yarım tane oy
alamaz. Ama yok CHP’yi de MHP’yi de aşan özgürlükçü bir mesele ile
devlet yönetmeyi esas alacağını, bunun taahhütlerini,
garantilerini, güvenini topluma verirse halkı etkileyebilir. Bizim
bu konuda peşin verilmiş kararımız yok. Biz öncelikle ikinci tura
kalmak için uğraşacağız. Ekmeleddin Bey, şu veya bu çizginin
adamıdır diyebileceğimiz bir durumda değil, siyasi olarak hiçbir
performans göstermemiş, çalışması yok. Bu Türkiye gibi bir durumda
dezavantajdır. BDP seçmeni açısından en büyük handikap, MHP’nin de
adayıdır. Yoksa Ekmeleddin Bey’e karşı durum şu anda nötr
görebildiğimiz kadarıyla. BDP seçmeni, bu aşamada neden MHP’nin
gösterdiği bir adayı desteklesin ki? Hiçbir mantığı yok. Ekmeleddin
Bey bunu kendi çabasıyla kırar mı? Bunun için de önyargılı
olmayacağız. Makul, mantıklı, çözüm üreten bir çizgi ortaya koyarsa
tartışmaya değer görürüz.
BİZİM ADAYIMIZ DIŞINDAKİLER GENEL
BAŞKANLARIN ADAYLARI
Çatı adayı iki genel başkan belirledi. Halkın adayı değil. Tayyip
Erdoğan da zaten kendi kendini belirliyor. O da halkın adayı değil.
Bizim adayımız bütün bu çevrelere danışılarak, önerileri,
destekleri alınarak belirleniyor, kimsenin atamasıyla değil. Bizim
adayımız dışında hangi adaya oy verilirse verilsin cumhurbaşkanı
halkın seçimi olmayacak. Oylar Kılıçdaroğlu’na, Bahçeli’ye ve
Tayyip Erdoğan’a verilmiş olacak. Adayımız Çankaya’ya çıkarsa her
şeyden önce Türkiye’de toplumsal barışı sağlama açısından en büyük
avantaj yakalanmış olacak. Tabiri caizse Türkiye ilk defa kendi
içerisinden, sokaktan, mahalleden bir arkadaşını, kardeşini
Çankaya’da gördüğü için ilk defa halk, devlete ortak olduğunu
hissedecek. Bu Kürt sorununun çözümünü kolaylaştırır, PKK’nin
silahsızlanma sürecini hızlandırır.
ERDOĞAN KÖŞK'TE BU ÜSLUBA DEVAM
EDERSE...
Başbakan’ın kullandığı dil, politika, kucaklayıcı değil
kamplaştırıcı, kutuplaştırıcı. Kürt sorununu çözüyorum derken bile
kamplaştırıyor toplumu. Kürt’ü ve Türk’ü, kendi içinde kamplaştırıp
birbirine düşürüyor. Cumhurbaşkanlığı makamında da bu üslubu devam
ettirirse sonuçları daha ağır olur. Böyle bir makamda bulunan bir
kişi, toplumu germeye, kutuplaştırmaya devam ederse, hem çözüm
süreci başlı başına büyük bir riske girer hem de toplum gerçekten
artık patlar. Umut ediyoruz ki cumhurbaşkanlığı makamının
ağırlığına denk, kucaklayıcı bir Tayyip Erdoğan profili oluşur.
ÇÖZÜM SÜRECİ YASASI
Hükümetin TBMM’ye sevk ettiği 7 maddelik Kürt Sorununa Çözüm
Paketi’nin cumhurbaşkanlığı seçiminden bağımsız ele alınması ve
desteklenmesi gerektiğini söyleyen Demirtaş, şöyle konuştu:
“Çözüm Süreci Yasası önemlidir. Bu yasayı başından beri arzu
ediyorduk. Sürecin parlamentoya mal olması, yasal güvenceye
kavuşması gecikmiş de olsa gerçekleşecekse, biz bunu değerli bir
gelişme olarak değerlendiririz. Fakat bu saatten sonra BDP ya da
HDP seçmen eğilimini, yüzdeyi değiştirir mi onu kestirmek zor.
Çünkü AKP politikaları konusunda toplum son derece farkındalığa
ulaşmış aşamada. Başbakan’ın bu tür mevzuları seçim hamlesi olarak
kullandığını toplum gördü. Bu vesileyle verilecek primlerin de yeni
özgürlük, demokrasi hamlelerine yol açmadığını toplum çeşitli
vesilelerle gördü.
BAŞBAKAN TOPLUMA VERDİKLERİNİ GERİ
ALDI
Bütün seçimler öncesi Başbakan bazı hamleler yaptı, topluma
verdiklerinin tamamını neredeyse geri aldı. Özgürlükleri kısıtlayan
otoriter bir anlayışla toplumu yönetmeye devam etti. Toplum bunu
unutmayacaktır. Evet, bu hamle iyidir, doğrudur, yapılması gerekir.
Fakat bu tek başına Recep Tayyip Erdoğan’a, AKP’ye oy getirir mi
ben bundan çok emin değilim. Tabii ki seçmenlerin iradesi bizim
elimizde değil. Seçmen dediğimiz de koyun sürüsü değil.
BARIŞ AKP'NİN LEİNDE REHİN OLMAKTAN
KURTULACAK
Ama bu barış mevzusu AKP için siyasi rant ve pazarlık malzemesi,
barışı elinde rehin tutarak toplumdan sürekli bir destek kredi
istemesinden çıkmalıdır. Cumhurbaşkanlığı seçiminde de çıkacağını
düşünüyorum. Barış AKP’nin elinde rehin olmaktan kurtulacak. Bu
yasanın cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi çıkması spekülatif
değerlendirmelerden veya zamanlaması manidar değerlendirmelerinden
ayrıca da önemsenmeli, reddedilmemeli. CHP de zaten buna sıcak
baktığını ifade etmişti. Bu hepimizin lehine olan bir gelişme
olur.