Demirtaş Van’da
Abone olHalkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, eşit ve adil bir yarış ortamının sağlanması ...
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı ve
cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, eşit ve adil bir yarış
ortamının sağlanması durumunda seçimleri farkla kazanacaklarını
savundu.
Hakkari’deki programının ardından HDP Eş Genel Başkanı Pervin
Buldan, Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş ile birlikte
Van’a gelen Selahattin Demirtaş, Edremit ilçesindeki bir otelde
sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ve vatandaşlarla bir araya
geldi. Burada konuşan Demirtaş, toplum olarak daha önce genel seçim
ve yerel seçim atmosferi yaşayan bir toplum olduklarını, ancak ilk
kez Türkiye’de halkın kendi yönetimini oluşturmaya yakın olduğu bir
seçimle karşı karşıya olduklarını belirtti. Demirtaş, devletin en
önemli koltuğunu ilk kez bütün halkların kendi ilkeleri, duruşu,
talepleriyle seçmeye yaklaştıklarını kaydetti. Bugüne kadar hiçbir
siyasetçinin ‘Ben seçilirsem Türkiye’yi geriye götüreceğim, size
kötülük yapacağım’ demediğini, herkesin geleceğe dair umutla aday
olduğunu, umudu, barışı, özgürlüğü, demokrasiyi vaat olarak ifade
edipte koltuğa oturanların bunun hakkını vermediğini söyleyen
Demirtaş, Türkiye’de karşı karşıya oldukları devlet geleneği ve
modelinin özgürlüğü ve demokrasiyi hayata geçirmek için uygun
olmadığını ileri sürdü. Cumhurbaşkanlığına aday olan iki adayında
‘mevcut devleti en çok ben yönetirim ve ben güçlü kılarım’
anlayışına hakim olduğunu ve devleti inşa ederken yanlış
yaptıklarını kabul etmediklerini dile getiren Demirtaş, "Hala tek
dil, tek millet diyorlar. Bunun dışında kırmızı çizgilerin dışına
asla çıkamıyorlar. Bizim gibi ve Türkiye’nin birçok yerinden farklı
milletlerden, inançlardan olan bütün halklar bunun ne demek
olduğunu biliyorlar. Tek dil ve tek millet dayatması Hitler’den
kalma 1940-1945 Almanya’sından kalma faşist dönemin dili ve
sloganıdır.
Şimdi ise bunu milli birliğin, kardeşliğin formülü olarak
sunuluyor. Oysa tam tersi. Milletin kendi içindeki birliği, teklik
üzerine değil, çokluk üzerine kurulur. Bir milletin içinden Kürt,
Arap, Çerkez, Ermeni, Arap ve her etnik kimlikten insan bir araya
gelir, kendi kimliğini asilime etmeden birlikte bir demokratik ulus
oluşturabilirler. Bu birlik içinde çokluktur. Nar gibi. Nar kabuğu
birdir, tekdir ama içinde binlerce tane vardır. Bunların söylediği
Allah’ın emirlerine aykırıdır, insanın ruhuna aykırıdır" dedi.
Demirtaş, yeni yaşam çağrılarının herkese, anasından doğduğu
şekilde, geçmişini inkar etmeden, yaşadığı yeri inkar etmeden,
inkar etmek zorunda kalmadan, baskı görmeden, o inanca sahip diye
onu saklama korkusu yaşamadan bu topraklarda özgürce yaşama çağrısı
yaptıklarını, bununda insanları heyecanlandırdığını bildirerek,
insanlar arasında hiçbir ayrım yapmayan, herkesin haklarına,
özgürlüklerine saygı duyan bir devlet anlayışı hakim kılacaklarını
kaydetti.
‘Tek milletten vazgeçersek paramparça oluruz’ denildiğini ifade
eden Demirtaş, “Bundan daha parçalanmış bir toplum yoktur. Siz
milleti paramparça etmişsiniz, biz bütünleştirmeye çalışıyoruz.
Sünni, Alevi arasında düşmanlık yaratan sizsiniz, biz değiliz.
Onların ibadetini küçümseyen sizsiniz. Başörtüsüne özgürlük
getirdiğinizi söylüyorsunuz, ama şu anda din, İslamiyet özgür
değil. Devletin tekelindedir. Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılsın
dediğimde sanki din kaldırılsın demişiz gibi atıp tutuyorlar. Din
işleri devletin işi değildir. Şu anda var olan, bize dayattıkları
Allah’ın ve onan peygamberi Hz. Muhammed’in bize tevdi ettiği din
değil, diyanetin devletin dayattığı dindir. Onların istediği
şekilde hocalar ancak cumada vaaz verebiliyor. Devletin dini
kalksın diyoruz, Allah’ın dini burada toplumun içinde, yüreğinde
olsun diyoruz. O yüzden Müslümanlarda, Sünnilerde özgür değil.
Türkiye’de özgürlüğü yaşayabilen hiç kimse yok, tekçi devlet
geleneği nedeniyle. Biz, cumhurbaşkanı seçildiğimiz gün devletin
değişeceği anlamına gelmez. Devletin bir numaralı koltuğuna herkes
‘biz o koltukta ortak olarak oturmak istiyoruz’ der ve bize oy
verirse, o zaman Türkiye birliğini sağlamış olur ve bir numaralı
koltuk halkın malı haline gelir” ifadesini kullandı.
İnsanların kendi eliyle yarattığı devlet yapısının bir canavara
dönüştüğünü, insanların kendi parasıyla kendisini dövdürdüğünü
aktaran Demirtaş, hakların sağlanması, özgürlüklerin korunması için
kurulan devletin yetkilerini aşan, ona verilen görevi kötüye
kullanan bir canavara dönüştüğünü ve bunun dizginlenmesi
gerektiğini söyleyerek, bu seçimde bunun kararının verileceğini
kaydetti. Cumhuriyet tarihi boyunca devleti değiştirmek,
demokratikleştirmek için uğraştıklarını, bu konuda herkesin özgür
olmak ve onurlu yaşamak için bedel ödediğini belirten Demirtaş,
bölge insanı tarafından var edilen değerlerin şu anda Türkiye’de en
çok kabul gören ilkelere dönüştüğüne işaret ederek, eşit ve adil
bir yarış ortamının sağlanması durumunda seçimleri farkla
kazanacaklarını savundu.
AK Parti’ye oy verenlerin düşmanları olmadığını, aksine ülkenin
değerlerini savunun insanlar olduğunu, MHP’ye oy veren işçilerin
temel ilkeleri rahatlıkla savunabileceğini belirterek, önemli
olanın tüm insanların yüreğine ulaşabilmek olduğunu söyleyen
Demirtaş, "İlkelerimiz herkes tarafından daha iyi hissediliyor.
Türkiye’de sadece biz bu ilkelerin arkasındayız diye düşünmeyin.
İnsanlar artık etnik kimliklerinden dolayı ne birini horlamak, ne
de kendisinin horlanmasını istiyor. İnsanlar artık dürüstlük görmek
istiyor. İnsanlar artık ‘cumhurbaşkanımız Türk olsun çamurdan
olsun’ demiyor. Kenan Evren Türk’tü kim memnun ondan. Darbe,
işkence yaptı. Türkiye hala onun yaptıklarının acısını yaşıyor. Ama
Türk’tü. Önemli olan Türk ya Kürt olması değil. Önemli olan halktan
yana olması, dürüst olmasıdır. AKP’ye oy veren kardeşlerim şunu
sorsunlar kendilerine. Recep Tayyip Erdoğan genel başkanınız ve
sizin desteklediğiniz lider olabilir, ama halk başkanlığı başka bir
şeydir. Herkesin başkanı olamazsan Türkiye çok büyük felaketlerle
karşı karşıya kalacak. Tercih yaparken duygusal davranmayın. Recep
Tayyip Erdoğan seçilmezse başbakanlığı düşmeyecek. Görevine devam
edecek. Ama sistemi demokratikleştirecek, ezilen halklarında rahat
nefes alabileceği bir tercih yaparsanız, bu freni boşalmış kamyon
gibi giden hükümetin de doğru düzgün işler yapmasına vesile
olacaktır" dedi.
Suriye’de mezheplerinden dolayı insanların bir kentte bile birlikte
yaşayamadıklarını, ama gittikleri her yerde kurdukları sofralarda
tüm inançlardan insanlarla birlikte aynı sofraya oturduklarını
belirten Demirtaş, mevcut ceberrut devlet anlayışından herkesin
bıktığını, kendi başkanını seçecek olan halkın oy verirken bu
duruma dikkat etmesi gerektiğini vurguladı.
Çankaya’da ‘başkan olalım devleti ele geçirelim’ gibi bir
düşüncelerinin olmadığını savunan Demirtaş, seçimi kazanmaları
durumunda bütün kanun incelemelerini hukuka uygun olarak
yapacaklarını bildirdi. Demirtaş, Kürt kökenli olduğunu ve Kürt
halkının içinden çıktığını, bunun bir dezavantaj değil avantaj
olduğunu aktaran Demirtaş, birinin ezilmemesi gerektiğini o zulmün
içinde öğrendiğini, dilin yasak olmasının ne demek olduğunu burada
öğrendiğini, seçilmesi durumunda da ilk kez Kürt kökenli, kendi
kimliği ve duruşuyla tüm halkların temsiliyetinin Çankaya’da
sağlanmış olacağını dile getirdi.
Demirtaş, seçilmesi halinde YÖK ve MGK’yı da kaldıracağını
sözlerine ekledi.
Selahattin Demirtaş, konuşmasının ardından kürsüden indikten sonra
kendisine sarılan bir bayan aniden fenalık geçirdi. İsmi
öğrenilemeyen bayan bir görevli tarafından salondan çıkarılırken,
Demirtaş ise Diyarbakır’a gitmek üzere Van’dan ayrıldı.
(İHA)