Demirtaş Köşk'e çıkarsa Öcalan'a af çıkartacak mı?
Abone olKamuoyundaki beğenilirliği ve tanınırlığı, temsil ettiği kitlenin ve siyasi hareketin çok çok önüne geçen Köşk adayı Selahattin Demirtaş Cumhuriyet'e konuştu...
HDP'nin Köşk adayı Selahattin
Demirtaş, cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası süreci ve Köşk
hedefleri konusunda Cumhuriyet sinin sorularını
yanıtladı.
HDP'nin olası bir ikinci tur seçiminde ne yapacağı sorusuna
"ilkelerimize ihanet etmeyiz" diyerek yanıt veren
Demirtaş Cumhurbaşkanı olması durumunda af yetkisini Abdullah
Öcalan için kullanıp kullanmayacağını da anlattı. Cemaate yapılan
operasyonu da yorumlayan Demirtaş "AKP de ve cemaat de uzun
yıllar birlikte suç işlediler. Sonra bir menfaat çatışmasına
girince, bir güç, egemenlik yarışına girdiler ve şu anda
birbirlerini yiyorlar." dedi.
İşte Demirtaş'ın Cumhuriyet'e yaptığı
açıklamalar:
"EZİLENLERİN ORTAK ADAYI" İDDİAMIZ
VAR
Sizin diğer adaylardan farkınız nedir? Seçmen niye diğer
adayları değil de sizi tercih etmeli?
Hükümetin kullandığı dil ve üslup, Başbakan’ın nefret söylemi, Gezi
olaylarında katledilen çocuklar, onların davaları ve duruşmalarına
yaklaşım, bir yandan çözüm süreci adı altında barış görüşmeleri
diğer yandan kendisine oy vermeyenlere dönük hakaretler,
tutuklamalar bir araya gelince toplum iyice kutuplaşmaya doğru
sürüklendi. Bir de bölgesel gelişmeler de bunu derinleştirdi. IŞİD
barbarlığı, El Kaide’nin yarattığı korku, kaygı, karamsarlık
yarattı. Başbakan bu siyaset tarzıyla kendi seçmenini diri tutmayı
başardı. Bu durum Türkiye’de büyük toplumsal kesimlerde korkunun
daha da artmasına neden oldu. Ve Başbakan’ın bağırıp çağırıp,
hakaret eden söylemi, tarzı da insanlarda giderek isyan duygusu
oluşturmuştu. İşte biz tam da bu noktada tüm ezilenlerin ortak
adayı olarak yeni bir umut yaratmayı başardık.
'PAZARLIK YAPSAYDIK ADAY
OLMAZDIM'
Alacağınız oyları ikinci turda Kürt sorunu konusunda
hükümetle “pazarlık kozu” olarak kullanacağınız yorumları da
yapılıyor...
AKP ile pazarlık yapma niyetinde olsaydık daha aday olmadan daha
büyük bir pazarlık yapabilirdik. Çünkü benim aday olmamla
seçimlerin ikinci tura kalma ihtimali ortaya çıktı zaten. Çünkü ben
aday olmasaydım, kesinlikle zaten iki adaydan biri ilk turda
seçilecekti. Benim aday olmam seçimin ikinci tura kalma ihtimalini
ortaya çıkardı. Dolayısıyla biz pazarlık yapsaydık eğer, küçük
düşünseydik, ucuz pazarlıkçı olsaydık, hiç aday olmadan Tayyip
Erdoğan’ın ilk turda seçilmesini sağlayacak pazarlığa girerdik. Ama
biz tüccar değiliz, ilkelerimizi küçük pazarlıklar noktasında heba
edecek bir mücadeleden gelmiyoruz. O nedenle bizim adaylığımız asla
proje adaylığı değil, küçük hesaplar üzerinden geliştirilmiş
adaylık değil. İkinci turda da pazarlık yapmak için değil, tam
tersine temsil ettiğimiz bütün ezilenlerin gücünü seçilecek
cumhurbaşkanının önüne koyabilme iradesiyle gelişmiş bir
adaylıktır.
HDP İKİNCİ TURDA NE
YAPACAK?
İkinci tura kalamazsanız, seçmeninizi serbest mi
bırakacaksınız yoksa iki adaydan birini destekler
misiniz?
Ben seçmenlerim adına konuşamam, adayım çünkü. Partimiz 12
Ağustos’ta PM’yi toplayacak ve seçimin sonucuna göre yeni bir tavır
belirleyecek. Ama beni destekleyen ve HDP’li olmayan herkes ikinci
turda tavrını gözden geçirecek. Ben ikinci tura kalmışsam, ona
görev tavır belirleyecek, kalmamışsam da ona göre tavır
belirleyecek. Ama partim de ben de parti tabanımızı asla “Tayyip
Erdoğan’a oy verin” diye yönlendirmeyeceğiz, çalışmayacağız da.
Çünkü bu başlı başına şu anda savunduğum ilkelere ihanet olur. Ama
bunu Ekmeleddin Bey için de yapmayacağız, bu da aynı şekilde
savunduğumuz ilkelere haksızlık olur. Zaten adaylardan birinin
bizim ilkelerimizi temsil ettiğine inansaydık, aday çıkarmazdık,
onu desteklerdik. İkinci tura da biz kalmışsak, tercihlerini eminim
ki benden yana kullanacaklar ama kalmazsam da ikinci turda
serbesttirler.
‘ERDOĞAN'IN KAMPANYA EKİBİ PARALARI
SAYMAKLA MAŞGUL'
Siz kampanyada gelen bağış miktarını açıklarken Başbakan’ın
bu konuda suskun kalmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Muhtemelen Başbakan’ın kampanya ekibi hâlâ paraları saymakla
meşgul, para miktarı çok olunca... Şaka bir yana tabii son derece
gizli kapaklı işler çeviren bir başbakan görüntüsü var zaten. Şimdi
gizli kapaklı işler çeviren bir cumhurbaşkanı adayımız var. Ne
kadar serveti var bilmiyoruz, halk bilmiyor. Eşinin, kızının,
damadının, oğlunun, akrabalarının üzerine kayıtlı ve kendisine,
ailesine ait ne kadar mal var bilmiyoruz, açıklamıyor.
Kampanyalarda kendisine ne kadar para yatırıldı, nereye ne kadar
harcadı bilmiyoruz. Ve bunu soracak hiç kimse de yok bu ülkede. YSK
de sormuyor, soracak bir mahkeme de yok, medya da önemli ölçüde
bunun üzerine gitmiyor. Hal böyle olunca, kendisini halkından
gizleyen bir halk başkanı adayımız var. Devletin bütün olanaklarını
ekstradan kullanıyor. Biz tarifeli uçaklarla zar zor yetişiyoruz
mitinglere, toplantılara, kendisi devletin iki uçağını,
helikopterini, makam araçlarını sınırsızca kullanıyor. Bu bile tek
başına AKP’nin adayının demokrasiden nasiplenmediğini gösteriyor,
bu bile tek başına AKP’nin adayının seçilmemesi için yeterli bir
gerekçedir.
NASIL BİR
CUMHURBAŞKANI?
Erdoğan, “teamüllere göre değil, anayasal yetkilerini”
kullanan cumhurbaşkanı olacağını söylüyor. Siz nasıl bir
cumhurbaşkanı olacaksınız?
Yanlış... Şu anda Türkiye’de başkanlık sistemini uygulamak için bir
devlet modeli yok. Bir kişinin kendini fiilen başkan ilan etmesiyle
başkanlık sistemi olmaz. Bu bir emrivakidir. Bir darbe
anayasasıyla, yarım yamalak işleyen bir parlamenter sistem,
tarafsız, bağımsız olmayan bir yargıyla ‘hoppadanak, ben seçildim
artık başkanım’ demek, bir tür kendini padişah ilan etmek gibi bir
şeydir. Başbakan en çok bu söylemiyle kaygı yaratıyor. Başbakanken
bile devleti ele geçirmeye çalışan bir kişi kendini başkan ilan
ettikten sonra kim bilir neler yapar.
AKP VE CEMAAT BİRLİKTE SUÇ
İŞLEDİ
Emniyet’teki operasyonları nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Zamanlaması açısından cumhurbaşkanlığı seçimine yatırım olduğu çok
açık. Fakat bu kişiler suç işlemiş mi işlememiş mi bilgimiz yok,
sadece Başbakan’ın söylemleriyle biz bu kişilerin suçlu olduğunu
duyuyoruz. Yani savcılar ortaya ne koyacak, iddianamelerde ne yer
alacak bilmiyoruz. Fakat, bunlar emniyette üst düzeyde görev
yapmış, istihbarat terör şubelerinde görev yapmış ve görev yaparken
de birçok kişiye haksızlık yapmış kişiler. KCK, Ergenekon
operasyonlarında da yüzlerce, binlerce insanın dosyasını
hazırlayan, dosyalarda sahte delil üreten ekipler bunlar. Ama
bunlar zannediyorum, bu dosyalar nedeniyle suçlanmıyorlar. Sadece
Başbakan’ı dinlemekle suçlanıyorlar. Dolayısıyla asıl halka karşı
işledikleri suçlara dair savcılar zannediyorum kendilerine tek bir
soru sormayacaklar. Onların asıl suçu krala karşı gelmek.
BİRBİRLERİNİ YİYORLAR
Şimdi hani bu iki suçlu kesim arasında tercihte bulunmaya toplumu
zorlamamak lazım. AKP de ve cemaat de uzun yıllar birlikte suç
işlediler. Sonra bir menfaat çatışmasına girince, bir güç,
egemenlik yarışına girdiler ve şu anda birbirlerini yiyorlar. Ama
bu ilelebet böyle de gitmeyebilir. Bir iki yıl sonra Başbakan çıkıp
yanıltıldığını söyleyebilir, Pensilvanya’daki kardeşine
muhabbetlerini selamlarını gönderebilir, bugün bu operasyonları
destekleyenleri suçlayıp, “Bunlar benim can kardeşlerimle aramı
açmaya çalıştılar. Bunlar Fethullah Hocaefendimizle aramızı bozmak
için fitne fesatı yaptılar... İşte bu CHP’liler, bu HDP’liler var
ya...” diye veryansın edebilir. Bu kadar ilkesiz bir duruşa sahip.
O nedenle suçlu olan varsa cezalandırılsın ama bunu cezalandıracak
olan da Erdoğan değildir. Kendisi hukuka, yargıya çok müdahale
ediyor, ortada suçlu varsa bile ben adil yargılanacağına
inanmıyorum.
"DEMİRTAŞ İYİ AMA ÇEVRESİ
KÖTÜ"
Size ve hareketinize çok uzak olan kesimler bile sizi
beğeniyor, söylemleriniz ve muhalefet tarzınızdan övgüyle söz
ediyor. Ancak “İyi insan, iyi bir lider ama sonuçta bölücüleri
temsil ediyor. Elimiz oy vermeye gitmez” diyenler var.
Bana ve benim savunduğum, siyasete ön yargılı yaklaşılmaması
konusunda ben halkı suçlamıyorum. Devlet yıllarca bizim siyasi
mücadelemizi, duruşumuzu yanlış tanıttı ve anlattı, terörize etti.
Bir devlet politikası olarak Kürtler ve Türk ezilenler veya öteki
ezilenler Ermeniler, Aleviler, kadınlar aynı platformda mücadele
etmesin diye bizi hep kötü gösterdiler. Şu anda kendimizi
anlatabilmemiz çok daha mümkün ve dokundukça da temas ettikçe de ön
yargıları kırmak daha mümkündür. Yani herkes bulunduğu yerden bir
adım geri atarak, bir kez daha meseleye bakmalıdır. Biz de öyle
yapmalıyız, biraz daha geriden bir fotoğrafa bakar gibi, bir adım
geriye atıp, Türk Kürt’e, Alevi Sünniye, Sünni Aleviye oradan
bakmalı. Yani birbirini tehdit olarak gören bütün kimlikler olarak
hepimiz, sömürülme anlamında eşitiz.
EKMEL BEY EFENDİ BİR KİŞİLİĞE
SAHİP
Çok da alışık olmadığımız şekilde çatı aday İhsanoğlu ile
karşılıklı jestleşmeleriniz oldu. Başbakan Erdoğan’la da bu anlamda
herhangi bir görüşmeniz, temasınız oldu mu?
Aslında normal, son derece olması gereken şeyler, fakat Türkiye’de
özellikle Tayyip Erdoğan iktidarı boyunca, siyasetçiler arası
insani ilişki, olağanüstü durummuş gibi algılandı. Aslınta tam
tersine, olağanüstü olan garip olan yıllarca parlamentoda aynı çatı
altında siyaset yapıp da yan yana gelmeye tenezzül etmeyen
zihniyettir. Ekmel Bey de beyefendi bir kişiliğe sahip, diyaloğa
açık. Şüphesiz ki çözüm yaklaşımlarımız farklıdır ama bu
birbirimizi kırmamız, incitmemiz için gerekçe olamaz. Kullandığınız
dil ve tarz tabanı çok etkiliyor. Başbakan bunu bilerek yapıyor
zaten, tabanı kışkırtmak için hakaret ve nefret dilini kullanıyor.
Başbakan’la hiçbir şekilde insani ilişkimiz bugüne kadar olmadı,
hatırlamıyorum.
KÖŞKE ÇIKARSA AF YETKİSİNİ ÖCALAN İÇİN
KULLANACAK MI?
Köşk’e çıkarsanız Abdullah Öcalan’ı affeder misiniz, bu
yetkiyi kullanır mısınız?
Cumhurbaşkanlarının önüne bugüne kadar gelen dosyalar bugüne kadar
nasıl değerlendirilmişse, anayasa ve yasalar çerçevesinde nasıl
değerlendirilmişse öyle hareket ederim. Yani duygusal davranmaktan
çok, kanunlar önüme konulan dosya neyi gerektiriyorsa o konuda öyle
davranırım. Halkın başkanı olmak onu gerektirir. Hiç kimseye
iltimas yapmak için cumhurbaşkanı adayı olmadım. Hiç kimse de
benden iltimas beklemiyor zannederim. İlkesel tutum neyse onu
gösteririm.