Demirtaş 3 talebi açıkladı
Abone olSelahattin Demirtaş, hükümete iletilen Öcalan'ın 3 aşamalı önerisi hakkında konuştu.
Haftasonu İmralı'da Abdullah Öcalan ile görüşen BDP
Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Öcalan'ın sunduğu önerilere açıklık
getirdi.
Özgür Gündem gazetesine konuşan Demirtaş, Öcalan'ın süreç 3
aşamalı plan getirdiğini belirtti ve artık sınır dışına çıkışları
değil geri dönüşlerin konuşulmasını, siyasete katılım sürecinin
tartışılmasını istedi. İşte Demirtaş'ın
açıklamaları...
ÖCALAN PAKETİ BİLMİYOR
Öcalan’ın paketin içeriğinden haberdar olmadığını belirten
Demirtaş, “Müzakerenin ruhuna aykırı bu. Kendisinin eleştirdiği
konu budur. Paketin içeriğiyle çok alakadar değil. Tek taraflı bir
ilan olur bu” dedi
SÜREÇ 3 BAŞLIK İÇİNDE
Üç başlık şeklinde ifade ediyor kendisi: “Madem ki benden
müzakere yapmam isteniyor o halde müzakerenin araçları olmalıdır.
Çünkü ben bu haliyle boş bir havuzda yüzemem. Havuzun su dolu
olması lazım yüzebilmem için. Bunun için de mutlaka ki belli
araçların, olanakların sağlanması gerekiyor.”
BİRİNCİSİ: YASAL DÜZENLEME
Nedir bunlar diye tariflediğinde şöyle ifade ediyor:
Birincisi, devlet ve toplum içinde her türlü şiddetin tasfiye
edilmesinde rol oynayacak her kişiye ve kuruma kolaylık sağlanmalı
ve bu bir yasal düzenleme -örneğin Terörle Mücadele
Kanunu’yla olabilir- olabilmelidir. Şiddetin tasfiyesinde
rol oynayacak kişilere STK’lerle, medyayla, akademisyenlerle
görüşme, başka siyasi heyetlerle temas kurma imkanlarının sunulması
gerekiyor. Sayın Öcalan da şiddetin tasfiyesi konusunda rol
oynayacaksa -ki kendisi bu konuda samimidir- o halde elinde
yeterince olanak ve araç olmalıdır. “Bu konularda kolaylık
sağlanmazsa benim rolümü oynamam imkansızdır. Ben kendime özel bir
statü istemiyorum, Apo’ya af isteniyor gibi tanımlamaları asla
kabul etmiyorum. Benim derdim af değil, derdim öyle hemen
İmralı’dan çıkmak değil. Gerçekten çözüm sürecine katkı sunmak,
barışın sağlanması için rolümü oynamak istiyorum. Bunun da
imkanlarının yaratılması lazım.”
İKİNCİSİ: DEMOKRATİK SİYASET KANALI
AÇILMALI
İkinci konu ise; demokratik siyaset ayağıdır. Bu konuda Sayın
Öcalan, “Madem ki şiddeti tasfiye edeceğiz, şiddeti bir
yöntem olmaktan çıkaracağız, o halde demokratik siyaset kanallarına
ulaşma imkanım olmalıdır ve demokratik siyasete etki edecek
araçların yaratılması gerekir. Bir yandan şiddeti tasfiye edip,
geri çekilmeyi başlatıp hatta dağdan inişleri konuşacaksak pratik
siyaset imkanlarının da ne olacağını, nasıl olacağını konuşmak
gerekir ve bu konularda pratik adımlar atmak gerekecek”
dedi. Bunun için daha önce 8 alt komisyon önermişti kendisi. Bu 8
alt komisyon da 8 alt başlık olarak çalışma yapabilir ve anayasadan
yasalara, güvenlik meselesinden çevre konularına, kadın haklarından
toplumsal-sosyal konulara kadar nelerin yapılabileceğine dair
tartışmaların yürütülmesi gerekiyor. Bütün bunlar demokratik
siyasetin kanallarının açılmasıyla doğrudan bağlantılı
mevzulardır.
ÜÇÜNCÜSÜ: KOMİSYON
KURULMALI
Üçüncü mesele ise; hakikatleri araştırma ve izleme komisyonu.
Burda da müzakere yürüten taraflar arasında bir hakem rolü
oynayabilecek, gerektiğinde ortaya çıkacak sorunlara müdahale
edebilecek, yine taraflarla görüşüp öneri sunabilecek, hem denetim
hem de sürece katkı anlamında rol oynayabilecek bir komisyona
ihtiyaç var. Bu komisyon da katkı sunmak isteyen, görev almak
isteyen, samimi-dürüst çevrelerden oluşabilir. Bir parti veya
tarafa bağlı olarak şekillenmez. Örneğin ne Akil
İnsanlar gibi AKP’nin tek taraflı inisiyatifiyle oluşur ne
de Meclis’te kurulan çözüm komisyonu gibi içi boş olur. Daha çok
süreçte rol oynayabilecek, müdahil olabilecek güçte, kararlılıkta
bir komisyon olabilir. Bu üçüncü bir göz olarak sürekli süreci
takip eder ve sürecin tıkanan noktalarda önünü açmak için katkı
sunar.
Sayın Öcalan bu üç önerisini sözlü ve yazılı olarak hükümete
iletmiş durumda. Bunlar bundan sonra müzakere aşamasına
geçilebilmesi için kendisinin yaptığı önerilerdir. Hükümetin buna
cevabı ne olacak kendisi de bunu izliyor, biz de takip
edeceğiz.
ÖCALAN BU SÖZLERE
ÖFKELENİYOR
Öyle tek taraflı yaklaşımlarla, tek taraflı paketlerle müzakere
anlayışı olmaz. Özellikle bazı hükümet sözcülerinin, bazı iktidar
milletvekillerinin “işte Apo bir araçtır, bir enstrümandır,
Apo’yu çözüm için kullanıyoruz” şeklindeki yaklaşımları
kendisinde büyük bir tepkiye ve öfkeye yol açmış durumda. Kendisi
bir halk önderi olarak kendisine bu şekilde yaklaşılmasını asla
kabul etmediğini, etmeyeceğini belirtiyor.
Sürece katkı sunulacaksa belirttiği çerçevede bir müzakereci
anlayışla kendisine yaklaşılması gerektiğini belirtiyor. Bu
konularda esaslı bir değişim olursa sürecin çok hızlı bir şekilde
ilerleyeceğini ifade ediyor. Şimdi gelinen aşamayı yukarıda
bahsettiğim gerekçelerle diyalog aşamasından müzakere formatına
geçiş aşaması olarak tanımlıyor. Ama bunun hayata geçmesi için
hükümetin bu önerilere olumlu cevap vermesi gerekiyor. Şu anda
müzakere aşamasına geçildi denilemez. Siyasi bir müzakere ortamının
yakalanabilmesi için bu üç önerinin hayata geçmesi
gerekiyor.
ÖCALAN VE PKK ARASINDA AYRILIK VAR
MI?
Bütün bu gelişmeleri yakından takip ediyor kendisi. Sayın Öcalan
geri çekilmenin hızlı bir şekilde ve 1 Haziran’da tamamlanmasını
öngörüyordu. Fakat bunu söylediği günlerde ek olarak şunu da
belirtiyordu; bir yasa çıkarılmalı ve geri çekilme yasayla olmalı
diyordu. Bunu önerdiği günlerde eğer Sayın Öcalan’ın öngördüğü
çerçevede bir yasa çıkarılmış olsaydı ve geri çekilme yasaya
dayanarak aleni bir şekilde yapılmış olsaydı belki de 1 Haziran’a
kadar tamamlanmış olacaktı.
Hatta kendisi şunu söylüyordu: “Gerillalar yürüyerek değil çıkan
yasa mukabilince araçlarla sınır dışına çıkmış olacaktı ve böylece
geri çekilme çok hızlı tamamlanmış olacaktı. Fakat hükümet benim
önerimi dikkate almak yerine yasayı çıkarmamayı tercih etti. Fiilen
ve yürüyerek geri çekilmenin olması için süreci ilerletti. Bu da
geri çekilmeyi doğallığında yavaşlattı yürüyerek gidildiği için.
Bununla birlikte geri çekilme sürecinde karakol yapımları, askeri
amaçlı baraj yapımlarına hız verdi, üslupta, söylemde bir değişime
gitmedi. Bütün bunlar da bizim öngördüğümüz ve arzuladığımız
çerçevede geri çekilmenin hızlı yapılmasını engelledi. Bu bizim
değil hükümetin bir yaklaşımıdır. Eğer hükümet bu fırsatı doğru
değerlendirse, yasa çıkarmış olsaydı belki de bu haziranda geri
çekilme tamamlanmış olurdu. Ama şimdi hükümet bu fırsatı kaçırdı.
Hükümet dahil herkes şunu iyi biliyor ki insanlar kanat takıp uçup
gidemezler. Mevsim koşulları var, doğa koşulları var,
karşılaştıkları pusulama faaliyetleri var. Bütün bunlar göz önünde
bulundurulduğunda benim ilk aşamada belirttiğim hızlı geri
çekilmenin gerçekleşme koşulları zaten oluşmamıştı. Şimdi çıkıp
KCK’yi suçlamalarının hiçbir anlamı yok. ‘KCK Apo’yu dinlemedi’
gibi bir yaklaşım asla doğru değil. KCK üzerine düşeni yaptı.”
KCK BU KARARI ALMAK ZORUNDA
KALDI
Bu nedenle kendisi geri çekilmeyi tamamlayan arkadaşlara
selamlarını, minnet duygularını iletiyor. “Öyle ‘hasta
olanlar gitti’ gibi bir durumun olmadığını iyi biliyorum”
diyor. “Hasta diye bir şey yok, hepsi değerli yoldaşlardır.
Hepsine teşekkür ediyorum. Sürece katkı sunmak için çok fedakarca
davrandılar. Ama KCK de bu noktada başka bir karar alamazdı.
Hükümetin bu yaklaşımlarına karşı çekilmeyi durdurma kararının
dışında bir karar alma şansı bırakmadılar. Bu nedenle Öcalan ve PKK
ayrı düştüler veya Öcalan’ı dinlemediler şeklindeki yaklaşım doğru
değil” diyordu.
ÇEKİLMEYİ DEĞİL GERİ DÖNÜŞÜ
TARTIŞALIM
Çatışmasızlık ve ateşkes konumunun sürdürülmesini Sayın Öcalan
önemsiyordu. Doğru bir tutum olarak değerlendiriyordu. Çünkü çözüme
fırsat tanımanın göstergesidir bu. KCK’nin çözüm istediğinin
göstergesidir. Bunun devam etmesi gerektiğini kendisi de düşünüyor.
Bu aşamadan sonra artık geri çekilmenin değil, geri dönüşlerin
tartışılması lazım. Yani bu insanlar nasıl geri dönecekler?
Demokratik siyasete, sosyal yaşama katılımın konuşulması lazım.
Yoksa bu saatten sonra artık geri çekildi-çekilmedi tartışması geri
bir tartışma olur. Daha çok kendisinin belirttiği üç ayak üzerine
oturmuş bir müzakereyle çözümün ve dağdan inişlerin konuşulması
lazım. Doğru olan bu aşamadan sonra artık bu olur.
İşte Öcalan'ın
açıklaması!
BDP heyetinin İmralı' daki 10'uncu görüşmesi sonrası
açıklanan Öcalan'ın mesajı