Demirele suç duyurusu
Abone olTMSF Başkanı Ahmet Ertürk, Süleyman Demirel hakkında suç duyurusunda bulundu.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk, 9.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in ''gasp'' suçlamasına karşılık
savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını bildirdi.
Ertürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Telsim'in satışında
Danıştay'dan karar çıktıktan sonra şimdi imtiyaz sözleşmesinin
imzalanması, devrin yapılır hale gelmesi, bedelinin tahsili ve
sözleşmelerin imzalanması aşamalarında bulunulduğunu bildirdi.
Ertürk, önümüzdeki hafta Telekomünikasyon Kurumu ve Fon Kurulu
onayı ile diğer formalitelerin bitmesini umduklarını ifade ederek,
''Süreci noktalamayı ve devri gerçekleştirmeyi umuyoruz. Devir
teslime çok yakınız. Önümüzdeki hafta bu işlemleri
bitirebileceğimizi ve Telsim'in devir teslimi gerçekleştirilecek
diye umut ediyorum'' dedi.
Kıbrıs Rum şirketi Rosamara'nın alacaklı olmasını önemseyip
önemsemedikleri yönündeki bir soru üzerine de Ertürk, bunun
Türkiye'de sonuç doğuran hukuki bir işlem olmadığını söyledi.
Ertürk, ''Bu, alıcı açısından sorun yaratabilir mi?'' sorusuna da,
şu karşılığı verdi:
''Hayır, alıcı da onları biliyor. O tür şeyler çok fazla oluyor.
Dünyanın her tarafında bu tür davalar açılır. Bu davaların hukuki
sonuç doğurabilmesi için çok uzun yol izlemeleri lazım. Tabii
bunlar, bu tür kişiler, kendilerine çok uygun ülkeler buluyorlar.
Maalesef Kıbrıs Rum kesimi de böyle ülkelerden birisi. Yani hukuk
sistemiyle, diğer mekanizmalarıyla kötü kullanıma çok açık ama bizi
etkilemiyor.''
LIBANANCO DAVASI
Ahmet Ertürk, Libananco davasını dikkate alıp almadıklarına ilişkin
bir soru üzerine, ''Dikkate alıyoruz. Dikkate almamazlık yapmayız.
Bunlar açılan davalar... Sonuçta mahkeme sürecini belirlemekde
bizim elimizde değil. Ama en azından şu an hukuki sonuç doğuracak
bir durumda değil. Telsim'le ilgili başlattığımız süreci şu anda
etkileyen herhangi bir durum söz konusu değil'' diye konuştu.
Telsim'de ödeme ile devrin birbiriyle örtüşeceğini, parayı almadan
devri yapmayacaklarını belirten Ertürk, kendisinin ''gelsin,
borcunu kabul etsin, (Erol Aksoy'daki) aynı şartları Şevket
Demirel'e de uygularız'' şeklindeki açıklamasının ardından Şevket
Demirel ile herhangi bir görüşmelerinin olmadığını söyledi.
Balkaner Grubu ile çalışmalarının devam ettiğini, bunun henüz
sonuçlanmadığını bildiren Ertürk, daha önce yönetimlerini
devraldıkları Erol Aksoy Grubu ile bir protokol yaptıklarını,
burada şirketlerin yönetimlerini devrettiklerini ancak, belli bir
kontrol mekanizmasını ellerinde tuttuklarını anlattı.
''KİMSEYE ÖNYARGIMIZ YOK''
Ertürk, ''Bunun diğer gruplara uygulanıp uygulanamayacağını
göreceğiz. Biz o konuda hazırız. Hiç kimseye karşı ön yargımız yok.
Bütün gruplarla müzakereleri başlatmaya, başlatmış olanları
sürdürmeye hazırız. Her grubun kendine özgü durumu var. O durumu
dikkate alarak müzakereleri sürdürüyoruz. Orada da otomatik (şuna
yaptın, bana da yap) diye düz bir mantıkla değil...'' diye
konuştu.
''VARLIKLARIN DEĞERİNİ ARTIRACAK BİR MODEL''
TMSF Başkanı Ertürk, şirketlerin yönetimlerini devrettikten sonra
şirketlerin varlıklarının kaybolmasına, azaltılmasına yönelik
herhangi bir girişimin olmaması, içinin boşaltılmaması gerektiğini
vurgulayarak, ''Burada güven verici bir durum olmazsa bizim onu
yapmamız, hukuki sorumluluğumuz gereği. Bizim için en önemli husus,
elimizdeki varlıkların değerlerini azaltamayacak, tersine artıracak
bir model uygulamak'' dedi.
Egebank'ta hukuki sürecin devam ettiğini bildiren Ertürk, şu anda
Yurtbank ile bir protokol çalışması yapıldığını, Yurtbank'ta Erol
Aksoy'a yaptıklarına benzer bir model uygulanacağını ancak, henüz
buna karar verilmediğini söyledi. Kentbank'taki sürecin biraz daha
değişik olduğunu ifade eden Ertürk, şunları kaydetti:
''Bankanın Fon'a devrinin iptal edilmiş olması dolayısıyla özel bir
durum söz konusu. Ama bizim bankanın Fon'a devir iptaliyle
ilişkimiz yok. Orada Süzer Grubu'nun bankaya olan kredi borçlarının
ödenmesine ilişkin protokol çalışması yapıyoruz. Bu konuda da bir
olumlu çalışma var. Teknik borçla ilgili bir hesaplama çalışması
yapıyoruz. Olumlu bir gidiş var.
Orada şirketlerin yönetimleri bizde değil. Sadece belli bir borç
meblağını, yükünü ödenebilir hale getirecek bir model... Uzan ve
Aksoy Grubu'ndan farkı, bu şirketlerin yönetimleri bizde değil. Biz
burada diğer banka sahipleriyle yaptığımız protokollere benzer bir
protokol, eğer olacaksa, yapacağız. Şirketlerin varlıklarını
teminat olarak almayı düşünüyoruz.''