Demirel'den hükümete ince mesaj!
Abone olOrtadoğu'ya model olarak gösterilen Türkiye'ye eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'den uyarı geldi.
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Orta Doğu'da halk
isyanlarıyla yönetim değişikliği yaşanan ülkelere Türkiye'nin ya da
başka bir ülkenin model olamayacağını belirterek "Ne Türkiye model
olur, ne de Malezya model olur. Kendi şartları var. Kendi
şartlarına göre demokrasinin genel prensipleri var. Dünyada
uygulanan politikalar var. Kendilerine göre bir yol çizerler"
dedi.
Orta Doğu ülkelerinin sekülerizmi kabul etmeden demokrasiyi
inşa edemeyeceklerine işaret eden Demirel, Türkiye'de de sıkıntılar
yaşandığına dikkat çekerek, hükümete ince bir mesaj gönderdi:
"Zaten, Türkiye'den başka sekülerizmi kabul etmiş, demokrasiyi
uygulayan ülke de yok. Türkiye de çalkalanıyor. Sıkıntı içerisinde
Türkiye" dedi.
Demirel, Ekoenerji dergisinden Prof. Dr. Mustafa Özcan Ültanır'a verdiği mülakatta gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Tunus ve Mısır'ın ardından Libya, Yemen, Bahreyn gibi Orta Doğu ülkelerinde patlak veren isyanları değerlendiren Demirel, Arap ülkelerinde halkın büyük çoğunluğunun yoksulluk ve işsizlik gibi sıkıntılarının olduğunu, artan iletişim imkanlarıyla buradaki insanların da dünyada olup biteni gördüğünü belirterek, "İnsanlar bakıyor, otuz senedir süregiden bir idare var. Ne kadar iyi olsa da, otuz senede halk ondan bıkmış. 'Otuz senede ne yaptı ki, bundan sonra ne yapacak?' diyor. Birinci mesele olarak, 'o zaman bu gitsin' demekte. Yani sorununa çareyi, başındaki adamın gitmesinde görüyor. Çünkü sorununa başındaki adamın sebep olduğu kanaatinde" dedi.
Bu ülkelerin rejimlerini, milli gayretlerini ve başka ülkelerle işbirliklerini gerçekten rasyonel sayılabilecek yöne çevirememeleri durumunda yönetim değişikliğinin sağlıklı bir sonuç vermeyeceğine dikkat çeken Demirel, "Dolayısıyla, bunların önünde duran demokrasiden başka bir alternatif yok. Yani, ikinci bir adam çıkıp, bunları alsın bir yere götürsün, bu mümkün değil. Çünkü, birincisinde denemiş, görmüş onu. Geliyor, oturuyor, bir daha yerinden gitmiyor, onu bu insanlar yıllarca görüp yaşamış" görüşüne yer verdi.
TÜRKİYE DE MALEZYA DA ORTA DOĞU ÜLKELERİNE MODEL
OLMAZ
Arap dünyasındaki hareketlerin, dışarıdan değil içeriden
kaynaklandığını vurgulayan Demirel, Türkiye'nin, bu ülkelerin iç
işlerine karışmasının söz konusu olmadığını ancak istemeleri
durumunda özgür ve adil seçimlerin yapılması, parlamenterizme
dayalı hükümetler kurulması gibi konularda Türkiye'nin onlara
yardımcı olabileceğini kaydetti. Demirel, "Türkiye bu
ülkelere model oluşturabilir mi, yoksa bir başka ülke mi oluşturur?
Mesela bunlara Malezya mı model olur, Türkiye mi model olur?"
sorusuna "Ne Türkiye model olur, ne de Malezya model olur. Kendi
şartları var. Kendi şartlarına göre demokrasinin genel prensipleri
var. Dünyada uygulanan politikalar var. Kendilerine göre bir yol
çizerler. O olur zaten, başka bir şey olmaz" yanıtını
verdi.
SEKÜLERİZMİ KABUL ETMEDİKÇE DEMOKRASİYİ
GERÇEKLEŞTİRMELERİ ZOR
Orta Doğu ülkelerinin rejim değiştirmesinin kolay olmadığına işaret eden Demirel, "Sonra bu ülkelerin sekülerizmi kabul etmeleri de kolay değil. Sekülerizmi kabul etmedikçe demokrasiyi gerçekleştirmeleri de, demokrasi içinde piyasa ekonomisiyle kalkınmaları da, dünya ile entegre olmaları da kolay değil. İşin içerisinde böyle zorluklar var. Zaten, Türkiye'den başka sekülerizmi kabul etmiş, demokrasiyi uygulayan ülke de yok. Türkiye de çalkalanıyor. Sıkıntı içerisinde Türkiye" dedi.
BUGÜNKÜ KONJONKTÜR DEĞİŞİR, TÜRKİYE AB ÜYESİ OLACAKTIR
Demirel, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin 25 Şubat'ta Ankara'ya "G-20 Ülkeleri Dönem Başkanı" sıfatıyla yaptığı 6 saatlik ziyaretini de değerlendirdi. Sarkozy'nin bir seyyah ya da bir işadamı gibi Türkiye'ye 6 saatlik bir ziyarette bulunmasının, "hem kendisine, hem devletine verdiği önemi" gösterdiğini belirten Demirel, "Yani hem devletini önemsemiyor, hem de kendisini önemsemiyor, hem de Türkiye ile olan münasebetlerini önemsemiyor. Bundan dolayı da üzülürüm" dedi.
Türkiye ile Fransa arasındaki dostluğun yine yeşereceğini, önceki Cumhurbaşkanı Jacques Chirac döneminde 1999'da Türkiye'nin AB'ye adaylığının kabul edildiğini söyleyen Demirel, "Bugünkü politikalar değişir, konjonktür değişir, dünya şartları değişir. Sonra herkes hesabını iyi yapmalıdır. Bugünkü bir Çin olayı karşısında, önümüzdeki 10 sene içerisinde daha değişik senaryolar meydana çıkacaktır" diye konuştu.
Demirel, Türkiye'nin AB ülkelerinin politikacılarına öfkelenerek AB üyeliği hedefinden vazgeçmemesi gerektiğini vurgulayarak "Ben şu kanaatteyim; sağduyu hakim olacaktır. Onun için Türkiye öfkelenmemeli, pes etmemelidir ve yoluna devam etmelidir. Yani, Türkiye Avrupa Birliği üyesi olacaktır" dedi.