Demirel'den Erdoğan'a uyarı
Abone olBaşbakan Erdoğan'ın Kürt Sorunu çıkışını değerlendiren siyasetin duayeni Demirel, tecrübelerinden yola çıkarak kaygı verici gelişmelerin olacğını iddia etti
Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel , teröre taviz vermenin
daha fazla terör anlamına geleceğini vurguladı. 1993'te Kürt
realitesinden söz ettiğini vurgulayan Demirel, ''Türkiye'de bazı
insanlar kendilerine Kürt demektedir. Onlar Kürt kökeninden
gelmektedir. Onlar vatandaştır. Azınlık değildir. Kürt kökenli Türk
vatandaşıdır. Bence doğrusu budur. Değildir deniyorsa, o zaman onu
söyleyin'' dedi. Demirel'le Güniz Sokak'taki evinde yaptığımız
söyleşinin devamı şöyle:
- Terörle mücadelenin yanına başka hiçbir şey koymamalı, bu
başlı başına bir sorundur diyorsunuz, bu konuda bugün bir zaafiyet
mi var?
SÜLEYMAN DEMİREL - Ben herkese diyorum ki, devleti yönetenlere ve
bütün sorumlulara diyorum, bu yangını söndürün. Şimdi nasıl
söndürelim diyor? Sizin gazetede Aytaç Yalman' ın bir yazısı var,
Yalman'ın şikâyetleri var. O yazı, çok enteresan. Aytaç Yalman'ın
şikâyetleriyle Genelkurmay Başkanı'nın şikâyetleri aynı paralelde.
Genelkurmay Başkanı kısıtlamalardan bahsediyor, Yalman ise devletin
zaafa uğratıldığından bahsediyor. Yani ona kulak verelim. Avrupa
Birliği sevdasına kapılarak devlet zaafa uğradı, diyor. Terör
meselesinde taviz verici adımlar atarsanız, bu daha çok terör
demektir.
- Taviz terörü arttırır mı diyorsunuz?
DEMİREL - Evet, eğer siyasi çözüm adı altında veya başka adlar
altında veya Kürt sorununu çözüyorduk diye birtakım tavizler
verilirse, Türkiye birliğinden tavizler verilirse bu takdirde daha
çok taviz almak için daha çok terör beklenmelidir. Bu çok
yanlıştır. Onun için bunu kesip ayırmak lazım. Şimdi burada ne
yapalım diye kimsenin soru sormasına gerek yok. Bu devlet işidir ve
devlet karşılaştığı bir mesele karşısında acze düşemez, gereğini
yapacaktır. Yalman bakın ne diyor, ulusal birlik ve beraberliğimizi
güçlendirelim. Kendi öz gücümüze güvenerek var gücümüzle mücadele
etmeliyiz. Başka bir yolumuz yok. Eğer mücadeleden kaçıyorsan,
başlangıçta mağlup olursunuz. Mareşal Foş' un bir sözü var, biz hiç
kaybetmedik diyor, çünkü kaybetmeyi hiç düşünmedik, diyor.
'Kullanılan kelimelere dikkat'
- Bugünkü tablo anlattığınızla örtüşmüyor. Başbakan mücadele yerine
devletin hatalarından söz ediyor...
DEMİREL - Şimdi bu noktada bir iş yapacağım, çok önemli, ben
geçmişte dedim ki, bu mücadelenin kökünde, terörle mücadelenin
kökünde Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin topraklarını, halkın
sınırlarını korumak sorumluluğu yatar. Eğer Türkiye Cumhuriyeti
Devleti halkın topraklarını, sınırlarını koruyamıyorsa o zaman
devlet olma fonksiyonunu yitirir ve bu ülkeye yapılabilecek en
büyük kötülüktür. Öyleyse ne yapın yapın, bu terörün hakkından
gelin. Şimdi bu benim mesajım. Biraz geçmişe dönüp biraz geçmişi
laf edelim. Ben demişim ki terör hadisesinin Kürt sorunu olarak
adlandırıldığına şahit olmaktayım. Hadise bir Türk-Kürt hadisesi
haline getirilmek istenirken dikkatli olunmalıdır. Herkes
kullandığı kelimeye dikkat etmelidir. Herkes şunu iyi bilsin ki ne
devletin bölge halkıyla ne de bölge halkının devletle,
Cumhuriyetle, demokrasiyle bir sorunu yoktur.
'Etnik çatışmaya dönüşmemeli'
- Etnik bir sorun olmadığını düşünüyorsunuz...
DEMİREL - Bölge halkı bütün uğradığı zulme rağmen, eşkıya
tarafından kendisine yapılan zulme rağmen devletin yanında olmuştur
ve bu terör çatışması bir etnik çatışmaya dönmemiştir. Terör
çatışması etnik çatışmaya döndüğü yerde bunun çözümünü
bulamazsınız. Kaostur. Bizim çırpınmamız aman o istikamete
kaymasın. Buradan şuraya gelmek istiyorum: Bu ülkenin ben Kürt'üm
diyen vatandaşına, Türkiye Cumhuriyeti olarak, Türk milleti olarak
biz şükran borçluyuz. Çünkü bu Cumhuriyeti kurarken, bu ülkeyi
düşmandan kurtarırken gösterdiği sadakati Cumhuriyeti korurken,
Türkiye birliğini korurken de göstermiştir. Nihayet birliktelik,
beraber yaşama ister Kürt kökenli olsun, ister Çerkes kökenli
olsun, ister Türk kökenli, herkesin yararına; huzur, sükûn varken,
huzur sükûn batacak mı insanlara? Bunun karşısında kargaşa aramaya
mı gideceksiniz? Bu doğru mudur? Doğru değilse Türkiye içinden
çıkılmaz bir sorunla karşı karşıya demektir. Terör Türkiye'de Kürt
sorunu değildir, ayrı bir sorundur ve zaten terörü yapanlar 3-5 bin
kişidir, bundan ben Kürt'üm diyen sayın vatandaşlarımın çoğu da
rahatsızdır.
- Siz 13 yıl önce Kürt realitesi derken neyi
amaçlamıştınız? DEMİREL - Kürt realitesi şu demektir; bu
ülkede bazı insanlar kendilerine Kürt demektedirler. Bu insanlar
Kürt kökeninden gelmektedirler. Onlar vatandaştırlar, bu ülkenin
sahibidirler, azınlık değildirler, Türk vatandaşıdırlar. Bu doğru
mu? Bunu ben söylüyorum 5 Temmuz 1993'te. Burada istismar edilecek,
yadırganacak veya yanlış yorumlanacak hiçbir şey yok. Türkiye'de
terör, devletle vatandaş arasında bir olay değildir. Kimle kimin
arasındadır? Teröristle Türk milleti ve Türk devleti arasındadır.
Yani Türk milletiyle Türk devleti ile terörist arasındaki meseleyi
vatandaşla devlet arasındaki mesele haline getirmemelidir. Bu da
eski söylenmiş bir laf: Terörü yapanların demokratikleşme diye bir
sorunu yoktur. Terörün arkasında toprak ve bayrak isteği vardır.
Türkiye'yi parçalamak ve parçaladıkları kısım üzerinde devlet
kurmak, bağımsızlık talepleri vardır. Bunu 29 Aralık 1994'te
söylemiştim. Türkiye'de bir Kürt meselesi vardır, bu Türkiye'nin
başmeselesidir yolundaki beyanları kabul etmiyorum. Ben söylüyorum;
Türkiye'nin terör meselesi vardır, başmesele odur. Bunu terör olayı
olmaktan çıkarıp başka şeye götürürseniz terörü azdırırsınız. Sana
vermek istediğim en önemli mesaj bu. Israrla söylüyorum ki Türk
milleti dediğimiz insanlar iç içe, kardeşçe yaşamaktadırlar. Gelin
bunu bozmayın.
İrlanda'daki terör
- Türkiye gibi üniter devlet olup içinde farklı kesimlerden
insanları barındıran ülkeler var...
DEMİREL - Amerika'da 30 ırka mensup insan var. Bir de Amerikan
milleti var... Şimdi İrlanda'da terör var, IRA terörü, buna adam
IRA terörü diyor, İrlanda sorunu demiyor, dikkatinizi çekerim, IRA
terörü diyor; Bask terörü diyor, Bask sorunu demiyor. Çünkü ne
oluyor, onu demeyişinin sebebi şu; IRA terörünü İrlanda sorunu
haline getirirseniz bütün İrlandalıları karşınıza alırsınız. O işin
içinde görürsünüz.
Eşit siyasal haklar
- Ulus-devlet kavramını zaafa uğratmamak
gerekir...
DEMİREL - İki uluslu bir üniter devlet olmaz. Tek ulusludur. Eşit
siyasi haklar vardır herkes için. Eşit fırsatlar vardır ve bu
ülkenin insanları ülkenin her köşesinde milletvekilini kendisi
seçer, muhtarını kendisi seçer. Bu ülkenin insanları her istediği
yerde oturur. İzmir'de de oturur, Bursa'da da oturur, Şırnak'ta
da... Eşit ekonomik hakları vardır. Eşit fırsatlar vardır.
- Bu eşitlikler terör örgütünü sanırım pek
ilgilendirmiyor...
DEMİREL - Üniter devlet içinde bağımsız bir Kürt devleti mi
isteniyor? PKK hareketinin arkasındaki talep bu. 15 sene süren
cidalden sonra bunun olamayacağı görülmüş, bu defa üniter devlet
içinde bir demokratik ülke ve özgür bir parça, ama iki uluslu.
Federasyona gitsin. Evvela federasyon, daha sonra başka şeyler.
- Demokratikleşme kavramı öne çıkarılıyor...
DEMİREL - Şimdi daha çok demokrasi, daha çok vatandaşlık hukuku ile
ve geçmişte yapılan hataları da düzelterek tek millet, tek bayrak
altında bu sorunu çözeceğiz, diyor. Yine geliyorum, sorun nedir ki,
bunları nasıl yapacaksınız ki? Ve nasıl sorun çözülmüş olacak? Kürt
sorunu, demokratikleşme sorunudur, diyor. Yani ne demek istiyor?
Türkiye'de demokrasi yoktur diyorsa kendisini iktidara getiren
demokrasi. Demokrasinin eksiklikleri vardır, şunlardır diyorsa o,
bu ülkenin bütün vatandaşlarını ilgilendirir, çünkü bütün
vatandaşlara eşit haklar vardır, yani ülkenin bir bölümündeki
insanlara başka, bir bölümündeki insanlara başka hukuk
tanınmamaktadır. Aynı hukuk tanınmaktadır. Ha, uygulamada hatalar
varsa uygulamaları düzeltmek de kendisine aittir ve söylüyorum
gene, eşitliğe mani olan eğer zorlukları varsa onu düzeltmek de
kendisine aittir.
'Erdoğan, hata neyse söylesin'
- Sorduğunuz sorular Başbakan açıklama yapmadığı sürece
askıda kalacak gibi görünüyor...
DEMİREL - Herkes kendine göre bir şey farz ediyor. Şimdi geçmişte
yapılan hataları yok saymak büyük devlete yakışmaz, diyor. Bunların
ne olduğunu söylemesi lazım. Devlet ne hatası yapmış? Çünkü devleti
eğer yaptığı mücadelede, yani insanını, toprağını korumak için
yaptığı mücadelede devleti suçlu buluyorsanız, o zaman bu
mücadeleyi yapmakta sıkıntıya girersiniz. Onun için yanlış
anlaşılmamak bakımından, yapılan hatalar nelerdir? Ha, diyebilirsin
ki hizmet eksik. O tartışılır. Yani varsa eksik hizmet; onu
tamamlamak da, yine sen iktidarsın, adama sorarlar üç senedir ne
yaptın diye...
Cumhuriyet gazetesinden Mustafa Balbay'ın
röpörtajı...