Demirel türban yasağında ısrarlı
Abone olMilliyet Gazetesi'nden Taha Akyol'a konuşan Süleyman Demirel, kamuoyundaki yanlış anlaşılmalara açıklık getirdi. Demirel'e göre türban okulda ve dairelerde olmamalı...
Önceki hafta CNNTÜRK'te yayınlanan Ankara Kulisi'ndeki
açıklamalarıyla gündemi sarsan 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel,
bazı yanlış anlaşılmaları düzeltmek için Taha Akyol'a konuştu.
Demirel, görüşünde:
Yazı: Taha Akyol
Kaynak:
DOKUZUNCU Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel telefonda, her zamanki
sıcak üslubuyla "Bugün beni biraz hırpalamışsın" diyor:
- Bu meseleyi senin 'Eğrisi Doğrusu' programında tartışalım. Şimdi
şunu söyleyim, ben cumhurbaşkanı seçilecekler için kıyafet kanunu
çıksın demedim, çıkmasın da demedim....
- Ama efendim Fikret Bila sordu, siz böyle bir kanun veya
düzenlemeye ihtiyaç var dediniz.
- Hayır, ben bir uzman olarak ortadaki hadiseyi anlattım:
Cumhurbaşkanı olmak için kişinin veya eşinin kıyafetini düzenleyen
bir kural yok. Başörtülü bir kimse veya eşinin başı bağlı kimse
seçilmesin mi diyorsunuz? O zaman bunu bir kurala bağlayın, kanun
mu, tüzük mü, neyse onu çıkarın. Çıkarsanız iyi olur dedim mi? Ben
bu meselede taraf olmak istemiyorum.
- Peki ben sorayım: Cumhurbaşkanı seçimi için kıyafet yasağı
konulsun mu?
- Beni taraf yapma! Ben bu konuda tarafsızım. Uzman görüşü olarak
mevzuat durumunun resmini çekiyorum sadece.
* * *
SAYIN Demirel'in eski mücadelesini hatırlattım: Şalvarlı, poturlu,
kasketli ezilen yığınların davası... Kadın olunca neden farklı?
- Türban dinî bir simgedir, okulda, devlet dairesinde olmaz.
Anadolu kadınının giydiği ise gelenekseldir, yemenidir, yazmadır
vs... Karışan var mı? Sokakta, çarşıda pazarda serbest...
- Devlet sokağı, çarşıyı pazarı da yasaklasın, gücü yeterse!.. Çok
çok çağdaş oluruz!
- Türban başka şey. Dinî simgedir. O dindar da başını açan dinsiz
mi? Ayrımcılıktır bu. Avrupa'da da böyle yasaklar var.
Mahkemelerin, AİHM'nin kararı var.
- Peki kızlar annelerinin, ninelerinin kıyafetiyle üniversiteye
gidebilsin mi?
- Hayır onlar giyerse dinî simge için giymiş olurlar yine.
Türban konusunda bu önyargıların aksini doğrulayan bilimsel
araştırmalarından bahsettim. Yasağı koyan mahkemelerin de
savunanların da hiçbir bilimsel veriye dayanmadan bu tür
spekülasyonlara dayandıklarını söyledim, halkın yüzde 75'inin
başörtüsü yasağına karşı olduğunu belirttim.
Sayın Demirel'in cevabı:
- Halk türbanla başörtüsü arasındaki ayrıma dikkat etmiyor.
Referanduma gitsen dediğin gibi çıkar, bu sebepten.
* * *
TELEFON görüşmemizde Sayın Demirel'e başörtüsü yasağının eski Tek
Parti zihniyetiyle uygulandığını, mesela öğrenciye yasak ise, niye
diploma törenine gelen annesine de yasak olduğunu sordum.
Demirel'in cevabı:
- O yanlıştır. Oğlunun orduevindeki düğününe gitmek isteyen
geleneksel kıyafetli annenin sokulmaması da, çocuğunun diploma
törenine giden geleneksel annenin kapı dışarı edilmesi de yanlış.
Eskiden beri söylerim ben bunu...
Demirel dünkü gazetelerde yer alan, Atatürk Üniversitesi'ndeki
diploma töreninde zavallı annelerin "kapı dışarı edilmesini"
eleştirdi.
YÖK Başkanı Prof. Erdoğan Teziç'in de dikkatini çekerim. Bir anne
hangi statü ile çocuğunun diploma töreninden kapı dışarı
edilebilir?! Bu nasıl hukuk, bu nasıl insaf!
Türkiye'nin "zencileri" mi bunlar?!
Demirel şöyle özetledi:
- Öğrenci ve memur türban da başörtüsü de takamaz, Geriye kalanı
serbest!
Ve ekledi:
- Said Nursi'yi övdüğümü yazmışsın. Said Nursi büyük bir din âlimi
idi, Kuran'ı güzel yorumlamıştır. Asla yıkıcı değildi o. Onu bu işe
karıştırma!
Ve gözlerimden öptü, ben de saygılarımı sundum.