Demirel müzakerelerden emin
Abone ol9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Türkiye-AB ilişkilerinde iyimser konuştu. Demirel, "Müzakereye başlayıp da sonuçlandıramamış bir ülke yok" dedi.
9. Cumhurbaşkanı Demirel, ''AB ile müzakerelere, ucu açık''
şeklinde eleştiriler getirildiğini hatırlatırken, ''olabilir.
Müzakereye başlamış da müzakeresi müspet sonuçlanmayan bir ülke
yok. Ben bu müzakerelerin başarıyla biteceğinden eminim'' dedi.
Demirel, Türkiye Ziraatçılar Derneği'nin ''5. Ulusal Tarım
Kongresi''ne katıldı. Demirel, Türk çiftçi ve köylüsünün hangi
taraftan bakılırsa bakılsın, sıkıntı içinde olduğunu, Türkiye
nüfusunun yüzde 35'ni teşkil eden bu kesimin, Gayri Safi Milli
Hasıla'nın (GSMH) yüzde 11'nden ancak pay alabildiğini anlattı.
Bunun rakamsal olarak ifadesinin 400 milyar dolar olduğunu ve
sadece 45 milyar dolarının tarım sektöründe çalışan 30 milyon
insana gidebildiğini bildiren Demirel, bunun, adam başına ortalama
bin 500 dolar gelir demek olduğunu kaydetti. Konuşmasında,
Cumhuriyetin kurulmasından bugüne kadar geçen sürede, ülkenin
kaydetmiş olduğu ekonomik gelişmeyi anlatan Demirel, bugün gelinen
noktanın önemsenmesi gerektiğini dile getirdi. Türkiye'nin, bugün
bulunduğu ekonomik seviyenin, halkın eseri olduğunu vurgulayan
Demirel, ''ancak tamam olmayan ne var? Yoksullukla, fukaralıkla
savaş var'' dedi ve bu durumun tek çaresinin ise kalkınma olduğunu
anlattı. Türkiye'nin geçmişte siyasi istikrar anlamında iniş
çıkışlar yaşadığını, bütün bunlara rağmen ülkenin ekonomik
gelişmişlikte dünyada 190 ülke içinde 20. sırada yer aldığını
belirten Demirel, konuşmasında AB'ye üyelik konusuna sık sık vurgu
yaptı. AB'nin önemini, Türkiye'nin neden girmek mecburiyetinde
olduğunu izah, Türkiye'nin kazançlarının ne olacağını ifade etmeye
çalıştı. 9. Cumhurbaşkanı Demirel, bu konuda şunları söyledi: ''45
SENEDİR PEŞİNDEYİZ'' ''Avrupa dönüm başına 550 kilo buğday alıyor.
Nüfusun yüzda 10'u tarımda çalışıyor. Bu oran Fransa'da yüzde 8,
Almanya'da yüzde 5'dir. Avrupa, ABD'den sonra dünyada en fazla
tarım ürünü üreten topluluktur. Avrupa'da üretim fazlası var.
Avrupa altın devrini yaşıyor. Biz üretim için çırpınıyoruz. Onlar
üretme diyor. ABD'de 295 milyon nüfus var. Bunun yüzde 3'ü tarımda
çalışıyor. Bunlar nasıl olmuş? Biz, işte bunların eşiğindeyiz. 45
senedir peşindeyiz. Eğer olmazsa, 20 sene sonra bu coğrafyada
fakirlikten geçinemeyecek duruma düşeriz. 25 tane ülke bir araya
geldi. Ben de olacağım. Avrupa bizi bulacak değil. 40 senemi verdim
ben...Ben memlekete yararı olmazsa gelip bunları söylemem. AB ile
müzakerelerde ucu açık deniyor. Olabilir. Müzakereye başlamışta,
müzakeresi müsbet sonuçlanmayan bir ülke yok. Ben bu müzakerelerin
başarıyla biteceğinden eminim.'' ''TÜRKİYE SİLKİNECEK'' Demirel,
Türkiye'nin kalkınmayı sağladığında, tarım nüfusunu yüzde 10'a
çektiğinde, yıllık nüfus artışını yüzde 3'den bire indirdiğinde,
sorunlarını halletmiş olacağını ifade ederken, geçmişte Türk
çiftçisini kara sabandan, kara çarıktan, kara lastikten, tahta
kaşıktan kurtardıklarını hatırlattı ve yoksullaşan çiftçinin sesine
kulak verilmesini istedi. Demirel, AB'ye girerken Türk köylüsü ve
çiftçisinin sızlanmasının da dikkate alınmasını isterken, şunları
söyledi: ''Başkalarıyla işbirliği yapmaya mecburuz. Dünyadaki diğer
organizasyonlarla memleketin menfaati için işbirliği yapmak
zorundayız. Yalnız kendi halkımızın sızlanmasını dikkate almadan,
ona hiç önem vermeden, eğer bildiğimizi yapmaya kalkarsak, ülke,
siyasi bunalıımlara gider. Benden söylemesi...Ben kimseyi
bunalımlara falan teşvik ediyor değilim. Bu ülkenin insanlarını,
milyonların, yarınlardan ümidini kestirmeyelim. O zaten müsrif bir
adam değildir. fevkalede tutumludur. Evet benim size söyleyeceğim
şey; dünyanın yeni durumunda, Türkiye silkinip dünyaya uymak
mecburiyetindedir. Bu AB denen büyük projenin içine girmekle
olacaktır. Bunların 50 senede yaptıklarını, biz kabul edeceğiz.
Onlar için değil, kendimiz için... Onlar nasıl zengin olduysa, biz
de olacağız. Kestirmeden olacağız... Onların hak ve demokrasi
meselesindeki ilerlemişliğini kabul edeceğiz. Niçin? Kendi
insanımız için...'' Demirel, Türk çiftçisinin en zor günlerini
yaşamakta olduğunu belirttiği konuşmasında, çiftçilerin sloganlara
döktükleri sorunlarından örnekler verdi. Çiftçilerin ''ne ektiysem
zarar ettim, al tarlamı senin olsun, sadaka değil alın terimizi
istiyoruz'' şeklinde ifade edilen sloganları okuyan Demirel,
sözlerini ''bunların özeti; gelin, ülkenin köylüsünü namerde muhtaç
etmeyelim, alın terinin, el emeğinin karşılığını verelim demektir.
Ülkemiz bunları yapacak güçtedir'' diyerek noktaladı.