Demirel MHPlilere konferans verdi
Abone olMHP Genel Merkezi'nde bir konferans veren 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel bir de ilginç çağrı yaptı...
MHP Genel Merkezine gelmesinin bazı yorumlara sebep
olabileceğini ifade eden Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel,
davet üzerine siyaset ile ilgili ders anlatmak için geldiğini
söyledi ve ekledi: Kimse öküzün altında buzağı aramasın
Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, bugün Türkiye'de huzur ve
sükun sıkıntısı yaşandığını belirterek, “Bu ülkenin insanları
arasına sen şusun, sen busun diye fitne sokmanın, durduk yerde
birbirini seven insanları düşman etmenin anlamı yok. Bu ülkenin
vatandaşları, hepsi birlikte yaşama iradesine sahiptir. Gelin bunu
takviye edelim” dedi.
MHP Siyaset ve Liderlik Okulu'nda düzenlenen “2010'a Girerken
Türkiye ve Dünya” konulu söyleşide konuşan Demirel'in, sözlerine,
“Değerli kardeşim, kadim dostum, büyük devlet adamı Alparslan
Türkeş'i rahmetle anıyorum” diyerek başlaması MHP'lilerden büyük
alkış aldı. Demirel, Tokat'ın Reşadiye ilçesindeki terörist
saldırısında şehit olan askerlerle, Bursa'daki bir maden ocağındaki
patlamada hayatını kaybeden işçilere de rahmet diledi.
MHP Genel Merkezine gelmesinin bazı yorumlara sebep olabileceğini
ifade eden Demirel, davet üzerine siyaset ile ilgili ders
anlatacağını belirterek, “Kimse öküzün altında buzağı aramasın”
dedi.
Siyasetin yönetme sanatı olduğunu dile getiren Demirel,
yönetenlerin yönetilenleri memnun etmesi gerektiğini söyledi.
Siyasetin yaşam boyunca bitmediğini kaydeden Demirel, “Siyasetin
tek kapısı var. Bir kapıdan 'girilir' yazıyor ama 'çıkılır' yazan
kapısı yok” diye konuştu.
Süleyman Demirel, 20. dünyanın büyük gelişmelere sahne olduğunu
anımsatarak, sanayileşme ve teknoloji devrimiyle zenginleşen
dünyanın aynı zamanda yoksullar yarattığını, bu durumun beraberinde
küresel ısınma ve ekolojik dengenin bozulması gibi sorunları
beraberinde getirdiğini belirtti.
Demirel, dünya nüfusunun da son 50 yılda büyük artış gösterdiğine
dikkati çekerek, “Yoksulluk, küresel ısınma, artan nüfus, karbon
salımı bütün insanlık için bir tehdit. Yerküre üzerinde yaşayan
insanoğlundan şikayetçi. Ekonomiyle ekolojiyi ahenkleştirmek
mecburiyetiyle karşı karşıyayız” dedi.
“BUGÜNÜ ANLAMAK İÇİN CUMHURİYETİ ANLAMAK
GEREK”
Demirel, Türkiye'deki güncel siyaset tartışmaları hakkında
değerlendirme yaparken, bugün yaşanan tartışmaları anlamak için
Cumhuriyeti iyi anlamak gerektiğinin altını çizdi.
Süleyman Demirel, milletin azim ve kararlılığıyla kurulan çağdaş
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ulus devlet, tek bayrak, tek millet,
tek vatan, laiklik, hukuk devleti, kadın-erkek eşitliği gibi
değerler üzerine oturduğunu kaydetti.
Türk vatandaşlarının Cumhuriyet dönemi boyunca eşit haklara sahip
olduğunu, Anayasa ve yasaların vatandaşları arasında ırk, dil ve
din ayrımı yapmadığını, milletin birlikte yaşama iradesi
gösterdiğini anlatan Demirel, “Eğer Türk vatandaşları inançlarına
sahip, ibadetine sahip, vicdan hürriyetine sahipse, bunları
cumhuriyet sağlıyorsa bundan daha fazlasını aramanın peşinde
olmamıştır. Türk Vatandaşı cumhuriyetten memnundur” diye konuştu.
Demirel, Müslümanlığın en iyi uygulandığı, inançlarını en iyi
yaşadığı yerin Türkiye olduğunu söyledi.
“BİRLİK, DÜZEN, HUZUR KORUNMALI”
Her şeye muhtaç Türkiye'nin her şeyi yapan sanayi ülkesi haline ve
“hasta adam”dan AB ile müzakere masasına oturan bir ülke konumuna
geldiğini anlatan Demirel, şöyle devam etti:
“Türkiye'de bugün huzur ve sükun sıkıntısı var. Türkiye zihnini
dağıtmamalıdır, Cumhuriyetin etrafında toplu olmalıdır. Türkiye
birliğini, beraberliğini zedelemeyecek şekilde yolunu Cumhuriyetle
bulmalıdır. Cumhuriyeti yaralayacak, zedeleyecek her şey
yanlıştır.
Türkiye bu huzursuzluğu hak etmemiştir. Sokaklarında kavga,
dağlarında asker dışında silahlı adamlar, kurumları birbirine
girmiş, yargısı siyasi etki altında kaldığından şikayetçi, askeri
rahatsızlığını aynen beyan etmekte, halkı her gün taciz
edilmekte... Bu iç açıcı bir manzara değil. Bunların hiçbirisi ne
demokrasinin, ne cumhuriyetin sebep olduğu hadiseler değildir.
Yani bu Türkiye idare edilemeyecek mi? Ne noksan Türkiye'de?
Türkiye hukukun üstünlüğüne dayanarak yönetilemeyecek mi? Hukukun
üstünlüğüne dayanarak yönetilemeyecek diyorsanız, o çaresizliktir.
Bunu diyen iflas etmiştir. Bunu diyenin yapacağı iş, çabuk yerini
terk etmek, başkasına bırakmaktır.
Gelecek elimizde. Kimi nereye, kime şikayet edeceğiz? Birlik,
düzen, huzur, sükun, kardeşlik muhafaza edilmeli. Kutuplaşmaktan
kaçınalım. Bu ülkenin insanları birbirini seviyor. Bu ülkenin
insanları arasına sen şusun, sen busun diye fitne sokmanın bir
anlamı yok, durduk yerde birbirini seven insanları düşman etmenin
anlamı yok. Eksik ne varsa, bu insanları birbirine düşürmeden
tamamlayalım. Türkiye Cumhuriyeti devletini küçük düşürerek değil,
kanun kuvvetlerini küçük düşürerek ve sanki bir takım şeylere alet
olmuş gibi göstererek değil. Onları görev yapamaz duruma getirmenin
bir alemi yok.
Bu ülkenin vatandaşları, hepsi birlikte yaşama iradesine
sahiptirler. Gelin bunu takviye edelim. Deniyor ki, 'Sana şunu
vermediler'. Sen verecek misin ona? Veremediğin takdirde adamı
toplumdan uzaklaştırıyorsun, küstürüyorsun.
Ulus devletin kökündeki ulusu, o bütünü parçalamayalım. O bütün 89
senedir hizmetini görmüş, görmeye de devam ediyor. Kutuplaşmadan
kaçınalım, hukukun üstünlüğünü koruyalım, kalkınmamızı devam
ettirelim, her alanda daha ileri gidelim, reforma açık olalım. Daha
iyi sağlık, sosyal güvenlik, çevre... Bunlarla uğraşalım. Kendimize
güvenelim, geleceğimize güven içinde olalım.”
Demirel, konuşmasının sonunda, Şili'nin başkenti Santiago'daki
Atatürk büstünde yazan, “Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu,
vatanının fedakar ve sadık hizmetkarı, benzeri olmayan kahraman,
insanlık idealinin canlı emsali, Bütün hayatını Türk milletine
vakfetmiş, milletine kendi ruhunun ateşini vermiştir. Hatırası,
milletinin ruhunu ateşli tutan sönmez bir meşale olarak
yaşamaktadır” ifadesini okuyarak, “Türkiye bu meşaleyi yaşattığı
sürece her meselenin içinden çıkacaktır” dedi.
Konuşmanın ardından Demirel'e günün anısına cam vazo ve saat hediye
edildi. Demirel, konuşmasının ardından MHP Genel Bahçeli ile
makamında bir süre görüştü ve daha sonra MHP Genel Merkezinden
ayrıldı. Bahçeli ve parti yöneticileri Demirel'i aracına kadar
eşlik ederek uğurladı.