Demirel imam hatipleri eleştirdi
Abone olKuruluşun amacından uzaklaştığını belirten Demirel, İmam Hatip Liseleri'ne siyasetin girdiğini söyledi.
Demirel, "Kolunuz ağrımaya başlarsa hekime gidersiniz. Eğer deva
bulunmaz bir dert varsa kolunuzu keserler. İmam hatip okullarını
siyasetten kurtarmak bir mecburiyettir" diyor. İmam hatipler
deyince akla ilk gelen isim Süleyman Demirel. En fazla imam hatip
lisesi, onun döneminde açıldı. Uzun yıllar boyunca imam hatipleri
savunan en güçlü isim de yine o oldu. "Dinini iyi bilen imam hatip
mezunu doktorlar, mühendisler, hukukçular olsa fena mı olur"
diyerek, farklı fakültelere yönelmelerine en büyük destek
kendisinden geldi. Ama, kuruluş amaçlarından uzaklaştıklarında da
en büyük eleştiriyi yine o yaptı. 9. Cumhurbaşkanı Demirel, önceki
yıl Kanal D'de yayımladığımız Genç Bakış'ın konuğu olmuş ve ODTÜ'lü
öğrencilerin sorularını yanıtlamıştı. Bu görüşleri, bugün yeniden
ortaya koymakta sonsuz yarar var. Bir öğrenci: 28 Şubat'la birlikte
8 yıllık kesintisiz eğitim geldi ve İmam hatip'in orta bölümü
kapatılıp, Kuran kurslarına da sınırlamalar getirildi. Bu sene, bir
önceki seneye nazaran İHL'ye 300 kişi girdiyse bu sene 100 kişi
kayıt yaptırdı. Acaba halkın dini duygularında çok büyük değişme mi
oldu? Yoksa askeriye halkın dini duygularına karşı mı geldi?
Demirel: Ne o, ne de o. Öyleyse ne? İmam hatip okulları, herhalde
kaçak açılmış okullar değil. Devletin açtığı okullar. Öğretmenlerin
maaşını devletin ödediği, müfredatını devletin yaptığı okullar.
İmam hatip okulları, büyük bir ihtiyaçtan doğmuştur. Çünkü
Türkiye'de Cumhuriyet ilan edildikten bir süre sonra eğitim birliği
kanunu yayımlandı. Adı da Tevhid - i Tedrisat Kanunu. Tevhid - i
Tedrisat Kanunu çıktıktan sonra nüfusunun yüzde 99,9'u Müslüman
olan bir ülkede, bu ülkenin çocukları dinlerini nereden ve kimden
öğrenecekler? Eğer bu ülkenin insanlarını din ve vicdan
özgürlüğünün kullanılmasında cahil bırakırsanız başınıza gelmeyecek
bela yoktur. İmam hatip okulları, zaten 1949'lu yıllarda yani
Türkiye tam demokrasiye geçmeden önce ortaya atılmıştır. Evet imam
hatip okullarının birçoğunda benim imzam vardır. İhtiyaç olduğu
için imzam vardır. Ben diktatör değilim ki her istediğimi
yapabileyim. Hayır. Benim yaptığım her şey muhalefetin ve halkın
süzgecinden geçmiştir. Çünkü ben 4 sene sonra tekrar seçime
gitmişimdir ve seçim kazanmışımdır. Peki ne oldu da 28 Şubat'ta bu
okullara karşı tavır takınıldı? Biz Cumhuriyet'in kurulduğu günden
beri dinle siyaseti birbirinden ayırt etmeye çalışıyoruz. Bunda tam
başarılı olduğumuzu da söyleyemem. Çünkü çokpartili sisteme
girdiğiniz zaman, rey işin içine girdiği anda halkın çeşitli
duygularının istismar edilip edilmeyeceğini temin etmek mümkün
değildir. Yani halkın birtakım duygularını, birtakım kimseler
istismara kalkabilir. Laik devletten uzaklaşmayı Türkiye
kaldıramaz. Üniter devlet, devletin tekliğinden uzaklaşmayı da
kaldıramayız. Eğer bir yerden imam hatip okullarına siyaset
girmişse ve din istismarı girmişse ve imam hatip okullarından artık
sadece dinini öğrenen ve öğreten insanlar değil de devletin şeklini
değiştirmeye yönelmiş birtakım cereyanlar oralara girmişse, gayet
tabii ki devlet onun karşısında boş durmaz. Yani kolunuzdan bir
şikayetiniz var? Kolunuz ağrımaya başlarsa hekime gidersiniz. Eğer
deva bulunmaz bir dert varsa kolunuzu keserler. Onun içindir ki
burada ne o, ne o dediğim zaman, evet, imam hatip okullarına ve
imam hatip okullarının tesis sahalarına siyaset ve siyasetçi
girmiştir. Yapılan iş o okulları siyasetten kurtarmak olmuştur. Bu
bir mecburiyettir."