Demirel hatasını kabul etti
Abone ol9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel hatasını kabul etti. ABD eski Başkanı Clinton'un yeni kitabını değerlendiriren 'kurt politikacı'dan yıllar sonra gelen itiraflar şöyle:
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Amerika'nın etkili
radyolarından Voice of America'ya özel demeç verdi. Türk
politikasının yakın geçmişindeki en önemli aktörlerinden biri olan
Süleyman Demirel, Amerika eski Başkanlarından Bill Clinton'un
yaşamını anlattığı 'Benim Hayatım' adlı yeni kitabını
değerlendirirken, Türkiye ve kendisiyle ilgili bölümler hakkında
önemli açıklamalar yaptı. İşte Demirel'den çarpıcı açıklamalar:
Clinton'ın siyasi kişiliği ve Amerikan dış politikasındaki
etkinliği üzerinde duran Demirel, eski başkanı 'Parlak bir hatip'
ve 'Sevimli bir kişi' olarak niteledi. Cumhurbaşkanı Demirel, Bill
Clinton'ın kendisi için 'large-minded man: Geniş ufuklu biri'
ifadesini kullanmasından da memnunluk duyduğunu söyledi. Bill
Clinton'un başkanlık yaptığı ve kendisinin de Başbakanlık ve
ardından Cumhurbaşkalığı görevlerinde bulunduğu 90'lı yılların çok
zor bir dönem olduğunu belirten Süleyman Demirel, Clinton
yönetimininin bu zor sınavı çok iyi geçtiğini, Orta Doğu'da,
Kafkaslar'da ve Balkanlar'da Türkiye'yle birlikte çok önemli işlere
imza attığını söyledi. Demirel şöyle konuştu: "Ben kendisine
bilhassa Sovyetler Birliği sonrasında bizim bölgemizdeki yeni
coğrafyayı anlatmaya çalıştım. Yeni coğrafya: Balkanlar, Kafkaslar
ve Orta Asya. Bunu çok çabuk anlamış ve bana çok güzel cevaplar
vermiştir. Daha sonra da Amerika devletinin Bakü-Tiflis-Ceyhan boru
hattıyla ve diğer meselelerle ilgili olarak ve Afganistan savaşı
esnasında Orta Asya'daki diğer devletlerle olan münasebetlerinde
çok doğru kararlar aldılar." 9. Cumhurbaşkanı Demirel, Bill
Clinton'un Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğiyle ilgili görüşlerini
de değerlendirdi ve Amerika'nın her zaman Türkiye'yi Avrupa'yla
birlikte görmek istediğinin altını çizdi. Bill Clinton yönetiminin
de Türkiye'nin her meselesinde yanında olduğu söyleyen Demirel,
"Ancak Sayın Clinton kitabında Türkiye'nin AB üyeliğini bazı
şartlara bağlamış; yani Türkiye Kıbrıs meselesini çözerse,
Yunanistan'la arasında olan bu münasebeti ortadan kaldırırsa ve
Kürt meselesine de bir makul çözüm getirebilirse 21. yüzyılda
dünyada önemli rol üslenebilecek bir memlekettir diyor. Kürt
meselesinin çözümü için de bir şey demiyor. Kürt meselesini bir
azınlık olarak görüyor. Anlaşıldı ki anlatamamışız. Kürt meselesi
bir azınlık meselesi değildir. Kürt meselesi diye Türkiye'nin bir
meselesi yoktur. Kürtler diye Türkiye içerisinde insanlar vardır.
Ama bunlar 1000 senelik bu ülkenin vatandaşlarıdır. Ve eşit
haklara, eşit fırsatlara sahip insanlardır. Orada dünyanın
takındığı tavrı O da takınmış.' diye konuştu. Radyomuza verdiği
özel demeçte Türk Amerikan ilişkilerine de değinen 9.
Cumhurbaşkanı, iki ülke arasındaki ilişkilerin sadece 'tarihi
münasebetler' olmadığını, bunların geçmişte olduğu kadar gelecekte
de değerinin büyük olduğunu söyledi. İlişkilerde, 'Özellikle 2003
yılında Irak'a yapılmakta olan müdahaleyle ilgili olarak, Türkiye
müdahaleye katılsın mı katılmasın mı tartışmalarından dolayı bir
miktar zedelenme yaşandığını' söyleyen Cumhurbaşkanı, 'Ama en son
Başkan Bush'un da Türkiye'yi ziyareti esnasında görüldü ki, temelde
bu münasebetlerde büyük bir kopukluk yoktur, inşallah da olmaz.'
şeklinde konuştu. Amerika'nın Irak'a müdahalesi ve Irak savaşını da
değerlendiren Süleyman Demirel, Amerika'nın süper güç olarak
sözlerinin arkasında durmadığını ve bunun da dünyayı
hayalkırıklığına uğrattığını söyledi. Demirel şöyle konuştu:
"Amerika'nın büyük sıkıntısı bugün terördür. Tabi şöyle büyük
sıkıntısı terördür; bilhassa ikiz kuleler meselesi ve Pentagon'un
tecavüze uğramasının sonra bunları yapanların, Üsame Bin Ladin'in
bulunup cezalandırılamaması ve ya bunlara yataklık yapanların
bulunup cezalandırılamaması, Afgan sınırında başlanmış hareketin
hala bugün sona erdirilememiş olması –NATO'ya rağmen-, Irak'ta
Kitle İmha Silahlarının bulunamamış olması ve Irak'a açılmış
savaşın işgalle neticelenmesine rağmen iç gerilla savaşına dönüşmüş
olmasından dolayı meydana gelen durum dünyanın kafasını
kurcalamıştır. Ve hem dünya Amerika gibi bir devin bir seneyi yaşan
bir süre içerisinde vaad ettiği şekilde, Irak'ta bir demokrasi
kurma gibi ve Irak'ta sulhü, sukunü, barışı tesis etme gibi ve Irak
halkını zenginleştirme gibi iddialarından hemen hemen vazgeçerek,
bunları Birleşmiş Milletler'e devredip işin içinden çıkmayı
yeğlemesi düşündürücüdür." Irak'taki savaştan Birleşmiş Milletler
ve Avrupa'nın da yara aldığını belirten Cumhurbaşkanı Demirel,
'Amerika evvela Birleşmiş Milletler'i aştı, sonra şimdi Birleşmiş
Milletler'e gelin siz bu işi düzeltin diyor. Avrupa ise, bilhassa
Almanya ve Fransa gibi ülkeler Birleşmiş Milletler'in burada tam
yükü yüklenmesine pek o kadar taraftar değil. Mamafih, bu son
çıkarılan Birleşmiş Milletler kararıyla Irak'taki Geçici Yönetim
yine Amerika'nın başını çektiği askeri güçle Irak'ı düzeltmeye
çalışıyor. Bunun nereye varacağı da halen meçhuldür, göreceğiz.'
dedi. 9. Cumhurbaşkanı Demirel, görevinden ayrıldığından bu yana
neler yaptığı konusundaki sorumuza ise, 'Ben Cumhurbaşkanlığını
bıraktığım zaman 76 yaşındaydım. Yani ben şimdi 80 yaşındayım.
Geçen 4 sene zarfında çeşitli etkinlikler içersinde oldum. Ve
Cumhurbaşkanlığı yaptığım esnada tabi resmi görevim vardı. Bugün
resmi görevim yoktur. Fakat Türkiye'nin fikir hayatına, Türkiye'nin
çeşitli meselelerine katkıda bulunacak bir takım etkinliklerde
bulundum.' yanıtını verdi. Kaynak : Voice of America