Demirel Ağara dokundurdu
Abone olMehmet Ağar 'başörtüsü sorununu çözerim' diyor. Süleyman Demirel bu sözlere cevap verdi.
Mehmet Ağar'ın 'türbanı ben çözerim' şeklindeki demeçlerine
itiraz var. Hem de partinin bir dönem genel başkanlığını yapan
Süleyman Demirel'den. Demirel bu sözlere "Öyle diyorlar ama sonra
da başlarını duvara vuruyorlar!" şeklinde karşılık verdi. Akşam'dan
Şakir Süter Demirel'in bu sözlerine başlığıyla köşesinde yer
verdi.
Yazı: Şakir Süter
Kaynak: www.aksam.com.tr
-Cumhurbaşkanı Demirel'le Batman'a hayırlı bir iş için gittik.
Vergi rekortmenlerinden ünlü avukat Ahmet Pekin'in eşi Düriye Neş'e
Pekin adına Batman'da bir kız öğrenci yurdunun temeli
atılacaktı.
Düriye Hanım, kocası Ahmet Pekin'e 'dünya turuna çıkmak istiyorum'
dememiş..
'Bana pırlantalar, yeni yeni mücevherler, yeni ev ve arabalar al'
da dememiş; 'Ülkemizin kız çocukları için bir şeyler yapalım'
demiş.
Ailece, elele verip Demirel'e gitmişler:
- Böyle böyle.. Hayırlı bir iş, temel atma törenine gelir
misiniz?
Demirel 'koşa koşa gelirim' demiş; gerçekten de, kız öğrenci
yurdunun temelini atmak için Batman'a koşarcasına gitti
Demirel.
- Pekiyi, neden Batman?
Çünkü, en çok Batman'ın ihtiyacı olduğu bilgisini almışlar.
Şimdi Batman'da, temelini Demirel'in attığı 'Düriye Neş'e Pekin Kız
Öğrenci Yurdu'nun inşaatı sürüyor.
'Muhabbet denizi'
Temel atma töreninde Demirel, uzun süredir ayrı kaldığı miting
meydanlarına yeniden 'merhaba' der gibiydi; formdaydı:
- Çocuklar, kenarda durmayın, gelin bakayım karşıma, sizi daha
yakından göreyim.
Cumhuriyetin kazanımlarını anlatmakla başladı söze Demirel..
Bütün hizmetlerin çocuklar için olduğunu...
Bir yandan devletin, devletin yetişemediği yerde hayırseverlerin
hizmete koştuğunu anlatıp Pekin Ailesi'ne teşekkür ettikten sonra,
bütün hayırsever zenginleri eğitim alanına yatırım yapmaya davet
etti.
Demirel, mitingdeki konuşmasını bitirip, çocukların arasına
daldı..
Çocuklarla kucaklaşıp hem onları öptü, hem kendini öptürdü; hatıra
resimleri çekildi ve Demirel 'muhabbet denizinde' yüzdükten sonra,
gazetecilerin karşısına geçti:
- Sorun bakalım, neyi öğrenmek istiyorsunuz?
'Güzel halktır'
Batman özelinden, Güneydoğu geneline, bu bağlamda teröre geldi söz;
işte Demirel:
- Bölge halkı güzel halktır; terör örgütünün baskısı tamamen
kalktığında çok daha güzel şeyler duyulur bu bölgede. Türkiye'nin
asla bölünmeyeceğini insanlarımıza çok iyi anlatmamız
gerekiyor.
- Devlet bölgede yalnız bırakılmış. Siyasi parti var ama söylemi
yok. Tek taraflı biçimde devlet karşıtı propaganda yapılıyor.
- Siyasi partiler bu bölgede özel çalışma yapmalılar. 'Oy
istiyoruz' demek için değil, insanlarla kucaklaşmak için buraya
gelmeliler. Devlet erkanı da buraya daha sık gelip halkla
kaynaşmalı. Türkiye ve bölgenin doğruları bu insanlarımıza çok açık
biçimde anlatılmalı.
- 1984-2000 yılları arasında 40 bine yakın insanımızı teröre kurban
verdiğimize dikkat çeken Demirel 'bunun tekrarına gözyumulamaz'
diyerek sözlerini bağladı.
Sıra geldi günlük siyaset ve gerginliğe; Demirel 'evet, bir
gerginlik var. Bazı patlamalarla da bu gerginlik teyid edilmiştir'
dedi ve devam etti:
- Türkiye 70'li yıllardaki gibi değil. Üniversiteler, meslek
kuruluşları sakin, sendikalar yok gibi, akın akın sokağa fırlayıp
gösteri yapan insanlar yok; yani anarşiden söz edilemez. O halde bu
gerginlik nedir?
- Burada siyasi rejime iyi bakılmalı. 40 yıldır hangi göreve
geldiysem, seçilerek geldim. Başım ne zaman derde girmişse, derdimi
savmak için yine halk'a başvurdum, yine halkın oyuyla yoluma devam
ettim. Yani, halk iradesinin önemini en iyi bilenlerdenim.
- Unutulmaması gereken bir konu daha var: Türkiye bir kurumlar
devletidir. Osmanlı'da da böyleydi, cumhuriyet döneminde de böyle
olmuştur.
Demirel, hükümetin sık sık kurumları 'görmezden geldiğini' bu
kurumlarla sağlıklı diyalog kuramadığını anlatıyor.
Üç temel sorun
Demirel tam bu noktada tekrar günümüze gelip 'bugünün üç temel
sorununa' vurgu yapıyor:
1- Temsilde adalet sorunu vardır. Bunu Başbakan Erdoğan'a da, beni
ilk ziyaretinde söyledim. Eğer başarılı olurlarsa, 'temsilde
adaletsizlik' konusunun sorun edilmeyeceğini ama başarısızlıkları
görüldüğünde, bu sorunun öne çıkarılacağıanı söyledim.
2- Türkiye'de 'bölünme olabilir' korkusu var. Bunun olmayacağının
çok net biçimde söylenmesi, anlatılması gerekiyor.
3- Milli Görüş'ün devamı olmadığını söyleyerek gelen AKP'de
birilerinin kafalarının arkasında, kapatılan bazı partilerin
söylemlerinin bulunduğu endişesi var; entellektüel çevrelerde.
Türkiye'yi seçim paklar!
Demirel, Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın, Danıştay, Yargıtay,
üniversiteler ve cumhurbaşkanının konuştuğunu...
Askerin konuşmasa bile 'bir-iki cümle söylediğini' belirtip
ekliyor:
- Halk da, bu noktada 'arayışlara' başlıyor. Halk bugün alternatif
arıyor. Bugün gelinen noktada Türkiye'yi seçim paklar.
- Ama efendim, hükümet tam da işleri öğreniyordu?
- Kardeşim, 3.5 yılda öğrenememiş, yapamamışsın, 1.5 yılda mı
yapacaksın? Hem hükümet staj ve öğrenme yeri değildir.
Demirel, türban konusunda yanlış anlamalara yol açan 'türbanla
öğrenim görmek isteyenler Suudi Arabistan'a gitsinler' yollu
sözlerine bir kez daha açıklık getirdikten sonra hükümete
döndü:
- Hükümete gelmeden önce 'türban yasağını kaldıracağız' vaadinde
bulundular. Ben daha çıkıp 'yalan söylediler' demedim. Sadece
vaatlerini ve çelişkilerini anlattım.
Demirel'in gazetecilerle yaptığı toplantı bitiyordu ki, Ruhat Mengi
sordu:
- Efendim, DYP lideri Mehmet Ağar 'türban meselesini iktidara
gelince ben hallederim' diyor. Ona da bir şey söylemiyor
musunuz?
Demirel durdu ve bir tek cümle söyledi:
- Öyle diyorlar ama sonra da başlarını duvara vuruyorlar!
Bizce, yarım kalmış bir sohbet gibiydi Batman konuşmaları.
Demirel gazetecilere, 'inşallah her sene böylesi bir temel atma
töreninde buluşuruz' dileğiyle Güniz Sokağa döndü.