Demir eksikliği olanlar dikkat!
Abone olSağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özcan Keskin, demir eksikliği anemisinin rahim kanserinin de belirtisi olabileceğinin altını çizdi.
Dr. Özcan Keskin, "Bu nedenlerle demir eksikliği
saptanmış kadınların dahiliye uzmanlarıyla birlikte, kadın doğum
uzmanlarınca detaylı olarak incelenerek takip ve tedavi edilmesi
gerekmektedir." dedi.
Keskin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, demir eksikliği
anemisinin dünyada en sık görülen anemi türü olduğunu ifade
etti.
İstatistiklere göre dünyada kadınların yüzde 30-35'inde, erkeklerin
yüzde 10-20'sinde, hamilelerin ise yüzde 50'sinde demir eksikliği
anemisi görülebildiğini vurgulayan Keskin, gebelikte kadınların
günlük olarak 7-10 miligram demire ihtiyaç duyduğunu belirtti.
Keskin, bu nedenle, hamilelerin kadın doğum ve dahiliye
uzmanlarının kontrollerinden geçerek, öneriler doğrultusunda demir
replasman tedavisi almaları gerektiğini aktararak, şöyle devam
etti:
"Kadınlardaki aşırı adet kanaması ve gebelik yanında, sık doğum ve
düşük de demir eksikliği anemisi sebepleri arasında
sayılabilmektedir. Bunların yanında, demir eksikliği anemisinin
rahim kanserinin de belirtisi olabileceği asla unutulmamalıdır. Bu
nedenlerle demir eksikliği saptanmış kadınların dahiliye
uzmanlarıyla birlikte, kadın doğum uzmanlarınca detaylı olarak
incelenerek takip ve tedavi edilmesi gerekmektedir. Tüm bunların
yanında hastalarımızda, demir eksikliği yapabilecek diğer sorunlar
da düşünülerek, tüm hastalarda gastrointestinal ve ürogenital
sistem taranmalıdır. En azından gaitada gizli kan ve tam idrar
tetkikleri planlanarak bağırsaktan ve üriner sistemden kan kaçağı
yapabilecek bir patolojinin varlığı araştırılmalıdır. Eğer gaitada
gizli kan pozitif ise endoskopiler yapılarak üst ve alt
gastrointestinal sistemler taranmalıdır. Hastalarda anemi çok
derinse mutlaka ailesel kansızlık yapabilecek hastalıklarla
birlikte kemik iliği yetersizliği yapabilecek durumlar
araştırılmalı, gerekirse hastanın bir hematoloji uzmanına
yönlendirilmesi sağlanmalıdır."
"KALP ÇARPINTISI GÖRÜLÜYOR"
Prof. Dr. Özcan Keskin, "Şişmanlama korkusuyla oluşan
yanlış beslenme alışkanlığıyla zayıflama amaçlı uygulanan yanlış
beslenme programları da demir eksikliğine sebep oluyor."
dedi.
Yetişkinlerde çay ve kahve tüketiminin fazla olması, etin fazla
pişirilerek tüketilmesinin demirin yeterince emilememesine neden
olduğunu, bu nedenle de anemi gelişebileceğini dile getiren Keskin,
şöyle devam etti:
"Anemi belirtileri olarak en sık gözlenen bulgular, ciltte
solgunluk, halsizlik, güçsüzlük, çarpıntı, baş ağrısı, ellerde,
ayaklarda uyuşma, tırnaklarda kırılma, saçlarda dökülme, sinirlilik
halidir. Bununla birlikte, ağır anemi olgularında, kalp çarpıntısı,
nefes darlığı, bayılma, tansiyon düşüklüğü gibi ağır klinik
belirtiler de gözlenebilmektedir. Hemoglobin değerleri çok düşük
vakalarda periferik yayma denilen parmaktan kan alınması ve
mikroskop altında incelenmesiyle tanı
desteklenmektedir."
Keskin, "Kadın hastalarda unutulmaması gereken en önemli nokta,
hastada adet kanamaları çok miktarda oluyorsa bunun nedeninin
araştırılması ve saptanmasıdır. Gerekli olgularda hastaya hormonal
destek verip, adet dönemlerinin düzenlenmesi gerekebilir." diye
konuştu.
C VİTAMİNİ DEMİR EMİLİMİNİ ARTIRIR
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özcan Keskin,
sözlerini şöyle tamamladı:
"Demir eksikliği tedavisinde dengeli ve sağlıklı
beslenmenin tedaviye katkısı büyüktür. Bu dönemde içerdiği zengin
demir nedeniyle kırmızı et, balık, pekmez gibi gıdaların
tüketiminin arttırılması, oral yoldan demir sağlanmasına katkı
sağlayacaktır. Bunların yanında taze sebze, meyve, kuru baklagiller
bolca tüketilmelidir. C vitamini demir emilimini arttıracağı için C
vitamini içeren gıdaların da fazla tüketilmesi öneriler
arasındadır. Vücutta yeterli demir depolanabilmesi için en az 3 ay,
bazı vakalarda 6 ay boyunca ilaç kullanımı gerekebilir. Tedavi
sırasında B12 ve folik asit vitaminlerinin alınımı da mutlaka
sağlanmalıdır. Burada unutulmaması gereken, demir replasman
tedavisinin süresinin mutlaka uzman doktorların görüşü alınarak
planlanmasıdır."