Deli Emin kütüphenecilerle buluştu
Abone olFilmin yaratıcısı Yılmaz Erdoğan ile Demet Akbağ, kütüphanecilere ‘Vizontele Tuuba’yı anlattı.
Sürgün edildiği kasabada kütüphane kuran ve ‘televizyonlu
kütüphanesinde’ okuma bilincini aşılayan Güner Sernikli’nin
öyküsünü işleyen ‘Vizontele Tuuba’ filminin oyuncuları Kütüphane
Haftası’nın konuğu oldu.
Filmin yaratıcısı Yılmaz Erdoğan ile başrol oyuncularından Demet
Akbağ, yurdun dört bir yanından başkente gelen kütüphanecilere
‘Vizontele Tuuba’yı anlattı.
Erdoğan, Milli Kütüphane’de düzenlenen 40. Kütüphane Haftası
kapsamındaki söyleşiye 15 dakika geç gelince salondakiler tepki
gösterdi. Mikrofonun başına gelir gelmez esprileriyle
kütüphanecilerin gönlünü alan Erdoğan, sözlerine, “Bu kütüphane
işinden ne olur, kütüphane kimin ilgisini çeker dediler. Ben de
filmi onun için yaptım” diyerek başladı.
“KÜTÜPHANELER GENELDE SOĞUK, GICIK MEKANLAR”
Kütüphanelerin genelde “soğuk, gıcık mekanlar” gibi görüldüğünü
ifade eden Erdoğan, “Buralarda sanki ‘Moby Dick’, Cervantes yok.
Ben zaten yokum. Şahane kütüphaneler var, kimse gelmiyor. Peki niye
buraları hayallerin başkenti yapmıyoruz. Verin çocuklarımızın eline
boyaları, duvarlara resim yapsınlar. Yoksa olmuyor, olmayacak,
kimse gelmeyecek” dedi.
KİTAP OKUYAN DAHA İYİ AŞIK OLUR
Neden kitap okumak gerektiğini insanlara anlatmak gerektiğini
belirten Erdoğan, kitap okuyanla okumayanın farkını da, “Kitap
okuyan da aşık olur, okumayan da. Kitap okuyan da ölür ölmeyen de
... Ama kitap okuyan bunları daha kaliteli yapar” sözleriyle
özetledi.
Rahatsızlığı nedeniyle söyleşiye zaman zaman iştirak eden Akbağ da
burada söze girerek, “Bilgisayar dediler, çoğumuz saatlerce
başından kalkmadık. Ama gece okunan 20-30 sayfa kitabın yerini
tutamadı” dedi.
“FİLM İÇİN YAPTIĞIMIZ KÜTÜPHANEYİ
KULLANMADILAR”
Film için bir kütüphane oluşturduklarını, ancak çekimler bittikten
sonra kasaba halkının burayı kullanmak istemediğini belirten Yılmaz
Erdoğan, “Kütüphane matah bir şey olsa sürdürürlerdi. Yaptık,
alsana ... Sürdürmeleri lazımdı, sürdürmediler” dedi.
KÖY MEYDANINDA KİTAP OKUYUN
Okuma bilincini aşılamanın yolunun “Ya bu millet bilmiyor diyeceğiz
ya da zorlayacağız” demekten geçtiğini anlatan Erdoğan, salondaki
kütüphanecilere de, “Evet kimse kütüphaneye gitmiyor, kitap
okunmuyor, maaşınız kötü. Ama, Deli Emin televizyon götürdü, siz de
götürün bir şeyler. Gidin köy meydanında yüksek sesle kitap okuyun.
Duysun halkım” sözleriyle seslendi.
“BOŞ ZAMANLARDA KİTAP OKUNMAZ”
‘Boş zamanlarında’ kitap okuyanlara çok kızdığını dile getiren
sanatçı, tepkisini, “Bazıları boş vaktinde kitap okuyormuş. Ben boş
vakitte okunmak istemiyorum. Sanıyorum Balzac hiç istemez. Bir de
vakit bulamayanlar var. Arkadaş atom fiziğiyle uğraşıyor ya” diye
aktardı.
VİZONTELE TUUBA BİLETLERİ 2 MİLYONA
Filmin biletlerinin başlatılan bir kampanyayla 2 Nisan’dan itibaren
1 hafta süreyle sadece 2 milyon liradan satılacağını belirten
Erdoğan, “Ama ben öğrencileri bilirim. Paramız yok dersiniz,
kantinde 15 milyonluk çay içersiniz, sigarayı saymıyorum bile...
Şimdi gelin izleyin bakalım filmi” diye konuştu.
‘KORSANLAR’ YÜZÜNDEN KİTAP YAYIMLAMIYORUM
Salondaki konuklardan birinin, “Niye kitap yazmıyorsun” demesi
üzerine de Erdoğan, “Kim demiş kardeşim?” karşılığını verdi. Korsan
kitap basanlara sinirlendiği için yazdıklarını yayımlamadığını
anlatan Erdoğan, “Ben hırsızların endüstrisini kalkındırmak için
kitap yazmam. Bakalım şu yasa uygulanıyor mu ona bakacağız. Yoksa
ben yazdıklarımı internete veririm, oradan okur insanlar” dedi.
Erdoğan ve Akbağ’a daha sonra, filmlerinde kütüphanecilerin
sorunlarını yansıttıkları için birer plaket sunuldu.