Son günlerde para ile röportaj yaptığı iddiaları ile gündeme gelen Hürriyet yazarı Ayşe Arman, bu kez yaşamının henüz başlarında patronunun tecavüzüne uğrayan iş kadını Songül Baerisch ile yaptığı söyleşiyi köşesine taşıdı. 11 yaşında başlayan ve 15 yaşında tecavüz bebeğini doğurduğu güne kadar süren dehşetin üzerinden tam 32 yıl geçti. Bugün Almanya'da iş kadını olan 43 yaşındaki kadın adalet istiyor. Antalya’nın Serik ilçesinde 32 yıl önce yaşanan dram Songül B. nin hakkını aramak için dava açmasıyla gün yüzüne çıktı. Songül Baerisch 11 yaşında patronunun tecavüzüne uğramış hamile kalmış ve 6 aylık hamileyken bu kez patronunun dayısının tecavüzüne uğramış. Olayın meydana geldiği yıllarda henüz 11 yaşında olan Songül Baerisch 32 yıl yaşadığı dehşeti Ayşe Arman'a anlattı. Arman bütün kadın yönetmenlere; ''bugünkü röportajın hikâyesi dizi olarak çekilmeli ki bütün Türkiye izlesin. ‘Fatmagül’ün Suçu Ne?’ gibi bir dizi çıkar bu hikâyeden'' diyerek seslendi. İşte Songül Baerisch'in anlattığı ve başından geçen dehşet hikaye... Songül Baerisch 11 yaşında küçücük bir kızken Antalya Serik’te Bayram S.’nin tecavüzüne uğradığını yaşanan dehşetin 15’ine kadar bu devam ettiğini sonra gebe olduğunu fark ettiğini 15 yaşında tecavüz bebeğini doğurmak zorunda kaldığını anlattı. 28 yaşında bir kızı olduğunu söyleyen Baerisch ''tecavüz gibi insanlık dışı bir suçun yaşattığı travma ömür boyunca devam ediyor. Ben de kızım da yıllarca bu konuyla ilgili terapi gördük. Bugün iki torunu olan bir kadınım. Kendimi geliştirdim, eğitim aldım, iş-güç sahibi oldum. Ve şimdi adaletin yerini bulması için yıllar önce kapatılan cinsel istismar ve tecavüz davasının yeniden açılması için buradayım'' dedi. Adaletin tecelli etmesi için uğraşacağını ve davamın emsal dava olmasını istedğini belirten Baerisch kadınlara ''susmayın. Ayağa kalkın, ses çıkarın, haklarınızı arayın'' mesajı verdi. ''Utanması gereken biz değiliz'' diyen Baerisch sözlerini şöyle sürdürdü: ''Ben bütün toplumun üzerine çullanabileceği zavallı bir kız çocuğuydum. Annem- babam okuma yazma bilmeyen insanlardı. Dünyaya getirdikleri çocukları korumayan insanlardı'' Olayın yaşandığı yıl çok küçük olduğunu ve avukatı olmadığı için hakkını arayamadığını belirten Baerisch Mahkemenin “Kızın da rızası vardı, ayrıca kızlık zarı sanık tarafından yırtılmamış, doğum sırasında yırtılmış” kararı verdiğini ve sanık Bayram S.'nin sadece küçük yaşta bir çocuğu alıkoymaktan 1 yıl 8 ay ceza aldığını ve 4 ay yatıp çıktığını söyledi ve şunları anlattı: Patronum olacak adam! Ben ilkokul 4’ü bitirince annem çalışmam gerektiğini söyledi. Beni Serik sebze halinde bir ardiyeye soktu. İşte bu adam benden yaşça büyük patronumdu. Zorla tecavüz etti. Ve bu yıllarca devam etti. Ne yapacağımı bilmiyordum. Küçücük bir çocuksunuz, bir ilçede yaşıyorsunuz, namusunuz kirlenmiş gibi hissediyorsunuz. Birine söylemek benim sonum demekti... Söylesem beni kesin başkasına satardı. Ablama yaptığı gibi. Benim başıma Türk filmlerinde yaşanan her türlü rezalet geldi. Babam annemin üzerine kuma aldı, o kuma ve çocukları da bizim evde yaşıyordu. Babam anneme şiddet uyguluyordu. Cehaletin bini bir para. Yani tecavüze uğradığımı söyleyebileceğim bir ortam yoktu. Tek çare ölüm diye düşündüm. Evde bulduğum bir takım ilaçları ve fare zehrini içtim. Ama ölmeyi de beceremedim. Hastanede uyandığımda polisler başımdaydı ve kendime bunu neden yaptığımı bilmek istediler. İkinci mahkemeye gitmeden bedenimde farklılıklar hissetmeye başladım. Midem bulanıyordu, kusuyordum. Test yaptırdım, hamile çıktım. Savcılığa gittim, savcı “Mahkeme günü söylersin” diye beni gönderdi. Polise gittim, anlattım. Polis, tecavüzcünün ailesini arayıp hamile olduğumu söyledi. Yetmezmiş gibi o ailenin evine götürdü. Çocuğu aldırmam karşılığında bana para vereceklerini, şikâyetimi geri çekmemi istediler. Ben kabul etmeyince beni dövmeye başladılar. Özellikle karnıma tekme attılar ki bebek düşsün. Bayılmışım. Yeniden uyandığımda baktım, bir ebenin masasında kürtaja hazırlanıyordum. Kabul etmedim. Tecavüzü ispatlamak için ne olursa olsun çocuğumu doğuracaktım! Ebe tecavüzcünün ailesiyle kavga ederken ben kaçtım oradan... 6 AYLIK HAMİLEYKEN PATRONUN DAYISININ TECAVÜZÜNE UĞRADI: 6 aylık hamileyken -ki dava hâlâ devam ediyordu- tecavüzcünün dayısı M.Y, komşumuzun oğluyla haber gönderdi. “Ona yardım etmek istiyorum, avukat tutacağım, bana getir konuşalım.” Ben de inandım...Meğer tuzakmış! Bunca acı, tehdit, dayak ve tecavüz yetmemiş gibi Bayram S.’nin dayısı da tüm yalvarmalarıma rağmen tecavüz edip üzerine bir de çıplak fotoğraflarımı çekti! Hüngür hüngür ağladım. Dedem yaşında adama “Ben hamileyim, yapmayın etmeyin!” dedim. Bana çocuğu bir şekilde düşürmemi, yoksa herkese resimleri göstereceğini, mahkemeye de göndereceğini söyledi. KADIN HAKİMİN EVİNE GİDİP ANLATTIM: Dayanamadım, kadın hâkimin evine gittim ve ona bana zorla tecavüz edildiğini ama mahkemenin huzurunda söylemeye korktuğumu, beni tehdit ettiklerini ve başıma gelen her şeyi anlattım. Hâkim bana bunları yazılı olarak vermemi söyledi. Yaptım. Ve dava Ağır Ceza’ya gönderildi. Çıldırdılar! Bebek doğar doğmaz da DNA testi yapıldı. Ve babasının Bayram S., yani tecavüzcüm olduğu ispatlandı. Ben çok acılar çektim ama asla mücadeleden vazgeçmedim! Onlar da vazgeçmesinler! Ben küçücük bir melektim, kanatlarımı kırdılar. Ama pençelerim de var benim, onu unuttular... Şimdi geri döndüm. Artık güçlüyüm de. Adalete güveniyorum.