DEHAP'lılar şartlı serbest bırakıldı
Abone olGenel Başkan Tuncer Bakırhan'ın da aralarında bulunduğu 8 DEHAP yöneticisinin tutuklanmaları istemini yerinde görülmezken, yurt dışına çıkış yasağı getirildi.
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hakimliği, Genel Başkan
Tuncer Bakırhan'ın da aralarında bulunduğu 8 DEHAP yöneticisinin
tutuklanmaları istemini yerinde görmezken, bu kişilerin, adli
kontrol altına alınmalarına karar verdi. DEHAP PM ve İl Başkanları
Toplantısı Sonuç Bildirgesi'ne ilişkin soruşturmayı yürüten terör
ve organize suçlara bakmakla görevli Ankara Cumhuriyet Savcısı
Mustafa Kelkit, DEHAP Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Genel Başkan
Yardımcıları Orhan Miroğlu, Veli Büyükşahin ve Hatice Çoban, Merkez
Yürütme Kurulu üyeleri Ali Can Ünlü, Muammer Değer ve Hüseyin
Yılmaz, PM üyesi Mehmet Tusun'u, tutuklama istemiyle Ankara 11.
Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hakimliği'ne sevk etti. Savcı
Kelkit'in, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK), ''örgüt içinde hiyerarşik
yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım
eden kişinin, örgüt üyesi olarak cezalandırılacağını'' düzenleyen
220/7. maddesi yollamasıyla, TCK'nın ''silahlı örgüte üye olma''
suçunu kapsayan 314/2. maddesi uyarınca haklarında tutuklama
istediği DEHAP yöneticilerinin, sorgusunu Hakim Hasan Şatır yaptı.
Savcının tutuklama istemini yerinde görmeyerek, DEHAP'lıları
serbest bırakan Hakim Şatır, suç vasfının değişmesi ihtimalini göz
önüne alarak, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) ''adli kontrol''
hükmünü içeren 109/1. maddesi uyarınca, DEHAP'lıların adli kontrol
altına alınmalarına karar verdi. CMK'nın 109/3-b. maddesi uyarınca,
DEHAP'lıların, haftada bir gün bulundukları yerde polise imza
vermelerine karar veren Hakim Şatır, CMK'nın 109/3-a. maddesi
uyarınca da bu kişilerin yurtdışına çıkışlarına yasak koydu.
ANTİDEMOKRATİK KARAR Bakırhan, adliyeden ayrılırken yaptığı
açıklamada, sonuç bildirgesiyle ilgili soruşturma kapsamında, adli
kontrol kararı çıktığını, bunu kabul edemeyeceklerini söyledi.
Kararı, ''parti çalışmalarını ve seyahat özgürlüklerini kısıtlayan
antidemokratik bir karar'' olarak gördüklerini anlatan Bakırhan,
itiraz edeceklerini kaydetti. Bildirgede, Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan'ın, ''Kürt sorununa'' ilişkin görüşlerine paralel ifadelere
yer verildiğini öne süren Bakırhan, bir sorunu Başbakan dile
getirdiğinde suç olmadığını, ancak partilerinin soruşturmaya
uğradığını savundu. Bakırhan, ''Kürt sorununun demokratik yoldan
çözülmesini isteyen hiçbir kesimin geri adım atmaması gerektiğini''
ifade ederek, ''Sayın'' demenin yada dememenin Türkiye'nin sorunu
olmaması gerektiğini ileri sürdü. Bakırhan, ''Sayın'lardan
kurtulup, Başbakan'ın dile getirdiği Kürt sorununun, barışçı ve
demokratik yollardan çözülmesi projelerini hayata geçirmek
hepimizin görevi'' diye konuştu.