Değişmeyen İslamcıları yazdı
Abone olYeni Şafak yazarı Ali Bayramoğlu 28 Şubat süreci sonrası değişime uğramayan İslami kesimi ele aldı
Ali Bayramoğlu günlerdir İslami ve laik kesimin uğradığı
değişimi yazı dizisi ile açıklıyor. Bayramoğlu bugünkü yazısında
yazdı.
Yazı: Ali Bayramoğlu
Kaynak:
-Altı gün yazı dizisi nedeniyle köşe yazılarına ara vermiş olduk.
Aslında birkaç gün daha Türkiye'nin sıcak gündemine ilişkin olarak
bu araya devam etme niyetimiz var. Daha doğrusu bu haftayı uzun bir
çaba sonrası hazırlanan, "Dindar ve laik kesimde değişim ve
değişmezler" araştırmasının, dizide eksik kalan kimi yönlerine
değinerek tamamlayacağız.
Değişim elbet mutlak değil ve herkesi kuşatmıyor...
Nitekim araştırma verileri bize şunu da gösterdi:
İslami kesimde mensuplarıyla hemen her çevrede karşılaşılan,
özellikle Orta Anadolu hattında rengi koyulaşan bir sert halka
bulunuyor. Bu halka "İslami duruşu kuvvetli, tavizkâr olmayan,
kimliğiyle ilişkisinde değişime ve değişim fikrine önemli ölçüde
kapalı" olan bir kesime tekabül ediyor.
İslami kesim sert halkada din merkezli toplum ve siyaset
"ütopya"sında ya da toplumun İslamlaşması ülküsünde büyük
farklılıklar yaşandığı söylenemez.
Ne var ki bu ütopyanın temel araçları, 1980'lerin ve 1990'ların ilk
yarısının salt ve saf İslami araçları olmaktan çıkarak,
çeşitlenmiştir.
Nitekim bu araçlar kaynaklarını din kadar, ekonomiden, milli
öğelerden, devletten almaya başlamıştır. Değişim dalgasının
yarattığı yeni koşullarda bir tür alan savunması ve tahkim
mekanizması olarak ortaya çıkan bu çeşitlenmenin en önemli sonucu
ise, İslami zihniyetinin önemli bileşkelerinden birisi olan "güç
algısı"nın yörüngesini etkilemesi olmuştur.
Bu çerçevede bugün güç tanımı ve arayışı en tutucu gruplarda bile
bir kültür, eylem ve duruş olarak "açık çatışma" üzerinden
yapılmamakta, "rekabet, pay alma, sistem içine yerleşme ve sistem
içinde kalma" gibi "uyum mekanizmaları" ve adımlarla iç içe
geçmektedir.
Orta Anadolulu bir işadamı şöyle diyor örneğin:
"Her toplumda sayı değil de nitelik ağırlık noktasını belirler. Ve
biz İslami kesimin fikir ve teori köklerinin toplumun diğer
kesimlerinden çok güçlü olduğunu biliyoruz... Çok ciddi düşünce
adamlarını şu an çıkaramasa bile çok ciddi bir kültürel,
entelektüel birikime, mirasa sahip olduğunu ve bunu kullandığı
takdirde de toplumun diğer kesimlerine üstünlük sağlayacağı, bunun
eninde sonunda gerçekleşeceği kanaati var ben de (...) Türkiye'deki
laiklik gerilimi bitmez gibi geliyor bana. Türban yasağı kalksa da
gerilim bitmez... Yani başörtüsü serbest bırakılınca başka şeyler
devreye girecek. Talepler dini idareye kadar gidecek..."
AK Parti'nin AB ve Batı yanlısı politikaları bu kesimde tedirginlik
ve sorularla karşılanmaktadır. Bu sorular doğal olarak
demokratikleşme adımlarının özüne uygun, değişimi anlamlandıran ve
kendisine yönelik tanımlayan nitelikte değildir. Tersine "cemaatçi
dil"in içinden üremektedir.
Kayserili bir esnaf söyle diyor mesela:
"İslami yönetim isteyen de bundan ne kastettiğini bilmez hale
geldi. Bu AK Parti iktidarı kafaları iyice karıştırdı. Yani şu anda
Türk halkı, yani AK Parti'yi destekleyen kitle bunu
açıklayamıyor... Yani Kayseri'de bir söz vardır: Zenginin ayıbı
olmaz derler. Başarılı insanların kusurları başarıları bittikten
sonra görünür. AK Parti'ye söylenecek çok söz var ama şimdi
binmişler bir kısrağa AB diye koşturuyorlar. O hengâmede de halk
ağzı açık bir Fransa'ya bir Danimarka'ya koşturan iki adamın
görüntüsüne bakıyor (...) Şimdi AK Parti garip bir şey diyor. Artık
İslami bir hükümet olmayacak diyor. Bu şey gibi kırık gibi acısı
sonradan ortaya çıkacak. AK Parti'yi iktidara getiren seçmen
kitlesinde rahatsızlık artıyor. Bir yerden patlayacak..."
Görüldüğü gibi değişim ikliminin yarattığı baskı zihniyet üzerinden
yaşanan bir geri çekilme ya da "tersten değişim" olarak karşımıza
çıkmaktadır. Nitekim İslami kesim sert halka, değişim-zihniyet
ilişkileri açısından ele alındığında, faydacı tutum ve tersten
değişim etrafında ataerkil siyasi değerlerin yeniden üretiminin
aktif ve yaygın olarak yapıldığı bir alanı oluşturmaktadır.
Nasıl?
-Yarına...-