Değişimin adayı Demirtaş'tır! Diğerleri hazine adayı!
Abone olHDP Eş Başkanı Figen Yüksekdağ Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde HDP’nin ikinci çizgi olduğunu söylerken "değişim iradesi bu memleketi dönüştürecek asıl güçtür" dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Cumhurbaşkanlığı
seçimlerinde HDP’nin ikinci çizgi olduğunu belirterek Türkiye
halklarının açığa çıkardığı değişim iradesinin Türkiye’yi
dönüştürecek asıl güç olduğunu, bu gücün adayının ise Selahattin
Demirtaş olduğunu söyledi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen
Yüksekdağ, partisinin grup toplantısında konuştu. Yüksekdağ,
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde HDP’nin ikinci çizgi olduğunu
belirterek “Sayın Demirtaş, ezilen Türkiye ve Kürdistan halklarının
değişim mücadelesinde gelişmiş bir seçenektir. Demirtaş sadece
isminden ve kendinden ibaret değildir. Her bir aday bir eğilimin
temsilcisidir.” dedi.
Yüksekdağı’ın açıklamalarından satırbaşları
şöyle:
HDP KÖŞK SEÇİMLERİNDE İKİNCİ
ÇİZGİDİR
“Önemli bir eşiğe geldik. Bunu oluşturan gündemlerden birisi de
Cumhurbaşkanlığı seçimleridir. Türkiye’de hiçbir siyasi gündem
kendisinden ibaret sayılmıyor”
“Sayın Demirtaş, ezilen Türkiye ve Kürdistan halklarının değişim
mücadelesinde gelişmiş bir seçenektir. Demirtaş sadece isminden ve
kendinden ibaret değildir. Her bir aday bir eğilimin temsilcisidir.
Siyasi seferberliğimiz ile kendimizi ortaya koyduk. Türkiye
halklarının açığa çıkardığı değişim iradesi bu memleketi
dönüştürecek asıl güçtür.
“Biz alanlardan gelen talepleri öne çıkaran bir özgürlük
programının gerçek alternatif olacağını biliyoruz. Başkanlık
sistemi ve diktatörlük hayalleri ve rüyaları ile Türkiye halklarına
verilecek gerçek hiçbir şey yoktur. Başbakan Başkanlık sistemi
hayali görüyor ama Türkiye’de demokratik sistem işletilebiliyor mu?
Halen yüzde 10 barajı garabeti ile uğraşıyoruz.
ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİNİN
ALTERNATİFİ DEMİRTAŞ'TIR
“Halkın üzerinde kurulacak yeni bir suntaya ihtiyacı yok. Halkın
katı devletçi otoriter anlayışın pekiştirilmesine ihtiyacı yok.
Halkın daha fazla özgürlüğe ihtiyacı var.
“Özgürlük ve demokrasi güçlerinin gerçek alternatifi Selahattin
Demirtaş ve onun temsil ettiği siyasi çizgidir. Demirtaş sadece
HDP’nin desteklediği bir aday olmaktan çıkmıştır, Türkiye’de çok
önemli bir özgürlük ve demokrasi bileşenleri kapsayan düzeye gelmiş
durumdadır. Bu güç daha da büyüyecek. Çünkü güneşi balçıkla
sıvayamazsınız. Halkın gerçek temsilcilerini çeşitli karalamalar
veya saldırılarla hak ettikleri zeminden koparamazsınız.
‘TRT ERDOĞAN'IN KANALI GİBİ
ÇALIŞIYOR’
“Basın ve medya kanallarının hükümet ve iktidar lehine bir aday
için çalıştığına en fazla tanık olduğumuz dönemi yaşıyoruz. TRT
adeta Erdoğan’ın kanalı gibi çalışıyor. Bu kurumun adı TRT mi?
Tayyip Bey’in Radyo Televizyon Kurumu mu? Hangisi? Bu yanlı yayın
politikası derhal terk edilmelidir. Devlete bağlı yayın
kurumlarının fırsat eşitliği temelinde yayıncılık politikasını
yürütmelidirler.
“KARŞIMIZDAKİ ADAYLAR HAZİNE
ADAYIDIR"
“Bizim gibi halkının kuruş kuruş yaptığı bağışlarla yürüttüğü gibi
çalışma yürütsün. Biz onların olanaklarına sahip değiliz. İhsanoğlu
ve onu destekleyenler bakımından da aynı eşitliksizlik durumu ile
karşı karşıyayız. HDP, anti demokratik kısıtlamalar nedeniyle
hazine yardımı hakkından yararlanamıyor. Bu durumda karşımızdaki
adaylar gerçek anlamda halkın ve onun kaynaklarına dayanan bir
çizginin adayları mıdır? Karışımızdaki adaylar hazine adayıdır.
Halkın adayını soruyorsanız Demirtaş’tır.
ÇERÇEVE YASA
“AKP bugüne kadar hükümet olmaktan kaçtı. Artık kaçacak yeri
kalmadı ve bir duvara dayandı. İşte sınırda çıkarılan çerçeve yasa
ile yaşadığı tıkanmayı aşma yoluna gitti. Bu yasa başta Kürt halkı
olmak üzere barış için çaba yürüten halkların ulaştığı mücadelenin
payı var. Yasayı olumlu görmekle birlikte halklarımızın elde ettiği
bir kazanım olarak görüyoruz. Elbette her şey bunun içine sığmaz.
Bugüne kadar oluşturdukları hiçbir sınırlı yasa kanayan yaraya çare
olmadı. Bugün de elbet tarihsel bir adım ile müzakere süreci ilan
edilmiş oldu. Ancak bu çerçeve içine ve bunun içinde tanımlanan
yaklaşıma sığmayacak kadar kapsamlı bir sorundur Türkiye’de barışın
sağlanması.
SİYASİ TUTSAKLAR
ÖZGÜRLEŞMELİ
“Türkiye’de çok önemli bir siyasi dinamik tutsak ediliyor. Siyasi
tutsaklar özgürleştirilmeden, başta Sayın Abdullah Öcalan olmak
üzere Türkiye’nin siyasi birikiminin siyasete katılım
kararlılığının önü açılmadan Türkiye’nin özgürleşmesi ve baskıcı
rejimden kurtulması mümkün değildir. Özgürlük sorununu çözmek
istiyorsanız bunun en belirginleştiği yerde de irade göstermek
zorundasınız. Siyasi tutsakların özgürleşmesinin önünü açmak
zorundasınız.
AKP ŞANSINI ZORLUYOR
“Artık cenazeler cezaevlerinden çıkmamalı. Türkiye halklarının
beklemeye tahammülü yok. Artık Türk anneleri ağlamıyor. Asker
cenazeleri gelmiyor. Erdoğan halen kendisine sunulan bu fırsatı
siyasi koz olarak kullanmaya devam ediyor. Kürt halkı da ‘Bende
artık kendi evlatlarımın cenazesini taşımak istemiyorum’ diyor. Bu
isyan ve talep siyasi iktidar tarafından tam da bugün duyulmadığı
durumda gerçek anlamda barışın önünün açılacağından söz etmek artık
çok zor hale gelecektir. AKP hükümeti halen şansını zorluyor.
TMK'NIN LAĞVEDİLMESİ
GEREK
“TMK’nın lağvedilmesi gerekiyor. TCK’daki anti demokratik ve faşist
rejimlerden devşirilerek yapılmış düzenlemelerin çıkarılması
gerekiyor. Bu süreç içinde onlarca ve yüzlerce gencin
katledilmesine yol açan PSVK’nın kaldırılması ya da değiştirilmesi
gerekiyor. Barıştan bahseden onca cana mal olmasına rağmen halen
karakol ve kalekol yapımlarını sürdürüyor. Savaş döneminde
oluşturulan militarist yapılar halen kan kusuyor. Daha iki gün önce
korucular tarafından gerçekleştirilen katliam yaşandı. Koruculuk
kurumu dağıtılmalıdır. Köye dönüşlerin başlatılması için bölgenin
silahsızlanmadan ve askeri politikalardan arındırılması gerekiyor.
Bu konuda siyasi iktidara rol düşüyor. Gerillaya sürekli silah
bırakma çağrısı yapıyorlar. Çözüm sürecini hükümet esas olarak
böyle tanımlıyor. Oysa karşımızda siyasi ve sosyal sorun var. İki
taraflı silahların bırakılması bu siyasi sorunun çözümünün bir
parçasıdır. Taraflardan birisine bu çağrı yapılırken, taraflardan
diğeri sonuna kadar silah kullanmaya devam ediyor.
ANADİLDE EĞİTİM HAKKI
“Anadilde eğitim hakkı oyalamalar ile ertelenemeyecek kadar
gerçek bir insan hakkıdır. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi hakkı
ile anadilde eğitim hakkının güvence altına alınması gerekir. Tek
dil, tek millet söylemine besmele edinen bütün güçler bu hakkın
önünde uzun süre duramayacaklarını bilmek zorunlar
KADIN CİNAYETLERİ
“Kadın kırımı düzeyine gelindiyse bunda AKP’nin kadın düşmanı
politikalarının tartışmasız yeri vardır. Kadın cinayetlerinin
durdurulacağı söyleniyor ancak barınma evleri yapılmıyor. Siyasi
iktidar kadının evinden çıkmasını istemiyor. Barınma evleri bundan
dolayı yapılmıyor. Siyasi iktidar kadınlara ‘dayak yesen de evinden
çıkma’ diyor. Bunun karşısında kadın özgürlük mücadelesinin
kazandığı haklar çok önemli yerde duruyor. HDP bir kadın partisi
olarak özgürlük mücadelesinde de onun önünde yer almaya devam
edecek.
DİYARBAKIR'DAKİ OTURMA
EYLEMİ
“Bugüne kadar Gezi anneleri ve Robosik annelerini birbirlerinden
uzaklaştırdılar. Kadınların ve annelerimizin bu süreç içinde öncü
rolü üstleneceklerine inanıyoruz. Yine Amed’de valilik önünde barış
için anneler oturma eylemi gerçekleştiriyor. Daha düne kadar
çocukları gerillaya katılan ailelerin Diyarbakır Büyükşehir
Belediyesi önünde oturan annelerini gören duyan yayın kuruluşları
barış annelerinin valilik önündeki eylemlerini duymuyor. Bu
adaletsizliğin en tipik örneğidir. Gerçeği arıyorsanız Diyarbakır
Valiliği önündeki annelere, Gezi ve Roboski annelerini birleşmesine
bakacaksınız. Orada yalan yoktur.
IŞİD’İN KOBANİ
SALDIRISI
“Siyasi iktidar devrimi boğmak için IŞİD çetelerini silahlandırdı
ve destekledi. Türkiye hükümeti bu destek ile tarih karşısında ağır
bir yükün ve sorumluluğun altına girmiştir.”
Yüksekdağ, yarın Kobanî için Suruç’ta olacaklarını söyleyerek
herkesi Kobanî’ye destek vermeye çağırdı.