Defalarca ölüm tehdidi aldım, son anda önlendi
Abone olCumhurbaşkanı Adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye Vizyon Belgesi”ni açıklıyor. Törende konuşan Erdoğan, defalarca ölüm tehditle...
Cumhurbaşkanı Adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye
Vizyon Belgesi”ni açıklıyor. Törende konuşan Erdoğan, defalarca
ölüm tehditleri aldığını ve somut suikast girişimlerinin ise son
anda önlendiğini söyledi.
Başbakan Erdoğan, cumhurbaşkanlığı için Vizyon Belgesi’ni Haliç
Kongre Merkezi’nde düzenlenen törenle açıklıyor. Erdoğan’ın
ailesiyle birlikte katıldığı törende siyaset, iş, spor, sanat
camiasından ve sivil toplum kuruluşları ile sendika
temsilcilerinden oluşan 4 bin 500 davetli hazır bulundu. Törenin
yapıldığı salona “Dombra” şarkısı eşliğinde giren Başbakan Erdoğan,
eşi Emine Erdoğan ile birlikte sahneye çıkarak katılımcıları
selamladı. Toplantı Başbakan Erdoğan’ın hayatını konu alan kısa
film gösterimi ile başladı. Gösterimin ardından Uğur Işılak’ın
Başbakan Erdoğan için bestelediği yeni şarkı çalındı. “Milletin
Adamı” vurgusunun dikkat çektiği şarkı sırasında salonu dolduran
binlerce kişinin de alkışlarla eşlik ettiği görüldü.
Vizyon belgesi tanıtım toplantısında konuşan Başbakan Erdoğan, 10
Ağustos 2014 tarihinde ilk kez Cumhurbaşkanını doğrudan milletin
oyları ile seçileceğini vurgulayarak, “AK Parti’nin Genel Başkanı
ve Başbakan olarak 2007 yılında yaptığımız değişiklikle
cumhurbaşkanını halkın seçmesinin sağlamanın memnuniyetini
yaşıyorum. Bu anayasa değişikliğini gerçekleştiren TBMM’ye bir kez
daha teşekkür ediyorum. Anayasa değişikliği dönemin cumhurbaşkanı
tarafından önce veto edildi sonra halk oylamasına götürüldü. Halk
oylamasında aziz milletimiz yüzde 69 oy oranı ile ‘evet’ diyerek
değişikliğin gerçekleşmesini sağladı” diye konuştu.
Erdoğan, Cumhuriyet tarihinde yaşanan olumsuzlukların büyük
çoğunluğunun, sistemin değişime direnmesi sonucu ortaya çıktığını
ifade ederek, “Dersim’de yaşanan acı hadise sistemin değişime
direnmesinin, halkın taleplerine kulak tıkanmasının eseridir.
Kapatılan camiler, yasaklana Kuran eğitimi, devlet millet
güvensizliği değişime yönelik direncin bir eseridir. Hapse atılan
yazarlar, sürgüne gönderilen sanatçılar, devletin değişime
direncinin eseridir. On yıllar boyunca ülkemiz gündemini meşgul
eden başörtü sorunu, terör meselesi, değişime direncin eseridir.
Sünni kardeşlerimizin, Alevi kardeşlerimizin, Hristiyan
vatandaşlarımızın, tüm azınlıkların, düşünürlerin yıllardır
çektikleri acı tamamen sistemin değişime direncinin eseri. Rejim
değişimi kendisi için bir tehdit olarak görmüştür. Statükonun bu
ağır baskısına ve zulmüne rağmen toplumda değişim arzusu hiçbir
zaman kaybolmamıştır” diye konuştu.
“SADECE KENDİ SORUNLARINA ODAKLANAN PARTİ KURMADIK”
“Biz sadece kendi sorunlarına odaklanan bir siyasi parti kurmadık”
diyen Başbakan Erdoğan, “42 bin denek üzerinde yatığımız kamuoyu
araştırması ile nasıl bir siyasi olmalı diye sorduk. Ardından nihai
kararımız verdik ve adımımızı attık. Biz o dönemde birçok zulümleri
yaşadık. Arkadaşlarımız içinde yavruları üniversiteye gidemeyenler
vardı. Damdan düşenlerin aramızda olduğu bir yapıydık. Milli ve
manevi değerleri reddedilen kimselerdik. Siyasi partileri kapatılan
bir harekettik. AK Parti’yi kurarken sadece kendi sorunlarımız
değil, milletin her bir ferdinin sorunlarını dert edindik. Siyasi
tarihimiz boyunca da başörtü özgürlüğü kadar ifade özgürlüğünü de
savunan biz olduk. Meslek liselerinin imam hatip okullarının
açılmasını savunduğumuz kadar farklı dillerde yayın yapılmasını
savunan da biz oldu. Sünni özgürlüğünü savunduğumuz kadar Alevi
özgürlüğünü de savunan biz olduk” dedi.
Erdoğan, 12 yıl boyunca her türlü vesayetin karşısında durduklarını
ifade ederek, tüm darbe girişimlerine, komplolara millet adına
itiraz ettiklerini söyledi. Her türlü çete ve mafya ile mücadele
ettiklerini kaydeden Erdoğan, “Akşamdan sabaha hükümet yıkan kuran
şebekeler vardı. Bunlardan ülkemizi arındırdık. Sokakta insanların
ensesine bir kurşun sıkarak karanlıkta kaybolan çetelerle
mücadelemiz oldu ve bunları temizledik. Devletin koridorlarına
sirayet etmiş çeteleri temizledik. Kürt ile Türk’ü birbirine
düşürmeye çalışan çeteleri temizledik. Türkiye’nin en iyi
zamanlarında gençleri sokağa döken, ülkeyi istikrarsızlığa mahkum
etmek isteyen çeteleri temizledik. Her darbeye övgüler düzen,
hizmet, eğitim gibi değerleri istismar eden devletin en kilit
noktalarını işgal edip, devlet ve milletine ihanet bayrağı açan
çetelere de göz yummadık” şeklinde konuştu.
“Bütün çetelerin temizlendiği bir anda Pensilvanya’dan idare edilen
Türkiye’yi eski Türkiye’ye döndürmeye çalışan çeteye de eyvallah
demedik” diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: “Elbette
mükemmel bir yerde değiliz yapacaklarımız var. Ancak eğer Türkiye
milletin değişim taleplerini daha önce görebilseydi bugün daha
farklı bir Türkiye’de yaşıyor olacaktık. Darbeler, komplolar,
çeteler milletin değişim arzusu önünde engel olmasaydı bugün farklı
bir yerde olacaktık. 10 yılda bir darbelerin olduğu ülkeydik.
İktidarımıza kadar 16 ayda bir seçim yaşanan bir ülkeydik. Böyle
bir ülkede istikrar, güven olur mu. 12 yıl boyunca önümüze engeller
çıkmamış olsaydı bugün çok farklı bir yerde olabilirdik. Yine de
yılmadık.”
“SUİKAST GİRİŞİMLERİ SON ANDA ÖNLENDİ”
Defalarca ölüm tehditleri aldığını ve somut suikast girişimlerinin
son anda önlendiğini belirten Başbakan Erdoğan, “1994’te İBB
Başkanlığı için seçim çalışması yaparken tehditler aldım.
Pınarhisar Cezaevi’ne gönderilmek beni denklemin dışına itmeye
yönelik girişimdi. Hatırlayın başlıklar atıldı ‘muhtar bile olamaz’
diye. Cezaevinde de tehditler aldım” dedi.
Erdoğan, muhalefetin cumhurbaşkanlığı adaylığıyla ilgili
eleştirilerine de yanıt vererek, “Şimdi de ne diyorlar aday olamaz.
Muhalefet diyor. Bu ülkede eğer anayasa varsa, kimin ne zaman nasıl
aday olacağı yazıyor. Açın anayasayı bir okuyun. Kendileri yarışa
giremedikleri gibi ısmarlama adaylarla yarışa giriyorlar” diye
konuştu.
“Danıştay saldırısı üzerimize yıkılmak istendi” diyen Erdoğan, o
süreçte hep birlikte dik durduklarını söyledi. Erdoğan, “Bitti mi
bitmedi. 17 Aralık, 25 Aralık darbe girişimi eğer başarılı olsaydı
şu anda Yassıada benzeri mahkemelerde yargılanıyor olacaktık. Bu
komplonun tüm belgelerini ele geçirdik. Bir kısmını açıkladım
diğerlerini de açıklayacağız. Bütün bu tehditlere, darbe
girişimlerine, komplo ve tuzaklara cesaretle direndik. Ülkemiz
adına, milletimiz adına, istiklalimiz adına bu mücadeleyi verdik.
Sandığa giden yolu her zaman açık tuttuk. Bir baskı rejimi halkın
önüne sandık getirmez. Getirse de hür iradenin tecellisine izin
vermez. Baskıcı başbakan kendisine her gün hakaret edilmesine
müsaade etmez. Başkasının özgürlük alanına müdahale etmediği sürece
her özgürlüğü savunduk. Özgürlük ihlal edildiğinde yasalar dışında
başvuracağımız bir merci olmadı. Eski Türkiye devletin etrafında
kümelenmiş çetelerin dışında herkes için karanlıktı. Hepimiz eski
Türkiye acılarını yaşadık. Eski Türkiye artık eskide kalmıştır”
dedi.
(İHA)