Dedikoduyu kimler yapar?

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ünal, dedikoduyu genellikle sorunlarından ve yetersiz hayatlarından kaçmaya çalışan kişilerin yaptığını ve ''sınırlı kişilerin'' paylaşım aracı olduğunu söyledi.

Ünal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dedikoduyu, ''ciddi işi, meşguliyeti olmayan ve iletişim alanı sınırlı kişilerin, başkalarının yaptıklarını kendi aralarında anlatarak, paylaşmaları'' olarak tanımladı.

Dedikoduyu, sorunlarından ve yetersiz hayatlarından kaçmaya çalışan kişilerin yaptığı vurgulayan Ünal, şunları kaydetti:

''Dedikodu kişilerin içlerindeki boşluğun bir sonucu. Yaşama tutunmak için güçlü bir amacı olmayan ve hayatın basamaklarına sağlam basmak için tutarlı bir birikime sahip olmayan kişiler, hayatlarındaki bu boşluğu dedikoduyla gidermeye, hayata ve mutluluğa bu şekilde bağlamaya çalışır. Yani yaşadıkları sorunlardan ve kendilerine yetmeyen dar dünyalarından kaçmaya çalışan 'sınırlı kişiler' dedikodu yapar. Bu yetersizliklerini, başkalarına ya da başkalarının hayatlarına ilişerek kapatmaya çalışırlar. Magazin programları ve 'biri bizi gözetliyor' tarzı programlar da toplu olarak yapılan dedikodu olarak tanımlanabilir.''

İLETİŞİM ARACI OLSA DA, ABARTILMAMALI

Dedikodunun, insanlar arasında bir iletişim ve rahatlama aracı olarak kullanılsa da, başkalarının özgürlüklerine ve özel hayatlarına karışır şekilde olmasının sakıncalı olduğunu vurgulayan Önal, şunları kaydetti:

''Aksi halde, anlatılanlar abartılarak, dedikodusu yapılan kişiye zarar verir hale gelebilir. 'Vadide bir söz söyledim, tepeye çıktım ben de inandım' gibi bir durum ortaya çıkarılmamalıdır. Bu durumda dedikodular insanların kafalarını karıştırır ve onları birbirlerine düşmanca duygular beslemelerine neden olabilir. Bu da toplum huzurunu ve dengesini bozar.

Kişilerin yaptıklarını eleştirmek yerine, toplumu ilgilendiren, spor, politika, sinema filmleri, diziler gibi genel olaylar hakkında konuşulması daha doğrudur.''

Genelde kadınların daha çok dedikodu yaptıkları yönünde bir kanı bulunduğunu da kaydeden Ünal, ''Kadınlar, çalışma hayatında erkekler kadar yoğun bulunmadıkları ve bu nedenle meşguliyetleri daha az olduğundan, böyle bir genelleme mevcuttur. Ancak, erkekler de kadınlar kadar dedikodu yaparlar'' dedi.